Namık Açıkgöz


Mobbing Haftası da Nereden Çıktı?

Mobbing Haftası da Nereden Çıktı?


Başlıktaki soruyu ben sormuyorum. 1-7 Şubat tarihleri arasını “Mobbingle Mücadele Haftası” olduğunu, gören, duyan okuyanlar soruyor. Yoksa ben bundan 17 yıl önce taaa 2005’te Muğla Üniversitesi (O zaman adı öyleydi) rektörlüğüne verdiğim dilekçemde bu kavramı telaffuz etmiş biriyim ve herhalde bizim üniversitemizde bu kavramı resmi evrakta kullanan ilk kişiyim.  2002 sonuda göreve gelen 28 Şubat artığı rektör göreve gelişinin 35. Gününde hakkımda soruşturma açmaya başlamış ve 2005’e kadar, neredeyse 6 ayda bir soruşturma açarak beni “bezdirme”ye kalkmıştı. 3 yılda hakkımda çılan soruşturma sayısı 6’yı bulunca ben de “Şahsıma karşı meslekî bezdirme amacıyla mobbing yapılmaktadır.” demiştim.

Az-çok literatürü takip ediyordum ve mobbing’in ne demek olduğunu iyi biliyordum. Bir süre sonra mobbing derneğinin olduğunu öğrendim ve rahmetli başkan Hüseyin Gün bey ile irtibata geçtim. Rahmetli, “Hocam çok sevindim. Sizin üniversiteden falanca hanım da bize geldi ve kendine mobbing uygulandığını söyledi.” dedi.

Şaştım kaldım!...

Çünkü sözü edilen hanımın, bir meslek yüksekokulunda müdürlük yapmıştı ve bir arkadaşımıza mobbing uygulayarak intiharına yol açtığı söyleniyordu. “Vay be!... Demek en şiddetli mobbing uygulayanlar ve uygulamasını bilenler Mobbingle Mücadele Derneği ile irtibata geçmiş.” dedim rahmetliye.

Mobbing, tarihin bütün zamanlarında vardı ama adlandırılıp tarif edilmesi ve hukukî bir terim olarak kullanılmaya başlaması, çeyrek yüzyıldan beri var.
İnternette aratın; pek çok tarifini ve hakkında pek çok söylenmiş, yazılmış bilgi bulacaksınız. Ben lafı dolandırmadan söyleyeyeyim: Mobbing, en kısa ifade ile “meslekî bezdirme”dir. Anladınız… Aynı meslekte olan ve aynı yerde çalışanlar arasında olan bir meslek hastalığıdır. Aynı iş yerinde çalışan biri, bir diğerine veya diğerlerine karşı duyduğu husumeti, doğrudan ve bireysel karşı koyuşla değil de, devletin kendisine verdiği imkânlar veya yasaların boşluklarından istifade ederek sürdürmesi ve karşı tarafı bezdirmek için elinden g3eleni ardına koymamasıdır. Karşı tarafı itibarsızlaştırma, yalnızlaştırma, bezdirme,  değersizleştirme gibi taraftar toplanarak da uygulanan mobbing’de devlet imkânlarının doğrudan suiistimal edilmesi söz konusudur. Her mobbing uygulayan, mutlaka güvendiği bir yerden güç alır; yani tek başına kendisi çıkamayacak kadar alçaktır. O yüzden bir mobbing uygulayıcısı için hiçbir yasa, yönetmelik geçerli değildir; çünkü alçaklığa hiç biri sökmez. Onlara karşı en esaslı çözüm, tavizsiz ve ilkeli bir meslek hayatı yaşamak; güvendiği dağlara kar yağabileceğini göstermektir.

10 yılda hakkında 22 soruşturma açılmış bir akademisyen olarak o alçakça uygulanan mobbing’i gayet iyi bilirim. O yüzden hekimden değil, çekenden sorun mobbingkousunu. Hakkımda açılan 22 soruşturmanın 22’sinde de “ülküdaşlarım”ın imzası vardı. Görün işte gözü kararmışmobbingciler hangi yollara başvuracak kadar âdileşebiliyorlar.

Mobbingle Mücadele Derneği, bu sene Mobbingle Mücadele Haftasımünasebeyitle bir kararlılık beyanı yayınladı. Anlattığım alçaklığa işaret edercesine “Mobbing insanlık suçudur” mottosu ile yayınlanan beyannamede şu görüşler dile getirildi:

Her kademedeki tüm çalışanlarımız; görev, yetki ve sorumluluk bilinciyle, çalışma ilişkilerinin kurulması ve yürütülmesinde birbirlerinin onur ve saygınlığına karşı en yüksek özeni gösterecektir.

Bu değerlere zarar verecek yıldırıcı, düşmanca, aşağılayıcı ve rencide edici davranışlardan kaçınmak; çalışma ortamında psikolojik tacizi engellemek için her türlü özeni göstereceklerdir.

Çalışanlarımız psikolojik tacize maruz kaldıklarında veya tanık olduklarında silsile yolu ile üst yönetimi derhal bilgilendirmekle yükümlüdürler.

Her kademedeki çalışanımızın onur ve saygınlığının korunmasını sorumluluklarımız arasında kabul ettiğimizi ve bu davranışlara müsamaha göstermeyeceğimizi kararlılıkla beyan ve taahhüt ederiz.

Evet…

Gerçekten mobbing namertçe bir insanlık suçudur… Kendi zaaflarını ve zayıflıklarını devletin imkânlarıyla gidererek alçakça saldırı düzenleyenler maalesef en çok akademyada var. Çünkü akademya, benim “yasaltanat” dediğim, kendisine kanunla verilmiş güç ve imkânları alçakça kullanan “yasal saltanat” sahipleridir ve ne acıdır ki 2547 sayılı YÖK kanunu bu saltanata cevaz vermiştir. Öbür taraftan da atama-yükselme cenderesine hapsedilmiş bir insana yaptıramayacağınız alçaklık yoktur. “Saldır, atayayım; saldır yükselteyim…” diyen bir zihniyetin olduğu üniversitelerde mobbinge bir an önce dur diyecek yasal tedbirler alınmalıdır. Nasıl mı? Onu da başka yazımızda anlatalım.

Mobbingle mücadele haftası nereden çıkmış anladınız mı?