Ülkemizin en ciddi sorunlarından birisi, her yıl artarak devam eden kadına karşı işlenen suçlardır.Maalesef pek çok kadın tecavüze uğramakta, bir kısmı seks objesi olarak pazarlanmakta, bazıları şiddete maruz kalmakta, bazıları dacinayete kurban gitmektedir. Nitekim 2019 yılında öldürülen kadın sayısı 422, 2020’de 413, 2021’de 416 olmuştur. Bu sayılara şüpheli kadın ölümleri dahil değildir. Şiddet gören kadın sayısının yüksek olduğu ama bu konuda güvenilir istatistikler olmadığı bilinmektedir. Bütün istatistikler kadın cinayetleri konusunda karnemizin iyi olmadığını, daha da önemlisi kadına bakışımızın sorunlu olduğunu göstermektedir.
Kadına olumsuz bakışın en uç noktası sayabileceğimiz kadın cinayetlerinin nedenleri hakkında farklı açıklamalar vardır. Yapılan bilimsel çalışmaların bazıları ülkedeki siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunların derinleşmesi, şiddetin meşru görülmesi gibi nedenlerden söz etmektedir. Yapılan bu çalışmaların büyük bir bölümü soruna çare olarak hadım yasasının çıkarılması, elektronik kelepçe ya da şikayetçi olan kadınların polis korumasına alınması gibi öneriler ileri sürmektedir. Farklı bir çalışma ise kadına yönelik şiddetin asıl sorumlusunun ataerkil anlayış ve yaşam kalıpları olduğunu ifade etmektedir. Buyaklaşım daha derinlemesine araştırılmayı hak etmektedir çünkü ülkemizde hala ataerkil bir düzen hakimdir ve çocuklarımız kadınla ilgili ilk deneyimlerini bu düzen içerisinde edinmektedirler. Babasının annesine iyi davranmadığını, kötü sözler söylediğini, aşağıladığını ve hatta dövdüğünü gören çocukların büyük bölümü ya babaları gibi davranmayı benimsemekte ya da tam tersi bir tutum almaya yönelmektedir.
Aile içerisinde “saçı uzun aklı kısa”, “kadınların bunlara aklı ermez”, “ancak iki kadının şahitliği bir erkeğe eşittir” gibi sözler geçmekte ve çocukların kadınla ilgili tutumları kadına karşı olumsuz ifadelerle şekillenmektedir. Dinle ilgilerinin arttığı daha ileri yaşlarda da kadınla ilgili evde edindikleri intibaı kuvvetlendirecek başka olumsuz etkilere maruz kalmaktadırlar. Bunların en başında doğrulukları şüpheli olan (sahih olmayan) hadisler gelmektedir.
Ülkemizde hâkim olan İslam anlayışında İslam’ın iki kaynağı olduğu inancı hakimdir. Bunlardan biri Kur’an diğeri ise hadislerdir. Hadislerle ilgili ülkemizde çok ciddi tartışmalar vardır. Bazı kesimler Kur’an’ı temele alıp Kur’an’dakarşılığı olan hadislere itibar ederken bazıları daKur’an’la uyum içerisinde olmasa bile hadislerin büyük çoğunluğuna hatta hepsine itibar etme eğilimindedir. İslam’ında tahrif edilmesine neden olan güvenilir olmayan hadislerde karşımıza çıkan kadın imajı gençlerin ailede başlayan kadına olumsuz bakışlarını daha da pekiştirecek niteliktedir.
Peygamberimizden 250-300 yıl sonra yazılmaya başlayan hadislerin bir bölümü maalesef sahih olmamalarına rağmen pek çok Müslüman tarafından inanılmaktadır. Böylece bazı tarikat ve din adamlarının görüşleri İslam’a aitmiş gibi gösterilmeye çalışılmış ve dinimiz tahrif edilmiştir. Yüzyıllar boyu devam eden bu körü körüne inanış kemikleşip sonradan düzeltilme ihtimali neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
Hadislerin hangilerine inanıp hangilerine inanılmayacağı konusunda tavsiye edilen metot onların Kur’an’da karşılıklarının olup olmadığına bakılmasıdır. Eğer hadisin konusu Kur’an’da geçiyor ve içeriği Kur’an’a uygunsa onu sahih olarak almak makuldür. Arapça bilmeyen ve Kur’an’ı da Türkçe mealinden okumayanlar bu karşılaştırmayı yapmakta zorlanmakta ve dini iyi bildiklerini düşündükleri insanların kanaatlerine müracaat etmektedirler. Allah ile kul arasına giren ve buradan menfaat sağlayan kalabalık bir zümre, insanların bu zaafından faydalanarak onlara yanlış olduğu bilinen hadisleri doğruymuş gibi sunmaktadırlar.
Psikoloji bilimi bize ailede başlayıp dinle tanışma ve yaşama sürecinde güçlenen kadına karşı bu inanışların bir şekilde bilinç altına yerleştiği ve daha sonraki davranışlarımız üzerinde etkili olduğunu söylemektedir.Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti sadece farkında olmadan bilinç altına itilenbu inanışlarla açıklamak mümkün değildir. Ancak aşağıda örnekleri verilen ve halk arasında yaygın olarak bilinen sahih olmayan hadislerin, bu cinayetlerde ve kadına yönelik şiddette, ağırlığının tam olarak ne kadar olduğu bilinmese de bir etkisinin olduğunu düşünmek mümkündür. Kadının son derece negatif algılanmasına yol açan sahih olmayan hadisleri okuyan ve doğru olarak kabul eden insanlar kadına ne kadar değer verebilirler? Daha vahim olanı dini kaynaklıda olsalar kadınla ilgili değerler kültürümüzün bir parçası haline gelmekte ve genel kabul görmektedirler.
Özellikle uydurma hadisler, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın sürdürülmesinde gerekçe olarak gösterilmektedir. Aşağıda kadınla ilgili en önemli hadis kitaplarından alınmış kadının statüsü, kadına bakış ve erkek karşısındaki eşitliği ile ilgili uydurma hadislerden bazıları verilmektedir. (Kaynak: Kur’an Araştırmaları Grubu, Uydurulan Din ve Kur’an’daki Din,71.Baskı, 2020)
“Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmesini emrederdim.”
(Tirmizi, Roda; Ebu Davud, Nikah; Ahmed b. Hanbel, Müsned; İbnMace, Nikah)
“Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese, yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.”
(İbniHacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239)
“Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.” (Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187)
“Kadınların dinleri ve akılları eksiktir.” (Buhari)
“Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.”
(Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam, 34/115 Buhari, Nikah, 17/4805)
“Kadınlar kaburga kemiğinden yaratılmıştır, onları düzeltmeye uğraşmayın. Onlardan eğrilikleriyle yararlanın.”
“Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında olan bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen, aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.”
(Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003)
“Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.” (Buhari)
“Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben, Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm.”
(Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003)
“Bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse cennete girer.”
(RiyazusSalihin)
“Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.”
(Müslim, Salat; Tirmizi Salat; EbuDavud Salat)
“Dövme yapan ve yaptırana, yüzündeki tüyleri aldıran ve estetik için dişleriniseyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin.” (Buhari)
“Takma saç takan ve taktıran, kaşları incelten ve incelttiren, dövme yapan ve yaptıran lanetlenmiştir.”(Ebu Davud, Tereccul, 5)
“Eğer bir kadın peruk takarsa, eğer kol ve yüzüne dövme ya da ben yaparsa, yüzünden ve kaşlarından cımbızla kıl aldırırsa, yüzüne güzellik vermek için şekil değiştirirse lanetlenmiştir.” (İmam Şarani, UhudulKubra. Sayfa 313, 867, 889)
“Ashabı kiram, eşlerinin, pencere ve kapı aralıklarından dışarıyı seyretmelerini ve erkek görmelerini önlemek üzere evlerinin perdelerini sıkı sıkıya kapatırlar ve dışarıya bakanlara dayak atarlardı.” (İmam Gazali, İhyayı Ulumuddin)
“Kadınları zarar vermeyecek miktarda aç, aşırı gitmeyecek kadar da kıyafetsiz bırakınız. Çünkü kadınlar iyice doyar, güzelce giyinirlerse onlar için dışarı çıkıp gezmekten daha sevimli bir şey yoktur. Fakat onlar biraz aç, biraz da çıplak kalırlarsa onlar için evde oturmaktan hayırlı bir şey yoktur.”
(İbnülCevzi, Mevzuat, II/282-283; Suyuti, Leali, II/154 İbnArrak, Tenzihü'ş-Şeria, II/212-213
“Kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkma arzusu gelir.”
(İmamı Gazali-Kimyayı Saadet sayfa:178 İbnEbiŞeybe, Musannaf, IV/II, 420)
“Dışarı çıkması kesin gereken kadın ise kocasından izin aldıktan sonra dışarı çıkacak ve şu kurallara uyacaktır:
“Kadınların sıfatları şunlardır:
(İmam Gazali, Nasihatül Mülk)
“Hanefilerden bazıları kadının sesinin de avret olduğu görüşündedirler.” (FıkhusSiyre)
“Ancak ve ancak mahremleriniz olan erkeklerle konuşacaksınız.” (İbni Kesir 4/355)
“Kadınlara danışmayın, onlara muhalefet edin. Kadınlara muhalefet edin, zira kadınlara muhalefet berekettir.”
(Kadınlara Dini Bilgiler; Suyuti, LealilMasnua 2; İbnArrak, Tenzihüş Şeria 2)
“Kim ki karısına itaat ederse Allah onu yüzüstü Cehenneme atar.” (İbnArrak II, 215)
“Başlarına bir kadın geçiren bir kavim asla iflah olmaz.”
(İbniHanbelMüsned 5/43,50; Tirmizi Fiten:75 Nesai Kudat:8; Buhari Fiten:18)
“Kadınlara yazıyı öğretmeyin. Dikişi ve Nur Suresi’ni öğretin.” (İbnü’lCevzi, Mevzuat)
“Kişi kadınını yatağa davet eder de kadın kaçarak eşi sinirli bir şekilde gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lanet eder.” (Buhari 9/36)
“Bir kadın kocasından boşanırsa, o kadına cennet kokusu haram olur.”
(Kadınlara Dini Bilgiler)
“Camiye gelirken kokulanan kadın, evine dönüp de cünüplükten ötürü boy abdesti alır gibi yıkanmadıkça, Allah katında onun namazı kabul olmaz.” (AvnülMabül 11/230)
“Kadının yeri soğumadıkça erkek, kadının oturduğu yerde oturmamalıdır.”
(Kadınlara Dini Bilgiler)
“Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir.” (Kadınlara Dini Bilgiler sayfa:88)
Sahih olmayan bu hadislere karşılık kadın konusunda sahih olan pek çok hadis vardır. Tek tek bu hadisleri ele almaktansa onların doğruluklarının test edildiği Kur’an da ki ayetlerin kendilerine bakmak daha doğru olacaktır.
Hucurat Suresi Ayet 13:
Ey insanlar, biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır.
Buradan anlaşıldığı gibi erkek ve dişiler eşittir. Onları birbirinden üstün kılan erkek ve dişi olmaları değil Allaha olan imanlarındaki farklılıklardır. Erkeklerle dişiler arasındaki ilişki Tevbe Suresi 71. ayette verilmektedir.
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.
Nisa Suresi 32. ayette:
Allah’ın bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldığı şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay, kadınlara kendi kazandıklarından bir pay vardır.
Yine Nisa Suresi 124. Ayet
Erkek olsun kadın olsun inanmış olarak kim iyi fiiller gerçekleştirirse onlar cennete girecek ve onlar, bir çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar bile haksızlığa uğramayacaklardır.
Nahl Suresi 97. Ayette,
Erkek olsun kadın olsun, her kiminanmış olarak iyi fiiller gerçekleştirirse ona mutlaka temiz bir hayat yaşatırız ve yaptıklarının karşılığını en güzel şekilde mutlaka veririz.
denilmektedir. Bakara Suresinin 187. Ayetinde ise
Onlar sizin giysileriniz, siz de onların giysilerisiniz
denilerek cinsiyetler arası eşitlik ve bağımlılık vurgulanmıştır.
Görüldüğü gibi Kur’an’daki kadına bakışla uydurma hadislerdeki bakış tamamen farklıdır. Bu uydurma fakat yaygın olarak bilinen hadislerde kadının statüsüerkeğe hizmet ettiği, onu memnun ettiği ölçüde kabul görmektedir. Statüsü hayvanlar ve uğursuz şeylerle eşittir. O kadar ikinci derecededir ki kadın cennete ancak kocasını memnun ederse gidebilecektir. Kadına bakışı bu olan bir Müslüman erkeğin toplumsal cinsiyet eşitliğine olumlu bakması mümkün müdür? Veya daha önemlisi kadına saygı duyması ve onu el üstünde tutması mümkün müdür?
Kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesi ancak kadına bakışın değişmesi ile mümkün olacaktır. Bu anlamda ailelere, okullara ve dini öğretenlere büyük görevler düşmektedir.