Cuma İçten

Tarih: 22.03.2022 09:42

Vur Vur İnlesin İslami Cemaatler İzlesin!

Facebook Twitter Linked-in

Son altı yıldır iktidar mazlumlara vuruyor, mazlumlar inliyor ve maalesef İslami cemaatler izliyor.

Yer Adana önceki yıllar gibi çoğu başörtülü kadınların olduğu izinsiz gösteri ( Avrupa insan hakları mahkeme kararlarına uymayanlara yönelik basın açıklaması) yapanlara polisin yaptığı orantısız müdahale, işkence ve darp görüntüleri❗️Oysaki basın açıklamaları Anayasal bir haktır ve izne tabi olamaz❗️

İZİNSİZ GÖSTERİ?

Yani 1990 yıllarında Müslüman genç ‘in İstanbul Beyazıt meydanında düzenlenen izinsiz baş örtülü eylemleri gibi…

Her cuma mutlaka polislerden dayak yemeye giderdik meydana…

“Vur vur inlesin İsrail dinlesin!” “Namusa uzanan eller kırılsın!” “İsrail uşakları defol!” “Baş örtüsüne uzanan eker kırılsın!” diye haykırır;

Sonra polis anonsu:

- “izinsiz gösteri yapıyorsunuz dağılın aksi durumda müdahale edeceğiz”.

Dedikten 30 saniye sonra polislerle birlikte joplar dile gelirken bizden çıkan ses “ALLAHU EKBER” sonrası patlayan kafalar kan içinde yüzler yerden sürüklenerek yapılan tutuklamalar, hazır ifadelere atılan imza merasimleri, son olarak verilen yalan savcılık ifadesi: 

“Efendim camiden çıktım, oradan geçerken beni de almışlar.’’

Serbest kalır daha sonra yediğimiz dayağı bir iki günlük macerayı kâr bilir, kendimizi cihad yapmış sahabeler edası ile mücahitlik anılarını biriktirirdik.

O yıllarda bize en çok gazı verenler sonrasında ülkeyi 20 yıldır yönetenler oldu.

Hep dini değeler üzerinden cephede en önde bizleri tuttular, nerde dayak varsa gelsin mücahitler gitsin mücahitler. Sonra 28 Şubat darbesi, en çok konuşanların en az konuşmaya başladıkları sürece girdik.

Daha sonrası malum garibanlar içerde!baş rollerde olanlar dışarda! her ideolojide olduğu gibi.  

Büyük mücadele ederek; Allah kitap diyenlerle, birlikte “dayak yemesin” diye baş örtülü hakimleri, savcıları, polisleri ve askerleri getirdik. Meğer kendi cellatlarımızı getirmişiz! Baksanıza artık elinde jop olanların, hukuku tanımayanların, liyakate önem vermeyenlerinde başı kapalı olabiliyormuş. Demek ki başının kapalı olması hakka riayet edeceğin anlamına gelmiyormuş.

Allah, kitap, kuran, namaz, nas, haram, helal diyen yöneticiler, her kademede memurlar şekil anlamında kendi benzeri olanlara zulmediyorlar.

En üst yargı kararları dinlenmiyor, Avrupa insan hakları mahkemeleri kararlarına uyulmuyor! Yargıtay ve anayasa mahkeme kararları mağdurların haklı görürken Beyazıt meydanı müdavimleri kendi bildiklerini yapmaya devam ediyorlar! Hepsi hikâye oldu, sonunda bunları da gördük.

Avrupa insan hakları mahkemelerinin ve anayasa, Yargıtay kararlarına uymayan iktidarı eleştirmek isteyen ve anayasal hak olarak basın toplantısı yapmak isteyenlere zulmettiler.  Milyonların gözü önünde baş örtülü polis kadınlar, çarşaflı yada baş örtülü kadınlara işkence yaptılar.

Jop’u vuran hırsından Allah derken, jop’u yiyen acıdan Allah diyor.

Meğer bizler baş örtülü kadınların baş örtülü kadınlara işkence yapmalarını sağlamışız. Diyarbakır’da bir laf vardır “vay mala mını” daha önce cami içerisinde ibadet edenlere müdahale edilmiş ve Allah’ın evinde Müslümanlar tartaklanmıştı! Daha önce de binlerce baş örtülü kadın çocuklarını eşini savunurken darp edilmişti!

Hani baş örtüsü namustu?

Hani kadın, hani anne olmak kutsaldı?

Doğrusu 1990 yıllarda bu manzaralar dahi olmamıştı. Şu an baş örtülü cezaevinde olan kaç kadın var? Kaçı hamile veya rahatsızlık sebebi ile tutuksuz yargılanabilirken tutuklu yargılandı ya da yargılanıyor? Kaçı sorgulanırken insanlık dışı işkencelere maruz kaldı. Hatta çıplak olarak arandığı iddia edildi! Tüm bunlar yazıldı, çizildi, aktörlerin iddiası oldu, mağdurların ikrarı oldu sonuç? Mağdur Bir baş örtülü kadın ile siyasetçi başka bir baş örtülü kadını yarıştırdılar. Birinin mağduriyetini diğerinin zalimce yaklaşımını hep beraber izledik.

Ben milli görüş camiasından gelen biriyim biraz medrese gördük, hiçbir cemaatin içinde olmadım ama çoğu ile tanışık olduk samimi olduk halada dostluklarımız devam ediyor. Hepsine aynı mesafedeyim, iletişim içerisindeyim.

Ey cemaatler! Ey cemiyetler! Ey vakıflar, Ey kuran kursu açanlar! Öğrenci yurtları açanlar, toplumun birçok alanında iyiyi doğruyu yaymaya çalışanlar, Ey eskinin Beyazıt meydanı müdavimleri şimdinin lastik yakan müteahhitleri, müslümanlara karşı son 6 yıldır yapılan onca zulme ve haksızlığa neden sessizsiniz?

En çok zalime ses çıkartmak müslümanın asli işi değil mi? Aynı tavrı chp yapsaydı ne yaparsınız?

Sizler; zulüm bizden gelince sessiz olmayı tercih ettiniz! Bravo ahirette görüşürüz.

İktidar kendisi gibi düşünmeyen herkesi hain ve terörist ilan ediyor!

İktidar kendisi gibi islamı yaşamayanları kafir ilan ediyor!

İktidar Dünyanın en yüksek faizini veriyor!

İktidar; kur garantili faiz ile tüm müslümanlardan aldığı vergileri, faize yatıranlara ödüyor!

İktidar Haram yiyenleri daha da zengin ediyor!

İktidar; etrafındaki onlarca şirkete ülkenin kaynaklarını peşkeş çektiriyor!

İktidar; dini terminoloji kullanarak müslümanlara zulmediyor!

İktidar; ötekileştiren yaklaşımlar sergileyerek kendisi düşünmeyen herkesi sistem dışına itiyor!

İktidar; adalete hukuka müdahale ederek tüm İnsanların inancını aidiyetini sarsıyor!

İktidar; TV kanallarında her gün yayınlattığı sabah programları ile aileyi ve değerleri ayaklar altına alıyor!

İktidar; zeytin ağaçlarını, ormanları, tarım arazilerini, denizleri imara açarak çevreyi ve doğayı katlediyor!

İktidar; eğitim ve öğretim programları ile sorgulayan analiz eden ilme bilme önem veren bir nesil değil, aksine biat eden kendisine iman eden, bir nesil yetiştiriyor!

İktidar sayesinde deizm her geçen gün artıyor ve insanlar islamı yeniden sorgulamaya başlıyor! İslam’a vurulacak en büyük darbe bu anlattıklarım değil mi?

Baş örtülüler dayak yesin siz susun!

Camiler içinde joplar kullanılsın siz susun!

Yargı kararına rağmen müslümanlar işine dönemesin siz susun!

İktidar mhp ve Perinçek’e teslim olsun siz susun!

İktidar içinde fetöye bulaşanlar makam mevki alırken, suçu sohbete gitmek olanlar hapislerde yatarken siz susun!

Ak partiye oy vermeyenler kafirdir diyenlere susun!

İktidar Müslüman, onun her dediğine uymak farzdır diyenlere susun!

Ona bakınca Allah’ı görüyorum diyenlere susun!

Peygamberlik gelse o olurdu diyenlere susun!

O olmazsa aç kalırız, her şey onun sayesinde diyenlere susun!

O seçilmiş biri diyenlere susun!

Öyle ya. . . Susmanız lazım

İstanbul ve Türkiye’nin her yerine en büyük camileri mehter marşı ile açan onlar

Öyle ya, Cami İmamlarını; bakan, bakan yardımcısı, milletvekili, genel müdü, il müdürü yapan onlar.

Öyle ya, Tüm okulları İmam hatibe çeviren onlar.

Öyle ya, Eskiden zekât, hayırlar ve burslar ile öğrencilere sahip çıkarken şimdi devletin imkanları emrinizde.

 

Öyle ya, Her bir vakıf cemiyet yöneticisi birçok kitlerde ve devletin söz hakkı olan şirketlerde birden fazla görevler ile 100 bin liranın üstünde maaşa bağlanmış.

Öyle ya, İktidarı yücelt ki sende yücelesin.

Öyle ya, Türkiye’yi el birliği ile açık cezaevine çevirdiler.

Öyle ya, ne önemi var baş örtüsü ayrımımı yapacağız, huzuru bozan kim olursa olsun gereği yapılır kanuna gerek yok.

Öyle ya,başını kaldıran herkes ya Fetöcü yada PKK’lı ilan edilebilir. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyerek hadi nerde kalmıştık demeye devam edeceksin.

Öyle ya, daha önce de olduğu gibi faturayı, büyük coşku ile atadığınız emniyet müdürlerine çıkartır, bir iki kişiyi görevden alır meseleyi kapatır cemaatleri elde tutmaya devam edersiniz.

Benim tanığım Allah tüm bunları gören ve duyandır, hakkı gözetendir.

Allah adı ile insanları kandıranların vay haline!

En çok eleştirmesi ve konuşması gerekenler ortada yok.

‘’Bugün zulme sessiz kalanlar yarın tarih sahnesinde yok olmaya mahkumlardır.’’

İktidar ile gelenler, iktidar ile itibar elde edenler GELDİKLERİ gibi gideceklerdir.

Birileri vururken mazlumlar inlerken, adalet ayaklar altına alınırken, yolsuzluklar yapılırken, ahlaksızlıklar yaygınlaşırken susmayı tercih edenler; bilsinler ki Allah susmayı değil konuşmayı emretmiştir.

Bizler devletimizi ve milletimizi insanlarımızı ayırt etmeksizin, ötekileştirmeden seven mazlumlardan yana duruş sergileyen bir topluluğuz.

Biliyoruz ki, sizler rızk endişesinden ve makamlarınızdan, mevkiinizden ve sıcak ortamlarınızdan lüks yaşamlarınızdan endişe ediyorsunuz. Biz rızkın ve her şeyin kuldan değil Allahtan olduğuna inanıyoruz. Sizleri de hakka davet ediyoruz.

Hakka uzanan eller kırılsın!

Kadına uzanan eller kırılsın!

Aydınlık bir Gelecek dileklerimle.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —