Mustafa Yavuz Elbirler


Tarih Boyunca Türkler ve Türklere Yönelik Tehdit

Tarih Boyunca Türkler ve Türklere Yönelik Tehdit


Onbin yıldan öteye giden tarihi süreç içinde; Anadolu'dan Orta Asya bozkırlarına ve nihayetinde Orta Asya ve Anadolu'da varlığını sürdüren Türk Milleti ve Türk Devletlerinin varlığı inkar edilemez bir gerçektir.

Türkler ilk günlerinden itibaren:

Türk düşünce ve hayat tarzının temelini oluşturan Türk dli Kök Türkçeyi, çeşitli lehçeler, ağızlar ve etkileşimlere rağmen korumuşlardır.

Atalarının koydukları kuralları, nesilden nesile geliştirerek, Töre adı altında, örf, adet, ilkeler şeklinde hukuk düzeni oluşturmuşlardır.

Korunma, savunma, iktisadi, sosyal, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını sağlamak hususunda; aileden, boylara, oradan kağanlıklara ve nihayetinde devlet düzenine giden süreçte her çağda örnek teşkil edecek şekilde örgütlenmişlerdir.

Bir diğer anlatımla, aile, toplum, millet, yurt, vatan, devlet gibi yapısal ve kurumsal unsurları; Milli vicdan, milli duygular, milli ahlak, milli şuur, milli ihtiyaçlar ve milli ülkü gibi soyut unsurlar ile koruyup geliştirmişlerdir.

Türk dili Türkçe ile var olmanın kurucu, kalıcı, yapısal, kendine özgü niteliklerini, yeteneklerini, maddi ve manevi değerlerini, estetik ve sanatlarını korumanın ötesinde Milli Ortam ve Milli Kültür oluşturularak korunabilmiştir.

Oluşan Milli Ortam ve Milli Kültür sayesinde Türk Milleti özüne sahip liderleri ile Türk İstiklal Harbini zaferle taçlandırarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur.

Bu gün sürdürülmekte olan Türk Birliği çalışmalarının temeli de özde Türkçedir.

Ancak, lider ülke, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığını sağlayan maddi, manevi bütün değerlerimize karşı, her gün artan dozda dış ve iç tehdit yoğunlaşarak artmakta.

Sevr'i canlandırmaya çalışan hilafet ve saltanat taraftarları

Yobazlar, sahte softalar,

Komünistler, Nasyonal Sosyalistler, Faşistler

Emperyalist kapitalistler

Ayrı ayrı veya birlikte yapamadıklarını bu defa:

Türk Milletini etnik azınlıklara bölerek yok etmeyi

Kültür mozaiği safsataları ve modaistliği ile siyasi ve kültürel birliği parçalamayı

Türk Milletini Ümmete dönüştürmeyi

Arap kültürünü din adı altında zihinlere nakşetmeyi

açıkça ortaya koyma ve resmileştirme çalışmalarını görüyor ve yaşıyoruz.

Ötekileştirme, aşağılama hor görme, yanlış bilgilendirme bir kısım sözde aydınlar ve siyasetçiler eli ve diliyle tüm propaganda araçları kullanılarak; çıkarları, hırsları, yabancılaşma özentileri sonucu demokrasi ve insan hakları örtüsü altında sürdürülmekte.

Bizim, her türlü olumsuzluğa rağmen Türk Milletinin Milli Ortamını koruyarak Milli benliğinden kopmayacağına ve Milli Kültürünü muhafaza ederek her türlü saldırıyı def edeceğine inancımız tamdır.

Biliyor ve inanıyoruz ki MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET DAMARLARIMIZDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.