Savaşın Mağdurları
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali birinci ayını doldurmuşken hala çatışmaların durdurulamamış olması bölgedeki siyasi ve ekonomik krizin yanında insani krizi de derinleştiriyor. 4 milyona yakın Ukraynalı mülteci başta Polonya , Romanya ve Moldova olmak üzere komşu ülkelere sığınmış durumda bununla birlikte ülke içinde 7 milyona yakın kişi çatışma bölgelerinden ülkenin batısındaki daha güvenli şehirlere gitmiş durumda. Avrupa Ülkeleri çatışmaların başından beri Ukraynalı Mültecileri kabul edeceğine dair birçok açıklama yapmış durumda. Ukraynalı mülteciler için yapılan bu açıklamalar çok önemli. Öte yandan ülkesinde kalmayı tercih edenler için duruma bakarsak Lviv dahil olmak üzere ülkenin bütün şehirlerinde siviller olası hava saldırılarına karşı günün büyük bölümünü sığınaklarda geçiriyor.Buradaki savaş koşullarında gene en çok kadın, çocuk ve yaşlıların mağdur olduğunu rahatça görebiliyoruz.
Rusya’nın Müdahalesi ve Küresel Ekonomik İlişkiler
Rusya’nın uzun zamandır Ukrayna’ya saldırabileceği konuşulurken bölge üzerine çalışan çoğu kişi bunun başta ekonomik olmak üzere çeşitli nedenlerle gerçekleşmesinin zor olduğunu belirtiyordu. Bu sebeplerin başında Putin’e yakın siyasilerin ve oligarkların Avrupa başta olmak üzere küresel kapitalizm ile eklemlenen çok yönlü ilişkilerinin varlığı ve bu ilişkilerin tehlikeye atılmayacağı düşüncesiydi. Halbuki sonuç pek de olmadı, Rusya bu ilişkilerin bozulması tehlikesini göze alarak Ukrayna’ya saldırdı ve açıkça söyleyebiliriz ki beklediğinden çok daha fazla siyasi ve ekonomik ambargolara maruz kaldı. Rus oligarkların en çok dikkat çeken milyon dolarlık tekneleri başta olmak üzere lüks malları ve banka hesapları pek çok Avrupa ülkesi çatışmalar başladıktan sonra kamulaştırdı. Bunun yanında Rusya’nın küresel ekonomik ilişkiler ve siyasetten koparılıp yalnızlaştırılması girişimleri en son Rusya’nın Avrupa Konseyi’nden atılmasından sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden de atılması gerektiğine ilişkin söylemlere kadar vardı.Bu söylemlere Rusya’nın BM’de Ukrayna tezlerine karşı yaptığı yoğun çalışmalar etkili olmuş olabilir.
Rusya’nın Öncelikli Hedefleri
Son günlerde Rus ordusunun Kiev’e ilerleyişi yavaşlarken burada Rusya’nın başarısız olduğuna dair söylemler gittikçe basında daha çok yer alıyor. Burada asıl konu Rusya’nın amacının gerçekten başkenti ele geçirmek mi olduğu üzerine düşünmek. Rusya’nın öncelikli hedefinin ülkenin doğusundaki Donbass bölgesinin askeri güvenliğini sağlamak bununla birlikte bu bölgelerin ve Kırım’ın Ukrayna tarafından tanınmasını sağlamak olduğu daha gerçekçi duruyor. Rus ordusunun başkent Kiev’e saldırı amacının Ukrayna ordusunun,çatışmanın asıl hararetli olduğu, doğu bölgelerine kaydıracağı potansiyel birlikleri bölmek olduğu belirtiliyor. Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısı Sergei Rudskoi’nin Rus güçlerinin asıl hedef olan Donbass’ın tamamen bağımsız hale getirilmesine odaklanacağına ilişkin yaptığı son açıklama da bunu doğrular nitelikte. Öte yandan Zelenski deLuhansk ve Donetsk Halk Cumhuriyetleri ve Kırım’ın ilhakının tanınması konularının tartışılabileceği sinyalini vererek çatışmaların sonlanması için elinden geleni yaptığı mesajını verirken diğer yandan ABD Kongresi, Alman Parlamentosu ve Nato Zirvesi’ne hitaplarında Ukrayna’ya Rusya’yı alt etmek için daha fazla askeri, ekonomik ve siyasi destek talebinde bulunup Rusya’ya karşı yalnız bırakıldığını belirterek sitemde bulunuyor. Nato’nun Polonya üzerinden Ukrayna’ya askeri teçhizat desteği verdiği bilinirken Rusya bu durumu engellemek için Polonya’yı tehdit ederek onu bu tedarik sürecine aracılık etmekten vazgeçirmeye çalışıyor. Rusya’nın Ukrayna’da istediğini elde etmesi durumunda sıranın kendilerine geleceğini düşünen Polonya ve Baltık Ülkeleri son zamanlarda Rusya karşıtlığını kamuoyunun gündeminde tutmak için yoğun çaba sarf etmekte. Bunun için basın ve uluslararası örgütler nezdinde yoğun çalışmalar yürütüyorlar.
Rusya’nın Elini Güçlendiren Kozları
Rusya’nın çatışmaların en başından beri Batı ülkelerine karşı kullandığı nükleer silah kozunun belli bir caydırıcılık sağladığı çok açık bununla birlikte Avrupa hane ve sanayi tüketiminin büyük ölçüde rus gazına bağlı olması da Rusya’nın elini güçlendiren çok önemli bir unsur. Çatışmaların başlamasından sonra Rusya’nın gaz tedarikini kesme tehditlerinin artması sonucunda Avrupa’nın alternatif tedarik zincirleri kurma arayışları hızlı diplomatik girişimlerde bulunulmasına sebep oldu.Bu arayışlar Katar’dan Venezuela’ya kadar uzanan yeni diplomatik girişimlerle kendisini göstermiş durumda. Ancak bu tedarik zincirlerinin kurulmasının kısa vadede zor olduğu düşünülürse Avrupa’nın Rusya konusunda bir süre daha temkinli olacağı gözüküyor. Bir diğer önemli konu Rusya ve Ukrayna’nın dünya tahıl üretiminin yaklaşık olarak %25’ini karşıladığı göz önünde bulundurulup önümüzdeki günlerde gıda tedarikinde zorluklar yaşanacağı düşünülürse Avrupa’nın bölgedeki savaştan çoğu açıdan olumsuz etkileneceği düşünülüyor. Bu yüzden, İngiltere hariç, Avrupa’nın genel olarak savaşın uzamasına sebep olacağı endişesi yüzünden, ABD’nin aksine, Ukrayna’nın daha çok silahlandırılması fikrine pek de sıcak bakmadığını söylemek mümkün.Bunun için de müzakere süreçlerine aracılık etmek için pek çok ülke girişimde bulunmuş durumda. Ancak bu girişimlerin başarılı olması daha çok tarafların kendilerinden ne kadar taviz verebileceğine bağlı durumda.