Nusret Çiçek


SAĞLIKÇILARI KANUNLA KORUMAYA KORUMA MI DERİM

SAĞLIKÇILARI KANUNLA KORUMAYA KORUMA MI DERİM


Hiç kimse çıkıp da sormuyor, hekime, hemşireye, hastane görevlilerine vatandaş neden saldırır? Benim bildiğim hastasına şifa bekleyen vatandaş doktora, hemşireye saldırmaz. Aksine onun yardımına ihtiyacı vardır. Saldırıyorsa, istisnaları hariç mutlaka bir nedeni olmalıdır. Mesela, doktor veya hemşire hasta sahibine kaba davranmış, isteğini adam gibi dinlemeyip surat asmış, azarlamış, işini yokuşa sürmüş...Bütün bunlar etki ve tepki meselesidir. Hele de hasta yakınının o anki psikolojisini hesaba katmayan doktor eksik demektir, hemşire ise yetersizdir, görevli ise eğitimini almamıştır. İşin bu tarafını hesaba katmadan çala kalem kanun çıkarmanın bir anlam ifade etmediğini göreceğiz. Ceza bir yere kadardır, her ceza caydıracak demek değildir.Ağırlaştırılmış hapis var diye cinayetler işlenmiyor mu? Öte yandan rejimin sıkıca elinde tuttuğu Koruma Kanununa rağmen bir sürü hakaret davaları ile heykel kırmalar var.Kadına şiddet dedik cezayı artırdık, bir şey değişmedi, aksine cinayetler daha da hızlandı. İnsana değer vermeyen bir oluşumda sağlıkçılar için de çıkarılan kanun bir işe yaramaz.Korunuyoruz diye ortamı daha da gerer. Kısaca uygulamaya bir göz atalım...Çatıdan düşen babalarını sedirle hastaneye yetiştirmişlerdi. Hastanenin tek ortopedi uzmanı olan başhekim yerde acılar içerisinde kıvranan hastanın yanından gelip geçerken ilgilenmeyince hasta yakınlarının saldırısına uğradı. Olayda doktorun ihmali olunca ben de  saldırganları serbest bıraktım. Sonradan öğreniyorum ki pazarlıksız hastaya bakmazmış. Bir sefer de adli vaka için gönderdiğim hastaya rapor yazmayınca adli görevi ihmalden nezarete aldırdım. Sade o değil, sağlık güvencesi olan kişilerden Bıçak Parası adı altında avanta isteyenler de var. Vermeyene ameliyat yok. Hacettepe de görevli doçent unvanındaki bir doktor babası olmayan çocuğun ameliyatından Bıçak Parası aldığı için yargılamıştık. Ceza alınca da mesleğinden oldu. Hekim güler yüz ve insanı duygular taşımıyorsa ondan şifa olmaz, aksine hastayı daha da hasta eder. Ben de astım hastalığından çeken birisi olduğum için yıllarca hastanelere gittim geldim. Sanatoryum Hastanesinin eski Başhekimi aynı hastanede görevli uzman bir doktora yönlendirmişti. Adam astım hastalıklarının uzmanı imiş. Gittim selam verdim suratı beş karış. Biraz bekledim yine aynı, biraz daha dursam krize gireceğim. “Senin gibi asık suratlı doktora tedavi olmam” diyerek ani kalkışla çektim gittim. Güler yüz ve ilgi hastayı yarıya tedavi eder.

...

Anarşistlerin cirit attıkları günlerdi.Çatışmaya denk gelen hanım başından isabet alınca kan kaybından öldü ölecek Hacettepe hastanesine zor yetiştirdiler. Haberi alır almaz deliler gibi koştum gittim. Ameliyata almışlar ama o hastane o zamanlar anarşistlerin kontrolünde olduğu için hastanın ameliyattan nasıl çıkacağı meçhul. O korku ile ameliyathaneye girerek başlarındaki hocaya savcı olduğumu etkilenmeyeceğimi söyleyerek kalmam için izin istedim, o da verdi. Biraz sonra içeri giren Kulak Boğaz Burun doktoru imiş. “Sen de kimsin buraya girmek yasak olduğunu bilmiyor musun çık dışarı” diyerek kolumdan tutup itekleyince zaten bahane arıyordum, sinirlerim tepemde, doktoru yakasından tuttuğum gibi duvarlara çarpmaya başladım. Hastaya müdahale eden doktorlar ameliyatı bırakarak 'yapma etme' diyerekten bizi ayırmaya başladılar. Tuhaf bir ortam oluştu. O anda tanıdığım bir doktor içeri girince rahatladım, kendiliğimden çıktım. İşte al sana doktora şiddet olayı. Hem de bir savcıdan.

...

Olay orada kalmadı. Birkaç sene sonra Kırıkkale'nin kaymakamı, emniyet müdürü, Sosyal Sigortalar hastanesinden bir hekim ile şehrin dışında öğle yemeğinde beraber olduk. Sordum, Hacettepe hastanesinden geldiğini söyleyince  demez mi, “Savcının biri ameliyat haneye girmişti ben de dışarı çıkmasını söyleyince delice üzerime saldırdı, manyağın teki zor kurtuldum elinden.” Hemen o an gözümün önüne geldi. “Yahu beni dışarı çıkarmak isteyen doktor sen miydin, bu ne tesadüf? Ameliyatı yapılan benim hanımım, sen de doktorsun, sormadan hemen kolumdan tutarak itelemeye başladın, ben de ister istemez tepki verdim.” O da şaşırdı, böyle bir karşılaşma olacağını hiç beklemiyordu. Netice de teğdi mi teğmedi mi, hani teğdiydi yapmadan ahbap olduk, fırsat buldukça birbirimizi ziyaret ediyorduk.

İstisnalar tabi ki hariç, durduk yerde her yere saldıranlar yok değil, ama genelde sağlıkçıya saldırı olayı tutumlarından kaynaklanıyor. O tutumlar değişirse saldırı önlenir. Benim gözlemlerim bu yöndedir. Sağlıkçı sağlık verdiğini bilirse vatandaş da vatandaş olduğunu bilir. Bilememek sitemin zihniyetinden kaynaklanıyor.

12. 4.2022 Nusret Çiçek