Nusret Çiçek


İSLAM DIŞI ALEVİLİK

İSLAM DIŞI ALEVİLİK


Sonunda beklenen oldu.

Avusturya devletinin bayrağı altında kendilerine yer edinen bir kısım Alevi Birlikleri Federasyonu ayrılıkçı tutumlarıyla sonunda sahaya çıkmış oldular.

Hesaplarına göre, Aleviliğin ayrı bir din kabul edilmesi halinde ekonomik ve sosyal olarak konumları değişeceğinden tavırları da değişecektir. Diğer dinlere tanınan hakları onlar da elde edince tezgah bu hali ile fena fikir sayılmaz!

Aynı proje daha önce  Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde kabul edilmişti.

Gavuroğlu gavur size ne oluyor desek değil.

Avusturya devleti ne yaptığının farkında.

Gezi ayaklanmasının arkasında olan Alman istihbaratı da bu tip şeytanı işleri pek sever. Avusturya, PKK örgütüyle doğrudan bağlantılı olan  AABF’nin  isteğini yasallaştırarak bir nevi aba altından  Türkiye’ye sopa göstermiş oluyor.

Elbette ki devamı da gelecek.  

Dün Selanik’ten yollara düşen ittihatçı haydutlar çetesine benzer bir oluşumu  bu gün de adı konulmamış bir başka din  altında örgütleyerek başımıza sarmak istiyorlar.

Diğerlerinin en azından Alisi vardı bunların Alisi de  velisi de yok..

Dedesi, seyidi, imamı da gümledi.

Şimdi geldik uygulamaya…

AABF, Alevi dinini okullarda okutturmayı hedefledik diyor.

Belli ki aynı uygulamayı Türkiye'ye de dayatacaklar.

İyi de bu dinin peygamberi kim?

Kutsal kitabı hangisi?

Mabedi!.. Bunlar olmadan din olmaz.

Ancak katmerli dinsizlik olur. Onlar da onu demek istiyorlar, biz peygamberi olmayan bir dine mensubuz! Müslümanlık ile Türklüğü bir çizgide çizdik attık.

…    

AABF Başkanı Özgür Turak maharetlerini şöyle açıkladı:

 “Yaptığımız şey kendi inancımızı Alevilik diliyle tanımlamak oldu. Aleviliğin yaşadığımız ülkede hukukla barışmasını sağladık. Türkiye’den gelen her topluluk ‘Müslüman ve Türk’tür’ anlayışının ötesine geçtik. Bu kazanım dünyadaki tüm Aleviler için bir dönüm noktası oldu… Akademik bazda okullarda verilecek olan dersler için çalışmalar yürüteceğiz… Kendi müfredatımız hazır… İslâm teolojisi değil, Alevi teolojisi anlatacağız…(…) İslam yasası kırmızı çizgimizdir.”

 İşte bu açıklamanın karşısında biraz durup beyin jimnastiği yapmamız lazım.

Tam da  Öcalan’ın İslam hakkındaki  düşüncelerine uygun.

O da örgüt adına İslamiyet’i en büyük engel görerek “namaz uydurmadır” dediğinde baltayı taşa vurmuş oldu. Şimdi de  İslam hukuku kırmızı çizgileri olduğuna göre, o zaman bu kesimle İslam’a ait olan tüm akitler geçersizdir.

Kestikleri yenmez, nikahları sahih olmaz.

Bağımsız Kürt Devleti kurmak isteyenlerin iç yapısı işte budur.

 Kürtçülük yapan enayilere bayram hediyesi.

 Dünkü eyaletimiz Avusturya bu tip bir ihaneti bünyesinde barındırmakla bir nevi geçmişin Selanik ayarında hareket etmiş oluyor.  Türkiyeli İşçi-Gençlik Federasyonu (ATİGF), Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu (FEYKOM), Avusturya Göçmen İşçiler Derneği (AGİD), Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF), Avusturya Alevi Kültür Merkezi (AKÖ), Viyana Dersim Doğa ve Kültür Derneği ve Avusturya Nazım Hikmet Uluslararası Kültür Derneği. Tüm bu örgütlenme HDP’nın arkasında, yanında.

Bir gün Payitaht’ta yürüme seansları düzenleyerek yağmalamaya girişirlerse şaşırmayın. Osmanlı’nın başı hep o taraftan derde girmiştir, şimdi de kızıl rüzgar o taraftan esmeye başladı. Dönmesi, Sabetayı oralardan gelip yerleşiyor.

İlk kutlama HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’den gelince şaşırmadık.

Bu kişinin mecliste yapmış olduğu konuşma şöyle:

  “Türkiye’de olduğu gibi, Avusturya’da diyanet ve uzantılarının tüm çabalarına rağmen, AABF’nin 13 yıl süren hukuk mücadelesinin sonunda, evrensel insan hakları ve inanç hakları çerçevesinde, Alevilik Avusturya’da kendine özgü bir inanç olarak tanınmıştır. Bu karar AABF’nin iradesinin zaferidir. Bu yolda bugüne kadar maddi manevi emek veren başta AABF Başkanı Özgür Turak, yönetim kurulu ve Onursal Başkan Mehmet Ali Çankaya olmak üzere tüm canların hizmetleri hak katına yazıla diyorum. Saygıyla selamlıyorum. Gönülden kutluyorum. Bu da Türkiye’ye örnek olsun.”

Tabi bir deli kuyuya bir taş atar kırk akıllı çıkaramaz.

İlk kıvırmalı itiraz HDP destekli Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Gani Kaplan’dan geldi:  “Aleviliği ayrı bir din olarak tanımladılar. Buradan baktığınız zaman bu olumlu bir kazanım gibi görünüyor ancak sonrasında yaşanan iç tartışmalar bize zarar verir. Alevileri marjinalleştirir, küçük gruplar haline sokar, örgütlerin altı boşalır, bir müddet sonra uzun vadedeki tartışma Alevi örgütlerini bitirir. Ben her yerde şunu ifade ediyorum: Alevilik başlı başına kendine özgü bir dindir. Kendi ritüelleri, kuralları ve belki de hiçbir dinde olmayan kendi içerisinde kuralları olan bir dindir. Ancak biz, ‘Ali’siz bir Aleviliği’ de tarif etmiyoruz. Ali kültürünü Alevilikten çıkardığın zaman elinde bir şey kalmaz… Şu andaki Alevilerin kendi yarattığı Ali kültürü ile dört halife Ali kültürü arasında hiçbir benzerlik yok… Evet 12 imam kültürü Şiacı bir yaklaşımdır  ama bu artık bizim içimize girmiş durumda. Bunu reddedemeyiz… Şimdi baktığınızda ‘Alevilik, Hıristiyanlığın, Yahudiliğin, İslam’ın dışında’ diyemezsiniz. Alevilik, tüm dinlerin iyi yönlerini almış, harmanlamış ve kendine özgü bir sentez yaratmış… Dolayısıyla Avrupa’daki, Avusturya’daki kazanım önemlidir. En azından Alevi İslam anlayışını Aleviliğe monte etmek isteyen derneklere, yöneticilere karşı alınmış bir zaferdir. Fakat ondan sonraki tartışmaları bizler doğru bulmuyoruz.”

İşte al sana ha Hasan ha Hacı Hasan.

Bu da bir başka Alevi tarıfı ile aynı kapıya geldi dayandı.

Her şeye rağmen hükmü kendileri kurmuş oldular; bundan sonra, Alisi Velisi olmayan Alevi dini diyeceğiz, İslam anlayışının farklı bir mezhebi demeyeceğiz…

Bu da demektir ki ortalık yeniden karışacak.

 

29. 4.2022 Nusret Çiçek