İktidar ve iktidara alkış tutan tarikat ve cemaatler kadar olmasa da Diyarbekir ‘de medreselerde diz çöküp arkalarda oturup ders aldığımız olmuştur.
33 yıllık siyasi hayatımda asla İslami jargon ile konuşmamaya özen gösterdim ve hiç kimseyi ayetlerin hadislerin arkasına sığınarak ikna etmeye çalışmadım ve öteki haline getirmedim.
Hayatımın her diliminde ben gibi yaşamayan, ben gibi düşünmeyen aynı mezhebe ve inanca sahip olmadığımız dostlarımız oldu hala bu dostluklarımız devam eder ve aramızdaki hukuk her geçen gün daha da pekişmektedir. Bunun en önemli nedeni ise İNSAN olma kimliğinin en üst kimlik olmasını kabul edişimizdir.
Hatalar insanlar içindir, elbette eksikliklerimiz olacak ve bugün iyi bir insan iken, yarın kötü bir insan olabiliriz.
Bizler ise; iyi olan kimden gelirse gelsin desteklemeli, kötü olan kimden gelirse gelsin karşı durmalıyız.
Ak parti iktidarı ile sayın Cumhurbaşkanı’nın İslami kimliğini ön planda tutması ve İslami söylemleri kullanmasından sonra ülkede yeni bir toplum oluştu, sorgulamayan analiz ve müzakere etmeyen, lider ne derse desin inanan ve ona biat eden bir toplum oluştu.
Bu toplumun en önemli özelliği; kendi mahallesi dışında olanların doğruyu da hakkı da söylese ısrarla inanmamalarıdır.
İktidar kendisi gibi düşünmeyen herkesi; hain, terörist, kafir, din ve vatan düşmanı olarak hep anlattı ve bu şekilde hitap etmekte ısrarlı davrandı, davranmaya devem etmektedir.
İktidar; tüm beceriksizliklerini DIŞ GÜÇLERE mal etti, ediyor.
İktidar; eksikliklerini ve hatalarını DİNİ söylemlere ve DEĞERLERE sığınarak örtüyor.
İktidar; cami imamlarını il ve ilçe başkanları gibi çalıştırarak kendi kararlarını cami cemaatine kabul ettirmeye çalışıyor.
İktidar; ihaleleri alan müteahhitlere, imar planlarındaki tadilatlar ile rant elde edenlere, kendisine yakın iş adamalarına verdikleri destek üzerinden veya devlet imkanları ile cemaatlere, tarikatlara, İslami vakıf ve derneklere ciddi imkânlar sağlayarak milyonlarca inananları kendi potasında tutmaya çalışmaktadır.
İktidar; makam ve rant dağıtarak kendi hatalarına ses çıkartacak her alanı elinde tutmuştur.
İktidar; devletin gücünü kullanarak kendisini sıkıştıracak islamı söylemlerde bulanarak tepki koyacak herkesi susturmuştur.
Müslüman aldatmaz
Müslüman yalan konuşmaz
Müslüman zulmetmez.
Müslüman hak yemez.
Müslüman beytülmale el uzatmaz.
İktidar; İsrail, Abd, Rusya, Suudi Arabistan ve birçok ülke ile kavga ediyor gibi gözüküp en büyük iş birliğini onlarla yapmaya devam etmektedir.
Her daim dış mihraklar diye bağırdıklarında bilin ki birbirlerine en yakın durdukları zamandır.
Rahmetli “Yaşar Nuri Öztürk” “ALLAH İLE ALDATMA” kitabını yazdığında o devirde bende dahil bir çoğumuz onu anlayamamıştı. Lakin yıllar sonra aslında ne kadar doğru dediğini zamana şahitlik yaparak emin olduk.
Bir kişi neden sadece fikrini dini termoloji ile gündeme getirir?
Siyasi bir kişi fikirlerini topluma kabullendirmek için neden bir imam gibi Ayet ve hadis ile bunu gündeme getirir?
Hak ve adalet ALLAH’ın emri değil mi?
20 yıl önce yokluk içinde yaşayıp, siyasi arenada ALLAH dedikten sonra nasıl bir lüks hayat yaşadıklarına şahitlik ediyoruz. Dün gecekonduda oturup “bir yüzük ile geldim, yarın bende zengin olursam bilin ki bende haram yemişim” diyenlerin sarayları nasıl mesken tuttuğuna hep birlikte şahit olmuyor muyuz?
Müslüman kimliğini ön plana çıkartıp, mikrofonu ellerine aldıklarında Nas, haram, helal, günah, cennet, cehennem, Allah, kitap diyen siyasiler milleti ALLAH diyerek aldattıklarına her gün şahit oluyoruz. Pes yahu pes..
Öyle ya Allah emretti mi, peygamber tavsiye etti mi bir de şeyh veya hoca bunu bize nas gibi iletti mi inançlı olan herkes aldatılmaya mahkûm oluyor.
Bunu bilen siyasilerde inşallah maşallah âmin diyerek bizleri peşlerinden sürüklüyor.
2016 yılından sonra ak parti iktidarı elindeki tüm kredileri tükettiği için tek sarıldığı yer İSLAM oldu. Dolaysı ile kendilerine karşı çıkan herkesi de din ve İslam düşmanı ilan ederek safları sıkılaştırıp insanların başka bir yere gitmesini engelledirler.
Ak partinin istediği gibi Müslüman olmak sorunluluğu oluştu.
Ak parti lideri ve sayın Cumhurbaşkanı, bakan, milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, belediye başkanları gibi düşünmeyen herkes; din düşmanı, kafir, hain ve terörist ilan edildi.
Onlar gibi Müslüman olacaksın, onlar gibi yaşayacak, onlar gibi düşüneceksin!
Aksi durumda islamdan, dinden çıkmış ilan edilirsin. Züppenin biri çıkıp “ak partiye oy vermeyen cehenneme gider!” bir başkası da “bize karşı gelen islama Müslümanlara karşı gelmiştir.” demedi mi? Daha denilenleri burada paylaşsam sayfalar yetmez inancımız sorgulanmaya başlanır. O yüzde Ateizm ve deistlik revaçta.
Yeni bir din icat edildi!
Liderlere sorgusuz sualsiz biat edildiği, Her denilene evet denen bir DİN!
Siyasi Parti liderinin mehdi, milletvekillerinin sahabe, il ilçe başkanlarının tabiin olduğu bir DİN!
Partili olunca Müslüman, partiyi terk edince kafir ya da hain, terörist ve vebali ilan edilen bir anlayış!
Sayın Cumhurbaşkanı’nın 20 yıllık dostu Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun üç yıldır randevu talebi var, ancak cumhurbaşkanı randevuya cevap vermiyor. Partiler arası bayramlaşma için randevular talep edildi 2,5 yıldır 4 bayramdır randevu verilmiyor ve bayramlaşma yapılmıyor.
Nedir bu? Nefret, şiddet, öfke!
Bayramlaşma teklifini bile reddeden kin!
Kindar bir topluluk ve kindar bir nesil yetiştiriliyor.
Nefret tohumları atılıyor, nerede bizi biz yapan değerlerimiz?
Müslüman olan sayın cumhurbaşkanı, 20 yıllık dostunun dolandırıcı olduğunu iddia etti…
Yetmedi başbakanlık yapmış birinin mütevelli heyette yer aldığı ŞEHİR ÜNÜVERSİTESİNE iktidar el koydu, kapattı. Hemen akabinde BİLİM SANAT VAKFINA kayyum atandı. Parti kurucusu olan bizlere de daha neler yapıldı neler!
Peki neden?
Neden bu kin? bu hiddet bu celal?
Dün ordayken iyiydik yanlışları ret edince kötü olduk!
Bu ülkeyi vatanı insanlarımızı bir tek kişimi sevebilir!
Bir tek kişiden başka kimse vatanı, insanları sevemez mi?
Bir tek kişi ne derse o mu olacak!
İsrail’e ABD, AB, Rusya, Çin, Suudi Arabistan, Mısır’a gelince af edici ol, devlet menfaatleri de küs olma, sabah barış, akşam küs tekrar barış!
Kendi insanına; muhalefete, kebapçılara, halka, esnafına, yazar çizer düşünüre, doktora, öğretmene, memura işçiye, gelince küs kırıl! Ötekileştir, hapse at, hain terörist de bayramlaşmayı bile ret et! Alın size Dindar kindarlık.
Farklı düşünüp farklı yaşayıp aynı ülkenin vatandaşı olamaz mıyız?
Farklı düşünüp farklı yaşayıp aynı Allaha inanamaz mıyız?
Doğru TEK değil mi?
Tek olan Allah değil mi?
Tek olan hak, hukuk, adalet değil mi?
Tek olan sadece KURAN-I KERİM değil mi?
Peygamberleri kendilerine örnek aldıklarını iddia edenler; şeytanların bile aklına gelmeyen haksızlıkları, zulümleri yapmaktadırlar.
İslamdan bahsedenler ise nemalandıkları için tüm bunlara sessiz kalmayı tercih ettiler.
Oysaki bu yaşananlara en çok ses çıkarması gerekenler Müslümanlar ve onları temsil ettiğini iddia eden hocalar olmalıydı.
İktidar ile yeni oluşan toplumda DİNDAR KİNDARLAR nasıl olunur öğrendik artık.
Allah Müslüman geçinenlerin KİNDAR davranışlarından bizleri korusun.
Çok acımasız olurlar çok…
Kindarlık tuttular mı?
Önce hain terörist dinsiz ilan edilirsiniz.
Sonra memursanız sorgusuz sualsiz mahkeme kararı olmadan işten atılırsınız.
Size iş veren selam veren herkesi işbirlikçi olarak ilan ederler sorguya alırlar.
Çocuklarınızın dahi yaşamlarına müdahale ederler her yerde mobing ile karşılaşırsınız.
Sizi yavaş yavaş, süründürerek itibar suikastları yaparak diri diri öldürürler.
Size bir parça ekmek vermezler bir kaşık suda da boğarlar.
Onların kurdukları mahkemeler bile sizi haklı görse bile, mahkeme kararını tanımazlar bir kere fişiniz çekilmiştir artık geçmiş olsun.
Diplomana kariyerine, ne kadar faydalı olduğuna bakmadan, Çek git derler buralardan sana ihtiyacımız yok der yeni gelen geçici sığınmacılar ile senin boşluğunu onlara vatandaşlık vererek doldurmaya çalışırlar.
Kindar bir Müslüman bir kere KİN tuttu mu vay senin haline...
Elinde ne var ne yok hepsine el koyar, dedenden babandan kalan şirketine kayyum atar sonra kendi yandaşlarına pas ederler.
Müslüman, kindar olunca çok tehlikeli olur.
Oysaki bu tutum ve davranış biçimi kuranı ve peygamberi terk ettiklerinin bariz bir kanıtıdır. Gerçek bir Müslüman asla öyle davranmaz.
Gerçekte Müslüman, adil olur, hakkın savunucusu olur, doğruları savunur, barış içinde yaşar, kin tutmaz, kavga etmez, iftira atmaz, mütevazi, olumlu, uyumlu, ılımlı olur ve en önemlisi sevgiyi yaygınlaştırır. Zulme ve haksızlığa maruz kalanın yanında olur, zulmedenlere ELİF, mazlumlara ise VAV olur. Kimseyi Kırmaz dökmez, kimsenin göz yaşının akmasına müsaade etmez, affedici ve yapıcı olur, kimseyi kimliği ile değerlendirmez, dünyaya mala mülke makam önem vermez yetim hakkı yemez.
Ümit var olun, asla inancınızdan, değerlerinizden, bunlar vazgeçti diye vazgeçmeyin.
Benim tanıdığım Allah kendi adını kullanarak aldatanlara hem bu dünyada hem ahirette hesap soracaktır.
Karanlık günlerden aydınlık GELECEK günlere.
Cuma İÇTEN
03 Temmuz 2022