Hakan Özen


ASIL MESELE HABER YAPMAKTA DEĞİL GAZETECİ OLMAKTA..!

ASIL MESELE HABER YAPMAKTA DEĞİL GAZETECİ OLMAKTA..!


Elinde kalemi bulunan ve fotoğraf makinası ya da akıllı cep telefonuna sahip olan herkes başta sosyal medya olmak üzere kendisini Gazeteci olarak adlandırmaya başladı ama gerçek bir Gazeteci olmanın bedeli hiçte öyle kolay değil.

Sadece ülkemizde değil dünyada durum böyle

Çok uzağa gitmeden yakın tarihten örnek verelim

Sadece Ukranya’da yaşananları haberleştirmek isteyen 50’e yakın gazeteci hayatını kaybetti

Salt düşüncelerini açıkladı kitap yazdı diye ölen onca gazeteci

İşte Uğur Mumcu ..

30 yıl oldu..

Yazdıklarını bire-bir yaşıyoruz..

Ullusal da yerel de bir çok gazeteci büyük sıkıntılar yaşıyor

Çoğu gündem dahi olmuyor,

Yaşadıkları mağduriyetleri ve zorlukları bir kenara koyun ölüm haberleri bile üç-beş satırı geçmiyor

Hani nerede mesleki dayanışma

Hani nerede paylaşma ve sahip çıkma

Vefasızlık en çok bizim meslekte geçerli ve en çok bizim canımız yanıyor

Trabzon’dan bir gazeteci dostumdan bahsetmek isterim

Ahmet Külekçi..

O da bu mesleğin getirdiği zorluklar karşısında direnmeye çalışıyor

Neler geçmemiş ki başından.

İnanın akıl işi değil

Toplumsal konularda duyarlılık göstermek neredeyse büyük suç haline gelmiş

Yaşadıkları o kadar yoğun ve uzun ki Ahmet Külekçi’nin ben sadece bazılarını yazayım istedim..

2000 yılından beri rahat yok Külekçi’ye..

2000 yılında Trabzon’da Sümerbak Soygunu davasını takip etti Adliye önünde darp edildi ,yetmedi ağır tahrik ve tehditler sonucu evini değiştirmek zorunda kaldı

2001 yılında Türkiye’de “Kayıp Çocuklar” dosyasını açan Külekçi ‘ye tehditler yağdı yaşananları yargıya taşıdı hiçbir sonuç alamadı

2007 yılında işlenen Hrant Dink cinayetinin şifrelerini çözen haberlere imza attı kendini cinayetin içinde buldu

Kitaplara konu oldu. Adı Dink cinayetini azmettirenler arasında şemalarda adı geçti

İş o kadar ileri boyuta gitti ki Dink cinayetinin tutuklu sanıkları Külekçi’ye cezaevinden mektup yazarak “adeta sen de bu işin içindesin” mesajı verdiler

FETÖ’nün bir numaralı ele başı Adem Yavuz Arslan hakkında 2009 ve 2011 yılları arasında davalar açtı. Maddi ve manevi tazminat kazanmasına kesin bakılırken büyük şok yaşadı dava aleyhine sonuçlandı..

Hiç kimsenin dava açamadığı, konuşamadığı, yazı yazamadığı bir dönemde FETÖ Terör Örgütünün medya ayağını deşifre etti diye neredeyse “hain” ilan edildi

2014 yılında Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesine kardeşlik köprüleri kurdu gönülleri kazandı karşılığını ise sosyal medyada linç olarak gördü

Yaptığı o kadar güzel ve değerli işleri bir kenara koydular Ahmet Türk’le fotoğrafı var diye linç kampanyası başlattılar

Bu linç kampanyasından etkilenen biri Külekçi’yi öldürmek için mahallesine gitti olay son anda bir kişinin devreye girmesiyle çözüldü

Linç öylesine bir hal aldı ki Külekçi’nin annesi yaşananlardan etkilenerek hastaneye kaldırıldı .Kalp hastası olan annesi adeta ölümden döndü

2016 yıllında Mardin’in Derik İlçesinde şehit edilen Muhammet Fatih Safitürk davasını 5 yıl boyunca her duruşmasını takip etti

Şehit Kaymakam davasını haberleştirdiği için sanıkların aileleri tarafından tehdit edildi şikayetçi olmasına rağmen sonuç alamadı

Bir akademisyenin katıldığı televizyon programında 13-16 yaşlarındaki kız çocukları ile ilgili aşağılık sözlerine tepki koydu diye hakkında dava açıldı ceza ödemek zorunda kaldı

Sosyal medya sayfası üerinden olayı izah eden Külekçi’ye toplumun her kesiminden destek mesajları yazıldı,yanındayız mesajları verildi ama tazminat ödeme ve paylaşma söz konusu olunca kimse yanında olmadı

Hem kendisi, hem de ailesi büyük sıkıntılar çekti hala çekmeye devam ediyor.

İnanın bu şekilde yazacak o kadar olay var ki..

Sosyal medya üzerinden akıl-almaz tehditler almaya devam ediyor

Hedef tahtası haline gelmiş adeta

Biz gazeteciler böyle işte..

İnanın bir çok meslektaşımızın yaşadığı o kadar zorluk var ki..

Bir çoğu haklı davalarında bile mağduriyet yaşıyor

Sonuna kadar direnmeye çalışıyorlar

Ama bir yerde nefesleri kesiliyor, yada kalemleri kırılıyor

İşte o zaman da ne kadar ah-vah çeksen boşuna, işe yaramıyor