Ali İhsan Dilmen


BU HAFTA AK PARTILI GENÇLERLE BULUSTUK


"Memnuniyetsiz olmak,halinden memnun domuz olmaktan daha iyidir;tatminsiz bir Sokrates olmak,halinden memnun bir aptal olmaktan iyidir."

John Stuart Mill

 

Geçtigimiz hafta "Aydinpost Gençlerle bulusuyor" toplantisinin ikincisini Ak Parti Efeler Gençlik kollari ile, ADÜ Kampüs alani içinde hizmet veren Yemen Kahvesinde kahvalti programi çerçevesinde yaptik.

 

Amacimiz gençlerimizin yasadiklari kente dair karsilastiklari sorunlara bakislari ve varsa çözüm önerilerini dinlemek, tabiki niçin siyaset yaptiklari hakkinda da düsüncelerini ögrenmekti.

 

Ilk toplantiyi CHP'li gençlerle yapmistik.

Ak Parti Efeler ilçe teskilatindan onbir genç kahvalti programimiza katildi.

Yazarlarimizla birlikte yaptigimiz toplantilar bize göre verimli geçiyor ve gençleri kendilerinden tanimak faydali oluyor.

 

Ak Partili gençler, iyi bir lidere sahip olduklarini ve onun bütün sorunlari çözererek asacagina dair inançlarini ifade etmekten büyük memnuniyet duyuyorlar.

Sorunlarin sebebi oldugunu ise inanmiyorlar.

 

Anladigimiz kadariyla kurumsal yapi/parti bu görüse göre dizayn ediliyor.

 

Gençler kendilerine sunulan "konfor alaninin" sagladigi rahatlik içinde düsünüp hareket etmeyi önemsiyor ve öyle davraniyorlar.

 

Yirmi yil süren tek basina iktidarin sagladigi imkanlarla yapilanlarin, özellikle ülkenin yasadigi fiziki degisimin çok üst düzey bir hizmet olduguna inançlari çok kuvvetli.

Buna hem inaniyorlar hem baskalarini da ikna etmek için ülkemizin geçmisini  örnek gösteriyorlar.

 

Zira her konuda oldugu gibi bu konuda da parti söylemlerinin dogruluguna inanmis durumdalar ve bize benzeyen ülkelerle kiyaslama yapmiyorlar.

 

Yani, bize benzeyen ülkelerin; gelismislik düzeylerine, GSMH'lalarina, vatandaslari arasinda sagladiklari gelir adaletine, özgürlüklere, gelismislik düzeylerine, demokrasi, hukuk standartlarina, sanayilerine, asgari ücret durumuna, refahtan alinan payin kiyaslamasini yapma ihtiyaci duymuyorlar.

 

Hatta, ülkemizin  2016 yilinda büyük ekonomiler arasinda 17. sirada olmasina ragmen simdi niçin 21. siraya geriledigimizi, milli gelirden kisi basina aldigimiz payin 11.000 $'dan 8.000 $'a, dünyada üretilen gelirin 1980 yillarin düzeyine yani %0.84 düzeylerine  niçin düstügünü dahi sorgulamiyorlar.

Oysa Ak Parti iktidarlarinda bu pay %1.40 düzeyine kadar çikmisti.

 

Büyükleri gibi savunma sanayi basarisindan, bagimsiz politikalardan, "Yerli ve Milli(!)" durustan, birçok dis saldirilara ragmen ülkemizin güçlü bir durusa sahip olduguna inançlari tam.

 

Saddam Hüseyin'li komsumuz Irak'in basina gelenlerin kötülügünden, Suriye'nin durumuna düsmedigimizden bahisle güçlü ülke olduklarini ifade ediyorlar.

 

Gençler öyle bir "Magara" içine hapsedilmisler ki, birçok seyin ya farkinda degiller veya liderlerinin politik çeliskilerini görmüyorlar.

Öyle ki, bugün destekledikleri iktidarin lideri geçmiste ABD'nin Irak'a yapacagi askeri müdahale için ülke topraklarimizi kullanmalarini saglamaya yönelik TBMM'den "Tezkere" çikartmak istedigini sanirim bilmiyorlar!

 

Neyseki, Ak Parti iktidarinin ilk yillarinda parti içi demokrasi kanallari açik oldugundan TBMM ABD'nin topraklarimizi kullanilarak komsumuz Irak'a isgaline izin vermemisti

O gün bu isgale araci olmak için ülke topraklarini ABD'nin hizmetine sunmak isteyen aktörler bugün "Yerlilik ve millilik" söylemi üzerinden Irak'in düstügü duruma düsmedigimizle övünebiliyorlar.

 

O günlerde ben Ak Partili idim ve Ak Partinin ilimizden dört milletvekili vardi, onlardan tezkereye hayir oyu vermelerini istedigimde il baskanligindan vekil olan kisi, "Ali ihsan bey, dolar 5.000 tl. olursa ne yapacagiz?" diyerek duydugu endise üzerinden mazeret beyan etmis, tezkereye "Evet oyu verecegini" söylemisti.

O günlerde dolar, 1500/1600 tl civarindaydi.

Yani o günlerde "Yerlilik, Millilik, Demokrasi, Hukuk" vekilimize göre dolarin dalgalanmasina bagliydi.

Bunun için komsumuz Irak, ülkemiz topraklari kullanilarak ABD tarafindan isgal bile edilebilirdi!

 

Gerçi simdilerde de pek farkli degil.

Dün medyaya düsen fotografta dünya liderimiz(!) geçmiste "Darbecidir" diye Birlesmis Milletlerde ayni sofraya oturmadigi Sisi ile dostluk mesaji iletmekte, samimi pozlar vermekte bir sakinca görmemektedir!

 

Ayni lideri, 15 Temmuz kalkismasinin finansörü olmakla suçladigi Suud kraliyla ve çocuk katili diye suçladigi Israil'li yetkililerle girdigi dostluk iliskilerinde de ne kadar tutarli oldugunu görmüstük.

 

Bu çeliskileri biz görüyorduk ama, yaptigi degisiklik hakkinda hiçbir açiklama yapmamasina ragmen taraftarlari yaptigi çeliskileri görmemeyi israrlarini sürdürüyor, bu kötü durumdan basari ve kahramanlik hikayesi çikariyorlardi!

 

Kahvaltida gençlere söyledigimi burada da yazayim.

Gençlere, "Sakin size hapsetmek istedikleri konfor alanina/magaraya hapsolmayin, siyasette özgürlük alanlarinizi koruyun, hiçbir gücün size tahakküm etmesine izin vermeyin, maddi gelismislik veya size sunulan imkanlarin mahkumu olmayin, herkes için adalet ve özgürlük talebini yüksek tutun " diye tavsiyede bulundum.

 

Çünkü gençlerimiz de gördügüm ve aci duydugum ikinci sey su: Bu gençler partilerini devletin sahibi gibi görüyor ve ona göre düsünmenin konforuna kendilerini fena halde kaptirmis durumdalar.

 

Ülkenin seksen bes milyona ait oldugunu, sadece iktidara ait bir mülk olmadigini unutmus gibiler.

 

Iktidarlarin, makbul ve makbul olmayan vatandas ayrimi yapamayacagi, yurttaslarinin bir kismini politikalarina karsi çikiyor diye düsman ve hain ilan edilemeyecegini düsünmenin erdeminin farkinda degiller.

 

Gençlerle yaptigimiz görüsmede, Aydin'in sorunlari hakkinda hemen hemen  CHP'li gençlerle ayni sorunlara;

Hizli Tren, gençlere hitap eden sosyal mekan ve imkanlarin azligi, sehir içi ulasimda görülen yetersizlikler, sehir içi ulasim araçlarinin üniversitenin ikinci ögretimine göre düzenlenmemis olmasi, üniversite kampüs alanina ulasimda teleferigin devreye sokulmasi vb.konulara degindiler.

 

Yine ilginçtir, Ak Partili gençler kendilerine sorulan, "Devlet Kurumlari içinde basarili buldugunuz kurumlar hangisi?" sorusuna hemen cevap veremediler.

Yani, Ak Partili gençlere göre ilimizde hizmetleriyle ön plana çikan belirgin bir devlet kurumumuz yok.

Ak Partili gençler yerel yönetimi suçladilar ama, yirmi yillik iktidara ragmen; Hizli tren, Adliye binasi, tam tesekküllü bir hastanenin eksikliginin yani sira yirmi yil içinde ilimizin milli gelirden aldigi payin sürekli düsmesi hakkinda iktidarlarini sorgulayacak performansi gösteremediklerini de söylemeliyim.

Partili abileri gibi sadece yerel yönetimi suçluyorlar.

Gençler, ülkeyi yöneten iktidar için mazeret üretirken, yerel yönetimler için elestiri gerirmenin çeliskisini görme konusunda objektif degillerdi.

 

Dikkatli takipçilerin gözünden kaçmiyordur.

Bir süredir Ak Parti iktidarlarinin önemli yerlerinde, yerelde ve genelde görev yapan bir vekilin, sosyal medya hesaplarinda komsu ilin yapip ettiklerini sayarak siyaset yaptigi yerde, gençlerden daha üst düzeyde performans beklemenin de gençlere haksizlik olacaginin farkindayim.

 

Kahvalti programinda dikkatimi çeken bir diger husus, toplantiya katilan Ak Partili onbir  gençten sekizinin devlet kurumlarinda isçi olarak çalisiyor, ikisinin ögrenci, birinin de is insani oldugu..

 

Kamuoyunda çokça ifade edilen ve Ak Partinin üzerine yapisip kalan bu iddialarin tescili gibiydi bu durum.

 

Dogrusu bu durum birçok insan gibi benim açimdan da önem arz etmektedir.

 

Faydaci anlayisin ve siyasetin bu kadar özellestigi, tarafgirlik iddialarinin ayyuka çiktigi, siyasetin bu iddialarla kirletildigi günümüzde toplumsal faydanin ötelendigini, grup çikarinin ön plana çiktigini sahit olmak gerçekten çok üzücü ve ibret verici.

 

Bu durum ve yasananlar karsisinda muhalif durus sahibi olmanin erdemine inananlarin varligi, haksiz uygulama ve kayirmalarin bitirilmesine yönelik talepleri, siyasi ahlak arzularini dillendirmelerinin kiymeti umarim daha iyi anlasilir.

 

Pek tabiidir ki, bu taleplerin gerçeklesmesi ortak faydanin saglanmasi için ortak çaba ve irade gösterilmesi, bizler için degilse bile, gelecek nesiller için çok önemli ve çözümü aciliyet gerektiren bir hal almis durumda..