Ülkemizde en büyük sorunlarin basinda; gençlerimizi yeterince anlayamamak, onlari hala çocuk olarak görüp fikirlerine yeterince deger vermemek ve saygi duymamak, onlari yaris ati gibi o sinavdan bu sinava sokmak, önce mutlu olmaya degil, basarili olmaya odaklamak gelmektedir. Dolayisiyla gençlerle yetiskinler arasinda iletisim sikintisi çikmakta, birbirlerini anlama noktasinda problemler yasanmaktadir. Kisacasi bu iki nesil arasinda çok sik fikir çatismalari meydana gelmektedir. Bu nedenle söz konusu çatismalari en aza indirgemek için toplum olarak öncelikle gençlerimizle iletisimimizi güçlendirecek; yetiskinlerimizin gençlerimizi, gençlerimizin yetiskinlerimizi anlayacak ve birbirlerinin fikirlerine saygi duyacak bir kültürü olusturmamiz önem arz etmektedir. Ayrica ülkemizdeki sinav sistemi çocuklarimizin ve gençlerimizin yeterince çocukluklarini ve gençliklerini yasamalarina engel olusturmaktadir. Çünkü birçok çocugumuz ve gencimiz bos zamanlarini hobilerine ayirmak, arkadaslariyla gönüllerince eglenmek ve streslerini atmak yerine maalesef dershanelerde sinavlara hazirlanmakla geçirmektedirler. Dolayisiyla gençligini ve çocuklugunu yasayamayan yetiskinler toplumda artikça; toplumumuz tahammülsüz, hosgörüsüz, depresif ve mutsuz bir toplum haline dönüsmektedir. Bu sinav sistemi sadece bu olumsuzluklari yaratmakta kalmamakta ayni zamanda bu ülkede yeterince müzisyen, ressam, sanatçi ve sporcu yetismesini de engellemektedir. Maalesef bu sinav sistemi nedeni ile çocuklarimiz bu tür faaliyetlere yeterince zaman ayiramamaktadir. Ayni zamanda çocuklarimiz, gençlerimiz ve velilerimiz nezdinde resim, müzik ve beden egitimi gibi dersler angarya dersler olarak görülmekte ve yeterince önem verilmemektedir. Bunun sonucunda da birçok yetenekli ögrencilerimizin yetenekleri kesfedilmemekte, spor ve sanat dallarinda arzu edilen basarilar elde edilememektedir.
Isin dogrusu ben; gençlerimizi topluma saglikli bir sekilde kazandirabilmemiz için onlari zaman zaman dinlemenin, neler düsündüklerini, neler hissettiklerini, neler istediklerini ve nasil bir Türkiye hayal ettiklerini idrak etmenin çok önemli olduguna inaniyorum. Nitekim geçen gün gençlerin beklentileri neler, ne düsünüyorlar ve neler hayal ediyorlar merakiyla 14 yasinda Yigit Efe Arslan adli bir lise ögrencisiyle kisa bir sohbetim oldu. Bu sohbetten sonra kesinlikle gençlerimizle yakin diyalog içinde olmamizin ne kadar önemli oldugunu bir kez daha anladim. Bunun üzerine Yigit Efe’den okuldaki arkadaslarinin fikirlerini de alarak gençlerimizin neler düsündüklerini ve neler istediklerini kisa bir sekilde kaleme almasini rica ettim, sag olsun beni kirmadi ve asagidaki satirlari kaleme aldi. Ben de bu satirlari önemli bularak sizlerle paylasmak istedim.
‘’ TÜRKIYE’DE GENÇ OLMAK
Bu düsüncelerimi tamamen Türkiye’de yasayan bir genç olarak dile getiriyorum. 2022 Türkiye’sinde özellikle gençlerin en büyük sikintisi elbette gelecek kaygisidir. Bundan 20-30 yil önce gençlere ‘’ Sizce bes yil sonra Türkiye nasil bir ülke olacak ?‘’ Diye sorsaydiniz, size net bir sekilde cevap verebilirlerdi. Ancak bunu simdiki gençlere sorarsaniz degil bes yil, bir yil sonra bile Türkiye’nin nasil bir yer olacagi hakkinda cevap veremezler çünkü; kim bize dolarin üç yil öncesinin üç katina, ülkemizde mülteci sayisinin bes milyona, gelecekte bile nasil gönderileceklerinin düsünülmesine yol açan sorunlar çikacagina, gençlerin ekonomik sikintilarinin çözülmesi hususunda umudunu çoktan yitirip sadece fikirlerine saygi istedigi, her sabah umudu olmadan okula giderek gelecekte neler olacagini, nereye gittigini düsündügü bir Türkiye olacagini söylese inanirdik ki? Ülkenin gençlerinin fikirlerine bile saygi duyulmadigi bir Türkiye’de keske tek sorun ekonomi olsaydi. Gençler hobilerine bile vakit ayiramazken, imkan bulamazken bu yetmezmis gibi ülkenin hukukunda bile sorun olmasi maalesef can sikici bir gerçek. Özellikle ‘’Devletin dini adalettir’’ diyen, mahkeme duvarlarinda ‘’Adalet mülkün temelidir!’’ yazan bir ülkede adalet olmamasi gerçekten çok ilginçtir. Tabii ki bu konuda sadece benim görüslerim yetmeyeceginden çevremde, yas araliginin 14-18 oldugu ögrenci arkadaslara yönelik bir anket yaptim. Ankete 50 kisi katildi. Onlara su soruyu sordum ‘’ 2022 Türkiye’sinden memnun musunuz eger memnun degilseniz en büyük sebebi nedir?’’ Bu soruma 43 kisi hayir memnun degilim, 7 kisi memnunum diye cevap verdi. Yani katilimcilarin % 86’si hayir, % 14’ü evet demis oldu. Hayir diyenlerin %67’si ise en büyük sebebin ‘’ekonomik ve siyasi ‘’ sebepler oldugunu söyledi. Tabii ki aralarinda ‘’adaletsizlik ve ögrencilerin sikintilarindan dolayi’’ diye cevap verenler de vardi. Benim görüsüm %86’lik kesim gibi desem az bile kalir. ‘’Benim bütün ümidim gençliktedir’’ diyen bir liderin oldugu bir ülkede, günümüzde gençlere önem verilmemesi de gerçekten düsündürücüdür. Nitekim sonuç böyle olunca anketlerdeki sonuçlarin ve gençlerin düsüncelerinin bu sekilde olmasi az bile. Hatta bu anket sorusu aslinda siyasi bir soru olmamasina ragmen neredeyse herkesin aklina siyaset geldi, cevap vermekten çekinenler dahi oldu. Eminim bu ankete katilanlarin isimleri yazilacak olsa en az yarisi cevap vermeyecekti. Ülkenin su anki durumuna üzüntü duymamizin bir sebebi de; Türkiye Cumhuriyeti gibi potansiyeli yüksek, tarihi parlak bir ülkenin bu durumda olmasidir. Peki gençler ne istiyor? Gençler fikirlerine saygi duyulmasini, gelecek kaygisinda olmamayi, ekonomide istikrari, gelecege umutla bakmayi ve mutlu olmayi istiyor.