Canboray Soykan


KAR KÜRESINDE SICAK GÜLMEK


Insaniz nihayetinde 
Kagida elimi süreli oldu epey, durdum. Durdum ve neler olacak diye izledim. Bazen durmak gerekiyor, sadece durmak. Durup kulak vermek olan bitene, izlemek; aynanin gölgeyi izledigi gibi izlemek gerekiyor bazen. Ben de öyle yaptim, dinlenmeye çalistim elden geldigince. Her ne kadar mahir olmasam da becermekte dinlenmeye çalistim. Kalemin belini kavrayisimin daha aydinlik günlerde olmayacagini bilsem de diledim, zerrelerimle diledim. Bazen de yük oluyor hiçligin kabulü, antik anlatilarin tasvirinde vücut bulan bir güce yaslanabilmek istegi beliriveriyor, bazen dilemek lazim bu yüzden, kabullenis özgürlestirir kimi zaman. Insaniz ya nihayetinde…
Seylesiyoruz artik
Nadiren içimi rahatlattigi olsa da bu kabullenisin beni özgürlestirdigi yok. Her nereye baksam, her nereye gitsem, her nerede dursam, her neyi dinlesem algilayabildigim, duyular kavrayabildigince sanci. Sanciyoruz, öyle ki pulpasi egelenmis bir dis gibi yerimizde duruyor, sallanisimizi kaniksamiyoruz dahi. Kaniksayanlarin akibetini gördükçe gömülüyoruz bizi cerahatle doyuran köklere, köklerimizi tirnakliyor ve fakat birakamiyoruz da, bir huzursuz uykuda yumruk sikar gibi halimiz. Korkunç bir devinimin altinda ufalaniyoruz, ufalandikça duyarsizlasiyoruz. Duyarsizlastikça seylesiyoruz, her gün yeniden insa olunan, nesemizi, renklerimizi, gülüslerimizi soguran; sogurdukça kararan bir devrin kar küresine hapsolduk. Kirip atmak zaruri.
Kararli bir seçenek 
Bu karanligi yaka paça götürecek safagi hep birlikte getirmek zorundayiz. Bunu basarabilmek için elimizdeki tek seçenek olan genel seçimlere sekiz aydan az bir süre kaldi. Sandigin bir mayis günü gelecegine dair fisiltilar iktidar kanadindan kulagima ulasiyor. Bunu basarabilmek için sekiz aydan az bir süremiz kaldi ve bunun için kimi hususlarda geç kalinacagina dair endiseler tasidigimi gizlemeyecegim. Toplum degisimi istiyor, degisim için seçenekleri degerlendirmek istiyor. Istiyor ama bunun için de kararli bir seçenek, derli toplu bir alternatifin varligina güven duymak istiyor. Bu da zannediyorum pek tabii anlasilabilir bir talep. Aileden miras kalan görüsler, sosyal yasantida kendimizi etrafinda konumlandirdigimiz degerler ve ardindan da kazanma olasiligina olan güven oy verme davranislarini etkileyen faktörlerde basi çekiyor.
Çözüm önerileri, acilen 
Öyleyse emin, dirayetli bir durus sergilemek altili muhalefetin yapmasi gereken en önemli mesele. Burada altili masaya mensup partilerin bu durusu göstermedigini söyleyerek haksizlik yapmayacagim, o masanin su anda var olmus olmasi dahi Türk siyaseti için bir kilometre tasi niteliginde. Ve üçüncü yol ortaya koyacagini iddia ederek iktidar kanadinin suni, kuru ve kutuplastirici söylemlerini muhalefet tabanina sirayet ettiren çesitli organizasyonlarin yaptigi gibi zannimca manasiz bir dil de kullanmayacagim. Ama söyleyecegim bir iki laf var, var tabii. Altili masanin behemehal vahamet içindeki konulara iliskin ilgili komisyonlar olusturmasi, bu komisyonlarin ilgili soruna iliskin çözüm önerilerini ivedilikle açiklamaya baslamasi gerekiyor. 

 


Ortak ve tutarli söylem
Toplumda çözüm bekleyen sorunlar pek ala kendisini göstermekte. Ekonomi, siginmacilar, adalete güven, EYT ve sistem. Siralama bundan farkli gitmiyor. Öyleyse özellikle bu konularda alti partinin ortak politikalarinin acilen basit, anlasilabilir bir dilde toplumla bulusmasi gerekiyor. Bunlarin kamuoyuna ayni 28 Subat’ta Güçlendirilmis Parlamenter Sistem mutabakat metninde oldugu gibi, belli toplantilarla açiklanmasi gerekiyor. Öte yandan yine fevkalade tez elden ortak bir iletisim masasi ya da komisyonu kurulmasi gerekiyor. Altili masa, iktidar kanadinin aksine özgüllükleri ve özgünlükleri önemseyen bir güç birligi olsa da partilerin birbirlerine zit giden açiklamalari toplum nezdinde olumlu bir etki yapmiyor. Ortak ve tutarli bir söylemin kurgusu oldukça önemli; söylem her sey degilse de çok seydir, bir dilbilimci adayi olarak bilirim bunu. 

Ödüm kopuyor 
Yazmanin kolay, hayata geçirilmesinin zor oldugunu biliyorum da zor olani bugün yapamayacaksak, ne zaman yapacagiz ? Altili masa toplumda beliren sorunlari önceleyerek, çözüm önerilerini anlasilabilir olarak topluma sunmali, ortak ve kararli bir söylemde bulusmali; bunu sürdürmeli, bunu sürdürürken de çarsida, pazarda, kasapta halkla hemhal olarak onlari dinledigini göstermeli. Dogru bir adayla, dogru bir ittifak formülünü de yürürlüge koydugumuzda ve bunlar nizami sekilde yapildiginda emin olunuz bu küreyi hep birlikte üstümüzden alir tuz buz ederiz. En zor olani belki de halen tasiniyor olunan farkli mahalle hassasiyetlerini herkesin bir süreligine askiya alarak belli hususlarda fedakarlik yaparak ortada kavusmayi basarmasi. Bunun zor oldugunun bilincindeyim, anlayisla karsiliyorum fakat artik masanin olusmasinin üzerinden neredeyse dokuz ay geçmesiyle birlikte bu teferruatlarin asilmasi gerektigini kararlilikla ifade ediyorum. 
Aksi takdirde birbirimizi bir daha hiç affedemeyebiliriz, bir daha hiç barisamayabiliriz, bir daha hiç kucaklasamayabiliriz, bir daha hiç bir olma haline varamayabiliriz. 
Donarak sünmez belki ama bir daha isinmayabilir kemiklerimiz, gülemeyebiliriz.
Gülsek de sicak olmayabilir ki ! 
Sicak gülenleri tanirsiniz, bilirsiniz; herkes bilir sicak gülenleri.
Anadolu’yu bilen bilir sicak gülenleri. 
Bizi bilen bilir sicak gülenleri. 
Biz, bizim toprak, bizimkiler, bizim mahalle, bizim semt, bizim memleket sicak gülerdi.
Sicak gülerdik biz. Becerirdik.
Kaslarimiz kaydirak, oynasir kedilerle serçeler…
Balkon bebekleri gözlerimizin, rüzgar ferah eser...
Sicak gülerdik biz. Becerirdik. 
Sicak gülememekten korkuyorum.
Ödüm kopuyor… 
Bir daha sicak gülememekten, kar küresinde…