Barış Atagün

Tarih: 28.09.2022 12:28

Millet Ittifaki Cumhurbaskani Adayi Konusunda Kesin Kararini Vermek Zorunda!

Facebook Twitter Linked-in

Seçim yaklastikça millet ittifakinin Cumhurbaskani adayinin kim olacagi merak ediliyor. Hala net bir karar alinmis degil…
Daha önce Cumhurbaskani adayinin erken açiklanmasinin adaya zarar verecegini söylemistim. Simdi ise geç kalindi diyorum.
Adayin ismi resmen açiklanmasa bile en azindan 6 li masada net bir aday belirlendigi mesaji verilmeliydi. Ancak açiklamalara bakilirsa, sanki hiç konusulmamis havasi veriliyor.
Bu durum halkta güvensizlik yaratir ve bir siyasetçi için halkin güveni her seydir. Eger halkin güvenini sarsarsaniz ne yaparsaniz yapin, kaybedersiniz.
Bu yüzden Cumhurbaskani adayinin kim olacagindan daha çok halkin güvenini kaybetmemek önemli
Toplum, 6 li masanin vaatlerini, projelerini açik açik ögrenmeli. Iktidara geldikleri zaman ülkeyi yönetebileceklerine inanmali. Ancak su anki izlenim belirsizlik havasi veriyor.
Bence her seyden önce bu belirsizlik ortadan kaldirilmali…
Cumhurbaskani adayinin kim olacagi konusuna gelirsek anketlerde 4 siyasetçinin ismi geçiyor: Mansur Yavas, Ekrem Imamoglu, Meral Aksener, Kemal Kiliçdaroglu
Anket sonuçlarina bakildiginda en yüksek oyu Mansur Yavas aliyor. En düsük oyu ise Kemal Kiliçdaroglu. Anketlerdeki ortak sonuç ise muhalefet, kimi aday gösterse seçimi kazaniyor.
Ancak söyle bir durum var: Mansur Yavas aday olursa seçim açik ara farkla kazanilirken Kemal Kiliçdaroglu az bir farkla kazaniyor. Iki adayin oy oranlari arasinda yaklasik %7-8 lik bir fark var. Bu çok ciddi bir fark
Arada bu kadar büyük bir fark oldugu için dogal olarak Mansur Yavas’in Cumhurbaskani adayi olmasi isteniyor. Kemal Kiliçdaroglu’nun adayligi riskli görülüyor.
Mantik Mansur Yavas dese de siyaset, sadece mantigin etkili oldugu bir alan degil. Çünkü siyaset, matematik, fizik, kimya gibi bir bilim dali degil.
Bilim rasyonel düsünürken siyasette rasyonel degil pragmatist düsünce hâkimdir. Yani siyasetçi, sonuçtan önce sonucun kendine getirecegi faydayi düsünür.
Bu yüzden rasyonel mantik ‘’En yüksek oyu alan Mansur Yavas’i aday yap’’ derken siyaset mantigi ‘’Mansur Yavas’i yerinde tutup hem Ankara’yi hem Cumhurbaskanligini kazan’’ der.
Iste bu noktada bir seçim yapmamiz gerekiyor. Ya hiçbir siyasi hesap yamayip sadece matematige bakarak karar verecegiz. Ya da isin içine siyasi hesaplari katarak risk alacagiz.
Ben iki düsünceyi de savunanlara karsi degilim. Herkes kendi baktigi mantik penceresinden hakli.
‘’En yüksek oy alacak kisiyi aday gösterelim’’ diyen de hakli
‘’Her durumda kazaniyorsak neden Ankara’yi ya da Istanbul’u kaybedelim’’ diyen de hakli
6li masadan bu iki düsünceden biri çikacak ve seçime gidecegiz ve sonuçlarini hep beraber kazanacagiz.
Açiklamalara ve gidisata bakilirsa ‘’Her durumda kazaniyorsak neden Ankara’yi ya da Istanbul’u kaybedelim’’ düsüncesinin hâkim oldugu görülüyor.
Eger böyle bir karar çikarsa siyasi olarak bir risk alinacak.
Burada herkesin sormasi gereken soru su:
‘’Bu riski almaya deger mi? Karsilayabilecegimiz bir risk mi?’’
Ben simdilik bu soruya cevap vermenin erken oldugunu düsünüyorum. Çünkü önümüzde 8 ay var ve 8 ay, siyasette uzun bir süre
Bu 8 ayda öyle gelismeler olur ki hiçbir risk kalmadan kesin galibiyetle bir seçime gidilebilir. Ya da tam tersi olabilir.
Bekleyip görelim…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —