Mustafa Yavuz Elbirler


SIGINMACILAR- KAÇAK GÖÇMENLER


Mevcut Durum
Suriye' de, 2011 yili Mart ayinda baslayan hükümet uygulamalarina karsi gösterilerin sert bir biçimde bastirilmaya çalisilmasi ve iç savasa dönüsmesi, Hükümetin ayrim yapmaksizin adeta katliam yaparcasina sehirleri bombalamasi neticesi sinirlarimizdan içimize yogun bir göç dalgasi baslamistir.
Türkiye, Suriye basta olmak üzere; Afganistan, Pakistan ve Afrika ülkelerinden ülkemize siginmak veya geçis yolu olarak kullanilmak üzere yogunlasan kaçak, kontrol edilemeyen göç dalgalarina plansizlik ve veya mevcut planlarin uygulanmamasi,  öngörüsüzlük, politikasizlik gibi nedenlerle mani olunamamistir.
Bu durum, ''kasitli, bilinçli bir siyaset'' olarak yorumlanmistir.
Özellikle Suriye'den gelen göç dalgalari karsisin da iktidar, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa S.A.V ve sahabenin Mekkeli Müsriklerin zulmünden kaçarak Medine'ye göç etmelerini örnekleyerek Suriye den kaçarak gelenleri ''Ensar'' olarak tanimlamistir. Türk Milleti yapisi geregi bu tanimlamayi ve göçmenleri samimiyetle kabul etmistir.
Ancak, izlenen ''açik kapi politikasi'', uluslararasi partnerle adil ''yük/sorumluluk paylasimi'' yollarinin yeterince zorlanmamasi, batinin kapilarini kapatmasi sonucu Türkiye, dünyanin en yüksek sayida siginmaci ve kaçak göçmen barindiran ülkesi haline gelmistir.
Cumhurbaskanimiz Sayin Recep Tayyip Erdogan 20022 yili Haziran ayinda ''Bizim bir davamiz var. Biz (siginmacilara) Islami ve insani açidan bakiyoruz''  daha sonra da' 'Tarihimizin, kültürümüzün ve inancimizin bize yükledigi bu görevi insallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edecegiz'' ifadeleri ile izlenen siyaseti ortaya koymustur.
Türkiye'nin iyi niyetli insani yaklasimi, suistimal edilmekte, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlügüne karsi: ülkemizin demografik yapisini degistirmeye yönelik, bir Stratejik Göç Mühendisligi uygulamasi Tehdit Unsuru tarafindan uygulanmak istenmekte midir?
Orta Dogu ve Güney Asya da yüzlerce yildir tehdit unsuru olarak varligini sürdüren, Peygamberimizin torunlarini, Halifeleri, sahabeyi katleden, sebebiyet verdigi onlarca savasta milyonlarca Müslümanin katline sebep olan radikal görüsler ve uygulamalar üzerine insa edilmis Selefilik anlayisinin ve bu anlayis dogrultusunda yetistirilip egitilen yüzbinlerin Türkiye'ye yerlestirilmesi mi planlanmaktadir?

Göç yolu ile vatanimizin her tarafina yayilan gayri milli unsurlarin; Anadolu'da bin yildir yasanan Hanefi/Maturidi ve Türkmen/Alevi Islam çizgisini tahrif ile inanç ve yasam tarzinin hedef alinarak kamu düzenini sarsacak toplumsal sorunlara yol açabilecegi de degerlendirilmelidir.