Selçuk Özdağ


SATILAN ÜLKE


Çevre Sehircilik Bakanligi 40 ilde yüzlerce gayri menkulü satiliga çikardi. Bir hafta kadar önce de yine TOKI birçok tasinmazi açik artirma ile satiliga çikarmisti.

Aslinda bu yeni bir durum degil. AKP iktidarinin ilk yillarindan itibaren hazine arazilerinin satilmasi adeta ekonominin bir parçasi haline geldi. Satarak ekonominin gedikleri kapatiliyor, altin degerinde arsalar ona buna peskes çekiliyor. Iktidarda kalma ugruna devlet yoksullastiriliyor.
Bazi illerde toplulastirma çalismalari yapiliyor. Binlerce mera arazisi vasif degistirilerek önce hazineye oradan da TOKI'ye devrediliyor. TOKI devlet içinde devlet gibi. Bu araziler TOKI'ye geçer geçmez kisa bir süre sonra satiliga çikariliyor. Bu gidisle köylerde ve mezralarda bile nefes alinacak alan kalmayacak. Agacin, ormanin, pinarin, suyun yerini betonlar aliyor. Nereye bakiyorsaniz karsiniza duvarlar çikiyor.
Milletin malini miras mali gibi satarak ekonominin kara delikleri kapatilmaz. Türkiye satiliyor, çöllestiriliyor, tabiat varliklari döviz karsisinda ucuzlatilarak yabancilara su fiyatina satiliyor. Vatan topragi içinde bir Suriye, Katar, Irak olusturuluyor. Düsünebiliyor musunuz, Suriye'dekinden çok Suriyeli Türkiye'de yasiyor. Buna da büyük politika diyorlar. Tarihi, dili farkli olan topluluklari ortak bir kültürde bulusturmak zordur. Dil ve kültürün farklilasmasi tek milletin yerini çoklu uluslarin almasi demektir.

Bu zihniyetin is basinda oldugu her gün Türkiye biraz daha batiyor. Çok kötü bir noktaya gidiyoruz.Dur demenin vakti çoktan geçti. Sadece demokrasiyi kaybetmiyoruz, Türkiye'yi kaybediyoruz. Iktidara yönelik en agir suçlamalar bile yargida makes bulmuyor. Yargi sustukça tahripçilerin cüreti daha da artiyor. Muhalefet akilli bir politika ile bu politika ve uygulayicilarini sandikta yenmedigi takdirde Türkiye'nin bir Ortadogu ülkesinden farki kalmayacaktir.
NASIL BIR CB ADAYI?
Herkesin kafasinda bir cumhurbaskani adayi var. Millet ittifaki bünyesindeki aday tartismalarina baktiginizda bunu görebilirsiniz. Herkes kendi partilisini o en üst makamda görmek istiyor. Bu adaylik tartismalari uzar, senin adayin benim adayim rekabeti derinlesirse korkarim ki giderek ortak bir uzlasi noktasi bulmak daha da zorlasir.

Parti- lider taassuplarinin bir kenara birakilmasi gerektigi bir dönemeçten geçiyoruz. CB adayinin hangi partiden oldugundan önemli olan hangi adayin kazanabilecegidir. Dogru aday Kiliçdaroglu, Yavas,A.Sener veya Imamoglu degil, bu isimler veya baskalari içinde Erdogan'a karsi en sansli olan kimse odur. Böyle gidilmezse, yillardir verilen mücadelenin, dökülen terlerin, ödenen bedellerin bosa gitmesi mümkündür. Bunca emek, bunca çaba bosa gitmemelidir. Altili masadan kazanacak bir adayla sahneye çikmalarini bekliyoruz.
Sayin Erdogan'in siyaset tarzi ortadadir, kazanmak ugruna toplumda yeni kutuplasmalar,gedikler açmaktan çekinmeyecektir. Zaten partili Cumhurbaskanligi sistemi kendi basina bir ayrisma aracidir. Çünkü bu sistem seçilen cumhurbaskanina oy verenlerle vermeyenleri , partilisi olanlarla olmayanlari bir tutmamaktadir. Türkiye'nin yeni savrulmalara, parçalanmalara tahammülü kalmamistir. Altili masa bütün risk faktörlerini dikkate alarak kazanmaya en yakin adayla Erdogan'in karsisina çikmalidir. Türk milleti yeni bir kabus dönemi daha yasamak istemiyor.