Selçuk Özdağ


KPSS SKANDALI


Bir sinav skandali daha patladi. KPSS iptal edildi, ÖSYM baskani görevden alindi.

Daha önce Fethullahçi yapilanmanin birçok sinava saibe karistirdigi, sorulari çalarak üyelerine dagittigi ortaya çikmisti. Artik onlar yok ama sorular yine çaliniyor. Bu ülkede her fikirden partiler iktidar oldu, hiç birinde bu kadar yozlasma görülmedi.

Bir tarafta Islamcilik iddiasi diger tarafta Islam'la taban tabana zit uygulamalar. Bunlarin üzerinde dikkatle düsünmek gerekiyor.
Mesele sadece ahlaki yozlasma ile ifade edilecek bir durum degil. Son yillarda meydana gelen olaylar ize hiç bir meselenin kisilerin insafina, keyfine birakmamak gerektigini gösterdi. Dogru olan yasalari uygulamak, art niyetlilerin istismar edebilecegi alanlar birakmamaktir.
Yani hukuk devleti olmaktir. Bireysel zaaflarin yönetime yansimasina mani olacak yasalar çikarmaktir. Halbuki bu iktidar döneminde tam tersi oldu. Mesela, Kamu ihalelerinde istismari önlemek için yasa çikarilacagina, istismara imkan vermek, yandas müteahhitlere daha kolay ihale vermek için düzenlemeler yapildi. Yasalar istismari önlemeye degil, istismara müsait hale getirildi. Daha iki gün önce Cumhurbaskani Erdogan Sayistay'a çagri yaparak teftislerde açik aranmamasini istemedi mi? Sorumlu, kul hakki hassasiyeti tasiyan bir liderin yapmasi gereken tam tersiydi. Sayistay Kamu zarara ugramasin diye yasalardan aldigi yetki ile denetim görevi yapiyor. böyle bir kurumu güçlendirmek varken, kimseye dokunmayin demek kamuyu istismara açik hale getirmektir.

Kadro seçiminde de bir liyakat, ahlak hassasiyeti yok. Yeni Ömerler dediler güya, Ömer diye evinde kutu kutu dolar yakalatan birini Egemen Bagis'i büyükelçi yaptilar. Hiç bir ariciye birikimi olmayan onlarca kisi saga sola elçi veya konsolos olarak atandi. Kurumlarin asirlik birikimi, insanlarin aldigi egitim yok sayildi. Bu tasarlayarak devleti yok etmektir.Bakin onca çabalamalarina ragmen ekonomik krizxden çikamiyorlar. Çikamazlar da, çünkü ekonomiyi düze çikaran ehil kadrolara sahip degiller. Iki binli yilardaki düzelme de aslinda Erdogan veya hükümetlerinin basarisi degil, Kemal Dervis'in yaptigi reçetenin uygulanmasinin sonucuydu. Reçeteyi Dervis yazdi, parsasini Erdogan topladi.

Devletteki tahribat her geçen gün daha da büyüyor. Muhalefetin acil seçim istemesinin arkasinda zarardan erken dönme, ekonomi daha da tamir edilemez hale gelmeden müdahale etme düsüncesi yatiyor. Ülkeyi o hale getirdiler ki bir enkaza çevirdiler. Bir hükümete alin bu ülkenin ekonomisini, degerlerini tahrip edin deseler ancak bu kadar yapabilir. Sorumlu siyasetçi ülkem daha çok tahrip edilmesin, yeni kadrolar gelsin diye düsünür. Ama iktidar isterse ülke batsin yeter ki biz iktidarda kalalim diye hareket ediyor. Çünkü ülke batsa da onlarin saltanati devam edecek. Tuzu kuru olanlar için krizin hiç bir önemi yok. Krizde de, bollukta da sarayda yasiyorsaniz kriz veya bolluk bir farki olabilir mi? Onun için hiç bir sey umurlarinda degil. Ne diyor bay Nebati, Bati'li bir meslektasim bizde yüzde 10 enflasyon var diye sokaga çikamiyorum, dedi, Ben de bizde bunun kat kat fazlasi var ama sokaga çikiyorum dedim diyor. O begenmedigi Bati'li bu kadarcik enflasyon için halkin önüne çikamiyor, utaniyor, adamlarin ar perdesi yirtilmamis, bizde ise tam tersi. Halk duyarsiz, tepkisiz olursa siyasetçisi de böyle olur.Onun için sorular çalinmismis, gençlere haksizlik yapilmismis, hiç bir sey olmaz. Çünkü artik haksizlik karsisinda sesini yükselten bir toplum yok. Düzelecek olan da düzeltecek olan da biziz