Mürsel Gündoğdu


BİR RÜYANIN İFLASI

BİR RÜYANIN İFLASI


Özgürlük Heykeli?nin dev sütunları, Amerikalının İslamla terörizmi, Müslümanla teröristi yan yana kullandığı gün temelinden çatlamıştı. Şimdilerde ise tıpkı bütün Ortadoğu coğrafyasının tarümar oluşu gibi büyük bir gürültüyle devrilivermekte ayaklarımızın altına.

Bizim kuşak gençliği, geceleri Amerikan rüyalarıyla süsleyerek gündüzleri ise Amerikan büyüsünün kuşatması altında geçirdi. Seksen darbesinin genç dimağlara vurduğu tefekkürsüzlük prangasından sonra Amerikan kapitalizminin bütün unsurları ülkemizin olduğu gibi insanlarımızın hayatına da tıpkı bir sakırtlak gibi yapıştı. Bu devasa kene, on yıllardan beri vücudumuzda bize ait ne varsa çekip alırken ondan boşalan yerlere ise kendi haz verici zehrini şırınga etmekle meşgûl oldu.

Bu günlerde toplum olarak gece ve gündüzlerimize hükmeden büyük Amerikan rüyasının iflasına tanıklık ediyoruz.

Özgürlük ve demokrasi vaadi yalanıyla girdiği Müslüman coğrafyaya zulüm, gözyaşı, topyekûn bir kültürel yıkım, insanî kıyım ve derin bir hüzünden başka bir şey getirmeyen Amerika, sadece kendini var ediş ilkelerini kaybederek çöküş sürecine girmekle kalmamış, aynı zamanda da vicdanı olan dünya halklarının gözünde bütün inandırıcılığını, güvenilirliğini kaybetmiştir.

İsrail?in güvenliğini sağlamak adına tarihî ve kültürel bağlarımızın olduğu komşu coğrafyaları mezhep ve etnik unsurlar çerçevesinde parçalara ayırarak dizayn etmeye çalışan Amerika?nın bu planlarında, her fırsatta stratejik ortağımız diye bahsettiği Türkiye?yi değil de bazı terörist gurupları muhatap alması, bizim açımızdan bardağı taşıran son damla olmuştur. Zira bu tavırla bölgemizde oluşturulmak istenen yeni harita, Amerika?ya elini kolunu sallayıp huzur içinde evine dönmesini temin edecekken bizi ise kısa ve uzun vadede sonu gelmez bir sıkıntılar yumağının ölümcül ağına itecektir.

Uzun yıllardan beri Amerika?nın bölgede terör örgütleri üretmesine, terörist gurupları himaye etmesine ve petrol avcılığına arada sırada bize stratejik ortaklık gülücükleri dağıtması sebebiyle tahammül göstermekteydik. Ama son kertede hem ülkemizi bölmeye çalışanlarla sahada iş tutması hem de içimizdeki hainleri koşulsuz şartsız himaye etmesi, Amerika?nın olanca büyüsünü gözümüzden gönlümüzden çekip almaya yetmiştir.

Türkiye bu süreçte, bir yandan Amerika?nın yeni yönetiminin meseleye nasıl yaklaşacağını beklemeye koyulmuşken diğer yandan da hem kendi güvenliğini sağlamak hem de bölgemizdeki gözyaşlarını bir an önce dindirebilmek için küresel ve bölgesel aktörlerle tam saha çalışmalarına devam etmektedir.

Böyle bir dönüm noktasında sabır ve dua ile üç temenninin umuduna sarılmış haldeyiz.

Bu temennilerden birincisi, ülkemizin sınır güvenliğini sağlamak adına çıktığımız sınır ötesi Fırat Kalkanı Operasyonu ve terörün iç uzantılarıyla yaptığımız çetin mücadeleden yüzümüzün akıyla çıkmak ki bütün milletimizin duası ve beklentisi bu yöndedir.

İkincisi, Suriye?de akan kanın bir an önce durdurulması ve kalıcı barışın ila nihaye tesis edilmesini sağlamak.

Üçüncüsü ise gençlerimizin belleğinden silinen Amerikan rüyası ve büyüsünün yerine tarih sahnesinde nice imparatorluklar kurulmasına zemin hazırlamış ve bütün dünyaya ilham kaynağı olan kendi kültür ve medeniyetimizin engin rüyalarının egemen olmasıdır.