Ali İhsan Dilmen


ATÇALI KEL MEHMET İSYANI

Yazar-Ali Haydar Avcı tarafından, devlet arşivlerden yararlanılarak kaleme alınan önemli bir kitap hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.


(Aydın İhtilali 1829-1830)

Yazar-Ali Haydar Avcı tarafından, devlet arşivlerden yararlanılarak kaleme alınan önemli bir kitap hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ben, Aydın'lı yörük bir ailenin çocuğuyum.

Aydın ilinin Bozdoğan ilçesinde, 320’ye yakın haneye, 1.000 civarında nüfusa sahip, geçimini keçi kılından çadır ve benzeri mamülleri dokuma tezgahlarında üretmek ve ayrıca tarımla sağlayan, nüfusunun kahir ekseriyetinin yörüklerden oluştuğu Biresse köyünde doğup büyüdüm.

Çocukluğum yerel kahraman olan efelerin hikayelerini dinleyerek geçti..

Aydın ili, efeler ve zeybekler bakımından hayli münbittir.

Bu topraklarda yaşayan efe ve zeybeklerin, Kurtuluş Savaşımızda düzenli orduya bağlı milis kuvvetler olarak verdikleri katkı inkar edilemez.

Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Çakırcalı, Sökeli Cafer efe, kadın efelerimizden Çete Ayşe gibi kahramanların varlığı bizler için onur kaynağıdır.

Atçalı Kel Mehmet Efe’nin yeri ise apayrıdır.

Malum Atçalı Kel Mehmet Efe, kazası(beldesi)nın adıyla anılıyor.

Atçalı Kel Mehmet namıyla ünsalan ve babasını küçük yaşta kaybeden, dul annesiyle karın tokluğuna ırgatlık ve Kır bekçiliği yapan Kel Mehmet'in ezilmişlikle geçen hayatının özgün ve destansı hikayesi nesilden nesile anlatılarak, dillerde destan olmuştur.

Atçalı Kel Mehmet Efe’nin hikayesinde, çökmekte olan Osmanlının; siyasi, iktisadi, askeri, idari, sosyal sisteminin hazin hikayesi var..

Hikayede halkın çaresizliğinin üstüne Voyvoda*, Mütesellim* ilişkileriyle yüklenen vergiler, vergisini ödeyemeyen köylünün, ahalinin uğradığı zulümler var..

Atçalının, bu zulme itirazın, halkın, ahalinin uğradığı zulme direnmenin, insanca yaşamın, adil bölüşüm arzusunun, yılmışlığın, yıkılmışlığın, umutsuzluğun egemen olduğu siyasal, iktisadi, idari tasarruflarla şekillenen sosyal hayata karşı, yeni bir düzen arayışının, zulme yapılan itirazların hayat bulduğu, ete kemiğe büründüğü, taze bahar havası gibi umutların yeşermeye yüz tuttuğu iklimin doğuşuna ve varlığına öncülük ettiğine şahit oluyoruz.

Ancak, üç yıl süren bu iklim ve çok ciddi bedeller göze alınarak verilen kahramansı mücadelenin hikayesi halk ve kahramanları için olumsuz neticelenmiştir.

Tarihi evraklarda “Aydın ihtilali” olarak anılan bu isyan ve yeni düzen arayışı, Osmanlı düzenine karşı yapılmış örgütlü son “yörük isyanı” olarak bilinir.

Bu isyan 2.Mahmud dönemiyle açılan yeni pencereye, reformlara, kapsamlı düzen değişimine de ilham olmuş, anadoluda bıçağın kemiğe dayandığını haber vermesiyle de ayrı bir içerik ve öneme sahiptir.

Atçalı Kel Mehmet önderliğinde meydana gelen “Aydın İhtilali” çökmekte olan Osmanlı düzeni için adeta erken uyarı işlevi görmüştür.

Bu isyanda Atçalı Kel Mehmet, idareyi ele aldığı süre içerisinde görevini hakkıyla yaparak hiçbir memura zulmetmemiş, işlerin düzgün yapılmasının devamını sağlayanlarla uğraşmamış, adil bölüşüm için Voyvoda ve Mütessellim işbirliğiyle yapılan zulme itiraz etmiştir.

Egemen olduğu hiçbir yerleşim yerinde insanların canına ve malına tecavüz meydana gelmemiş, bu arzusu ve çabasını da, “...Benim garazım(amacım) fukarayı sıyanet(korumaktır,)voyvodaların zulmünden memaliki(memleketi) vikayettir (kollamaktır)...” (Vak'anüvis Lütfi Efendi cild 4.)

Bir iki kelam da kitabın yazarıyla önerisini dikkate alarak özel baskı yapılıp dağıtılmasını sağlayan Atça Beldesinin seçilmiş son Belediye Başkanı sayın Mustafa Çınar'a teşekkür etmemiz gerekir.

Kitap bana belediye başkanımız vesilesiyle ulaşmış ve şahsi kütüphanemde duruyordu.

Doğrusu kütüphanemde bulunan bu kitabı şimdiye kadar okumamakla ne kadar hata ettiğimi itiraf etmeliyim.

Kitabı yazan Ali Haydar Avcı ve hemşehrilerine ulaştırmak için aracı olan Atça'nın son Belediye Başkanı Mustafa Çınar'a kamuoyu adına teşekkür ediyorum.

Yazarın, Atçalı Kel Mehmet ve onu ortaya çıkaran sebeplere dair yazıklarını da yer vermemiz lazım.

Yazar, “İnsanın gelişimini ve özgür düşünce üretimini engelleyen ve derin karanlık kuyulardan kurtulmak, karanlığın kuşatmasını aralamak kolay değildir.

Bu, insanın kişiliğini derinden sarsan ve kendi kendini, duruş noktasını sorgulamasını sağlayan muazzam bir dönüşümdür.

Bu bağlamda Atça'lının eylemi, bir anlamda yoksul halkın karanlık dünyasını aralayan ve baskılardan kurtulma düşüncesine ışık tutan bir kıvılcım, bir umut olmuştur.” diyerek ifade etmiştir.

Gerçekten yörüklerin, yaşadıkları sosyal hayatın alışkanlıklarının davranışlarında önemli rol oynamış bu kültür, zorluklara itiraz eden ve serbest hayat arayışlarının gereği olarak dayanışma içinde haksızlıklara, zulme dönüşen uygulamalara itiraz etmeyi sosyal sorumluluk duygusuyla itiraz etmeyi, baş kaldırmayı vazgeçilmez görev olarak görmüştür.

İmparatorluk topraklarında yaşayan insanların “padişahın kulu, tebası” olarak kabul edildiği bir düzende itiraz etmek ve elde ettiği gücü zorbalığa dönüştürmemek, yaşanan dönem dikkate alındığında büyük bir meziyettir.

Ortaya konan bu erdem Aydınımızın yetiştirdiği Atçalı Kel Mehmet'e, kızanlarına ve ekibine nasip olmuştur.

Yaşananlar dikkate alındığında bu isyanın haklı gerekçeleri vardır ve isyan etmenin sınırları aşılarak kesinlikle çapulculuğa dönüşmemiştir.

Daha sonraki yıllarda ilimizin efe ve zeybekleri Kurtuluş Savaşımızda yurt sevgilerini, özgürlük tutkularını da göstermekte de hiç terdddüt etmemişlerdir.

İnşallah ilk fırsatta Yörük Ali Efe'nin yaptıklarını da yazmak nasip olur.

*******

SÖZLÜK:

*Mütesellim, herhangi bir beylerbeyi ve sancakbeyinin görevi nedeniyle eyalet veya sancağında bulunmadığı sırada kendisine vekalet etmek üzere yerine bıraktığı ya da gönderdiği vekildir.

*Voyvoda, XV. ve XVI. yüzyıllarda eyalet yöneticilerinin kendileri olmadığında, eyaleti yönetmek ve kendilerine ait has gelirlerini toplamak için atadığı vekil görevlilere, voyvoda veya subaşı denilmekteydi.