Göktan Ay


Bilal Erdoğan; ‘Türk musikisi bitmesin’ diye bir şeyler yapıyoruz.

Hürriyet Gazetesi’nden sevgili Fulya Soybaş paylaşmasa 20 gazetecinin Palet Türk Müziği İlkokulunu ziyaretinden haberimiz olmayacaktı. Çünkü, diğer köşe yazarları/gazetecilerden ses gelmemişti.


Hürriyet Gazetesi’nden sevgili Fulya Soybaş paylaşmasa 20 gazetecinin Palet Türk Müziği İlkokulunu ziyaretinden haberimiz olmayacaktı. Çünkü, diğer köşe yazarları/gazetecilerden ses gelmemişti.

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fulya-soybas/turk-musikisinin-cocuk-ustadlari-42661595#

Önce bu yazımızın siyasi ve Bilal Erdoğan’ın sahibi olmasından dolayı yazılmadığını belirtelim.

Konumuz, bir Müzik İlkokulu ki burada Palet Türk Müziği İlkokulu ve sürekli dile getirilen yanlış veya iddialı söylemler…

Okul ile ilgili ilk yazımız linki:

https://www.ittifakgazetesi.com/palet-turk-muzigi-ilkokulu-turkiyenin-ilk-turk-muzigi-okulu-mu1-makale

 

Şimdi okulun basına yansıyan birkaç haberini verelim:

Prof. Dr. Ali Tüfekçi, İTÜ heyetiyle birlikte gerçekleştirdiği ziyarette okulumuzda yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgi aldı. Kendisine “Okulumuzu nasıl buldunuz?” sorusunu yönelttiğimiz Prof. Dr. Ali Tüfekçi; okulumuzun ikliminden çok etkilendiğini, çok mutlu olduğunu ve gurur duyduğunu söyleyerek Türk  Mûsikîsi’ne  sağladığımız katkılardan dolayı teşekkürlerini iletti.” (31 Aralık 2020)

Bu haberde heyet ile ilgili bir fotoğraf ve bilgi paylaşılmamış. Ayrıca, şu paragrafta bile Türkçe yazım, imla kurallarına uyulmamış. Oysa web sayfaları kurumların tanıtıcı yüzüdür.

https://yetev.org.tr/haber/

 

 “İstanbul'daki Palet Türk Müziği İlkokulu ile Ankara'daki Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi arasında "inovatif iş birlikleri odaklı bir mutabakat metni" imzalandı.” (02 Aralık 2021)

Bu tür işlemeyecek protokolleri “gören iş yapıyor sansın” olarak değerlendiririm. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Y.Saraç zamanında da  onlarca protokol imzalandı, medyada gururla yer alındı, hangisi sonuç verdi?

En komik olan şuydu. Üniversitelere bağlı 100’ü aşkın müzik ve güzel sanatlar alanı birimi olan YÖK, az bulmuş ki Bakanlıktan yardım istemişti.:

YÖK, ÜNİVERSİTELERİ “KÜLTÜR VE SANATIN” DA MERKEZİ HALİNE GETİRECEK​ (10 Eylül 2019)

https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2019/yok-kultur-bakanligi-arasinda-protokol.aspx

 

Bu protokol yürüdü mü?

Yürüyemezdi çünkü, yanlış bir amaç ve sistem üzerinde imzalanmıştı.

Yazmış ve sormuştum: Üniversiteler; “bu protokol ile”, “sanat merkezi” olabilir mi?”

https://www.internethaber.com/universiteler-bu-protokol-ile-sanat-merkezi-olabilir-mi-2050866y.htm

 

Şimdi gelelim konumuza. Neden Türkçesi kullanılmamıştı ki?:

İnovatif/inovasyon: "Yeni fikirler, farklı düşünceler yaratarak, uygulamaya geçmektir." 

Sorular: 

1/ Yeni fikirler, farklı düşünceler yaratıldı mı? 

2/ Uygulamaya geçildi mi?

2/ İstanbul'da güçlü Müzik Kurumu yok mu ki, Palet Okulları MGU ile işbirliği düşünmüş?

“Dünyaca ünlü şarkıcı, söz yazarı ve müzik yapımcısı Maher Zain okulumuzu ziyaret etti.” (21 Ekim 2021) 

 

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Palet Türk Müziği İlkokulu'nun açılışını gerçekleştirdi.” (05.11.2021)

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-palet-turk-muzigi-ilkokulunun-acilisini-gerceklestirdi/2413172

 

Elbette, bu ziyaretin asıl sebebi okul sahibinin oğlu olmasıydı. Yoksa, madem ki Türk Müziğini bu kadar seviyorlar İTÜ TMDK’yı 22 yıldır neden ziyaret etmemişlerdi?.. Torunlarının keman, ud vb. dersleri aldığı yazılıyordu, ama henüz bir konsere katılmamışlardı.

“İbn Haldun Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi,  Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programında yer alan Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi (Turkish Educational System and School Management) dersi kapsamında gözlem yapmak üzere öğrencilerimizle Palet Okulları Çamlıca Kampüsü'nü Ziyaret Ettik” (21.12.2022) 

https://eduf.ihu.edu.tr/tr/ihu-ogrencilerinin-palet-okullari-camlica-kampusu-gezisi

Neden sadece bu üniversite öğrencileri ve neden TMDK, MSGSÜ Konservatuvar, İ.Ü.Konservatuvarı değil? derseniz, cevabı şu: Üniversitenin  Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Necmeddin Bilal Erdoğan’dı…

Kısaca iletişim ve tanıtım da başarılı olunmuş. 

Özel Not: Anayasamızın 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nun 3.mad. (Değişik:27/6/2019-7180/2 md.); ''Mecburi ilköğretim çağı, 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsar. İlkokulların birinci sınıflarına o yılın 31 Aralık tarihinde 72 ayını dolduran çocukların kaydı yapılır.”

 

Çocuklar için ideal piyano yaşı, 6 ile 8 yaş arasıdır. Çocuğun gelişim, ilgi 

“Türk Müziği İlkokulu öğretim kadrosunda piyano öğretmeni göremedik. Sanıyoruz piyano temelli eğitim verilmiyor.” Çünkü, “solfej dersleri kanun eşliği ile yapılmaktadır” notu düşülmüş.  Acaba, hangi gerekçe ile karar verildi?

Ve Türk Müziği İlkokulu’nun amacı şöyle açıklanmış: “Geleneğin gelecek ile buluştuğu bir eğitim anlayışı, müziğin beraberinde getirdiği edep, nezaket ve asalet... Bu duygulara sahip tam donanımlı gerçek sanatçıları yetiştirmek için yola çıkmış olan Palet Türk Müziği İlkokulu, bu sanata yeteneği olan tüm çocuklarımızı renkli çatısı altında buluşturmak istemektedir.”

Bu notları düştükten sonra Sn. Soybaş’ın yazısından ilham alarak müzik tarihine notlar düşerek devam edelim: 

SOYBAŞ: “Türkiye’de son yıllarda en çok dinlenen şarkı türleri başında RAP var. Ancak gördük ki 2024’te en çok dinlenen şarkı olan “Cıstak” ve de benzerleri, lüks tüketimi özendiren, suçu teşvik eden ve kadınları, çocukları aşağılayan ifadelerle dolu.”

AY: Katılıyoruz. Popüler kültür  -dili çirkin bile olsa- her zaman ciddi/kaliteli kültürü kapatıyor. Bu tamamen gençlik, ergenlik ve zaman ile ilgilidir. 

SOYBAŞ:  “Peki Tamburi (Tanburi olacak) Cemil Bey’ler, Saadettin  (Sadettin olacak) Kaynak’lar, Münir Nurettin Selçuk’lar, Alaeddin Yavaşça’lar neredeler? KONDA’nın 2018 araştırmasına göre, toplumumuzun Türk Sanat Müziği dinleme oranı yüzde 23.4. Bu rakam 7 yılda -GENAR’ın ocak ayı yoklamasına göre- yüzde 12.4’e düşmüş durumda. Bu düşüşü durdurmak, henüz ilkokul çağındaki çocukların Türk müziğiyle haşır neşir olmasını sağlamak ve bu alanda üretken nesiller yetiştirmek amacıyla İstanbul Anadolu Yakası’nda bir ilkokul açıldığını ise ilk kez bir basın daveti ile öğrendim. Beraber bakalım...”

AY: Yazılan bestekar ve solistlerimiz hala kalplerde yaşıyor. Ülkemizin her tarafında şarkılar-türküler salonlardakilerle birlikte söyleniyor. 31. sini Aralık 2024’de düzenlediğimiz İstanbul Türk Müziği Festivali yoğun seyirci topluyor. Her Belediyede, il de STK’lar Türk müziği toplulukları konserler veriyor. Türk müziği solistlerimiz konserlere yetişemiyor. TRT Müzik başarı ile programlarını devam ettiriyor.  Medyamız sadece popüler kültüre/isimlere ve çok sesli müziğe ağırlık verdiği için bunlar görünmüyor.

SOYBAŞ:  “Yaklaşık 20 kişilik bir gazeteci grubu ile Yeni Türkiye Eğitim Vakfı’nın (YETEV) Üsküdar Çamlıca’daki Özel Palet Türk Müziği İlkokulu’nun salonundayız. Sahnede Kazasker Mustafa İzzet Efendi sınıfı var. İlkokul üçüncü sınıf öğrencileri... Abdülkadir Meraği ve Sadettin Kaynak’tan şarkılar söylüyorlar. Onlar iniyor sahneye aynı yaşlarda bir kız öğrenci çıkıyor. Seçtiği parça en sevdiklerimden; Tamburi Cemil Bey’den Çeçen Kızı’nı, çalıyor kemanıyla. O nasıl bir performans! Vallahi bravo. O iniyor bu kez sahneye elinde kanunuyla bir başla kız öğrenci çıkıyor. Boyu yetişmiyor yere... Öğretmeni küçük bir tabure bırakıyor ayaklarının altına. Bu sayede kanununu daha kolay yerleştiriyor kucağına. Ve boyu yere yetmeyen o küçük kız, kanunuyla öyle şaşırtıcı ve bir o kadar da başarılı bir performans sunuyor ki... Tüm dinleyenler onu ayakta alkışlıyor.”

AY: Biz 42 yıldır işin içinde olduğumuz için bu yetenekli çocuklar bize normal geliyor. Ancak, pedagojik formasyon gereğiyle, çocuklara yaş gruplarına göre eser/oyun geçilmelidir. 

Maalesef ülkemizde henüz müzik ve halk oyunlarında yaş guruplarına göre geçilecek/öğretilecek eserler belirlenmemiştir. Çocuk korolarında repertuvar şefin beğenisine bırakılmıştır. 

“Müzik Öğretmenliğinde Formasyon Çok Önemlidir…(1)”

https://www.enpolitik.com/haber/drgoktan_ay_muzik_ogretmenliginde_formasyon_cok_onemlidir1-340890.html

 

100’ün üzerinde üniversite müzik kurumu, 105 GSL olduğu halde, bu durum kimsenin umurunda da değildir. Karadüzen anlayış devam etmektedir.

1982 YÖK yasası ile Üniversitelere bağlanan kurumlarda hala düzene girmeyen, yanlış uygulamalar, müzik terminolojisi yanlışları vardır. MEB ile YÖK, özellikle Müzik Terminolojisinde farklı dil kullanmaktadır.

“YÖK ile MEB ‘Müzik Dersi Öğretim Programında’ neden birleşemiyor?..(2)”

https://www.ittifakgazetesi.com/yok-ile-meb-muzik-dersi-ogretim-programinda-neden-birlesemiyor2-makale

SOYBAŞ: “Salonda önemli bir izleyici daha var. YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan. Yalan yok! Ben kendisinin sadece okçulukla ilgilendiğini sanıyordum. Ancak Türk Müziğine ilgisi, şu an sahnede olan çocuklar kadarken başlamış. Lise yıllarında Türk bestekâr Cinuçen Tanrıkorur ile tanışmasıyla da daha profesyonel bir alana kaymış, şöyle anlatıyor: “Türk Müziği konservatuvarlarında bile Türk müziğini yaşatmak zor. Zira genelde kendi müziği ile ilgili belli kompleksleri olan hocalar eşliğinde çalışmalar yapılıyor. Oysa Cinuçen hocam, ‘Bize, kendi kıyafetimizi giymek yaraşır’ derdi. Ondan aldığımız ilham ile bu okulun temellerini attık. Batı müziği ile bir alıp veremediğimiz yok ancak kendi müziğimizden haberimiz ve de müziğimizi takdir kabiliyetimiz olmalı.”

AY: Davet eden zaten B.Erdoğan, okulun sahibi. Elbette B.Erdoğan’a –bu yazıda ki söylediklerim saklı kalmak şartı ile- Türk müziği ile ilgilendiği için teşekkür ederiz. Küçük yaşta müziğe başladığını söylemiş ve ud dersleri aldığını biliyoruz. Ama, sonuç ne oldu? Yukarda sorduğumuz “piyano yok galiba” nın gerekçesi, yoksa  şu sözlerinde mi gizli; “Batı müziği ile bir alıp veremediğimiz yok”

Ama şu söylemini garipsedik; “Türk Müziği konservatuvarlarında bile Türk müziğini yaşatmak zor. Zira genelde kendi müziği ile ilgili belli kompleksleri olan hocalar eşliğinde çalışmalar yapılıyor. Açıklamasını bekliyoruz.

SOYBAŞ: “Bugün Batıda da kültürel anlamda bir yozlaşma olduğunu ama yine de kendi kültürlerini takdir etmeyi bizden iyi başardıklarını söylüyor Erdoğan ve diyor ki: “Bizde ise yeni nesil daha çok ‘Bizim müziğimiz mi var?’ noktasında. Bu düşündürücü ve üzücü. Oysa ut da kanun da bağlama da kabak kemane de en az piyano, keman, gitar kadar yüksek sanattır. Bu bilinci oluşturmak ve dahası ‘Kimliğimizi kaybediyoruz’, ‘Türk musikisi bitiyor’ diye hayıflanmak yerine bir şeyler yapıyoruz. Genç yaşlarda arayışlar, farklı yollara sapmalar illaki oluyor. Ama sonra, ilerleyen yaşla da beraber, insan referans noktalarına geri geliyor. Yaptığımız, işte bu referans noktalarını canlı, çekici ve cazip tutabilmek. Ki bunun iyi sonuçlar vereceğine de hiç şüphem yok. Sadece okul özelinde söylemiyorum. Türk Müziği çocuk şarkıları, besteleri, enstrümanları yarışmaları ile de teşvik ediyoruz gençleri. 20 yıl sonra bir Saadettin Kaynak daha çıksa... Ne mutlu bize!”

AY: B. Erdoğan “Batının kendi kültürlerini takdir etmeyi bizden iyi başardıklarını” söylüyor. Bu söylem Sn. R.T.Erdoğan’ın “kültürde ve eğitimde başarılı olamadık” söylemi ile örtüşüyor. Ancak, 22 yılda bilinmeyen şu: Nasıl bir kültür isteniyor/bekleniyor?

Bilal Erdoğan “Yaptığımız İş Kültür İhyası”

https://www.ittifakgazetesi.com/bilal-erdogan-yaptigimiz-is-kultur-ihyasi-makale

42 yıldır müziğin ve Müzik STK’larının içindeyim. B.Erdoğan’ın şu söylemlerine kesinlikle katılmıyor, başka bir dünyada mı yaşıyoruz? diye merak ediyoruz:

B.E.: “Bizde ise yeni nesil daha çok ‘Bizim müziğimiz mi var?’ noktasında. Bu düşündürücü ve üzücü. Oysa ut (ud) da kanun da bağlama da kabak kemane de en az piyano, keman, gitar kadar yüksek sanattır.”

AY: Yeni nesil bizim müziğimizin farkında. Ama yaş gurupları ve ergen  olarak, güncel/popüler müzikler iletişim araçlarıyla onlara daha hızlı ulaşıyor. Kısaca kalitesizlik, kaliteyi, popüler isimler gerçek sanatçıları örtüyor.

B.E.: “Bu bilinci oluşturmak ve dahası ‘Kimliğimizi kaybediyoruz’, ‘Türk musikisi bitiyor’ diye hayıflanmak yerine bir şeyler yapıyoruz. Genç yaşlarda arayışlar, farklı yollara sapmalar illaki oluyor. Ama sonra, ilerleyen yaşla da beraber, insan referans noktalarına geri geliyor. Yaptığımız, işte bu referans noktalarını canlı, çekici ve cazip tutabilmek. Ki bunun iyi sonuçlar vereceğine de hiç şüphem yok. Sadece okul özelinde söylemiyorum. Türk Müziği çocuk şarkıları, besteleri, enstrümanları yarışmaları ile de teşvik ediyoruz gençleri. 20 yıl sonra bir Saadettin Kaynak daha çıksa... Ne mutlu bize!”

AY: “Kimliğimizi kaybediyoruz” ayrı bir durum Son yıllarda Suriyeli, Afganlı vb.  göçmenlerin ülkemize dolması ile oluşan bir durum. Türk kimliğinden kimse vazgeçmiyor. “Türk musıkisi bitiyor” söylemi sadece bir efsane. Besteler yazılıyor, yarışmalar yapılıyor. Solistlerimiz ülkemizde STK’lar tarafından yapılan etkinliklerde yer alıyor. 25 Vakıf/Derneğin oluşturduğu, Başkanı olduğum MÜZDAK tarafından yapılan, bir ay süren alanında tek ve özgün  “İstanbul Türk Müziği Festivali” Aralık 2024’de 31. kez seyircilerle buluşuyor, ödüller veriliyor. STK Vakıf ve Dernekler çocuklarla dolup taşıyor. Ancak, bunlara çoğunluğu muhafazakar olan, iktidarı destekleyen medyamız bile yer vermiyor. 

SOYBAŞ: “Palet Türk Müziği İlkokulu’na her yıl yaklaşık 3 bin başvurudan, 3 farklı özel yetenek sınavını başarı ile geçen, 24 öğrenci kabul alıyor. Kendi başvuranların yanı sıra Üsküdar civarındaki anaokullarında da geniş bir ‘yetenek’ taraması yapılıyor. Sınavı kazanan öğrencilere, ailelerinin gelir durumuna göre tam ya da kısmi burs veriliyor. Okulda ut, kanun, keman, ney, tambur (tanbur olacak) gibi enstrümanların (çalgıların olacak) yer aldığı meslek sazı (çalgısı olacak) dersleri, solfej-nazariyat, usul uygulama dersleri, ses eğitimi-repertuvar gibi toplu meşk dersleri ve geleneksel sanat dersleri veriliyor. Okulun kurucu temsilcisi Yüce Gümüş ise okulu, “Türk Müziği’ne iade-i itibar” olarak tarif ediyor.”

AY: Büyük GAF! İşte bu iddialı ve tarihe yanlış not düşülecek sözlere birilerinin cevap vermesi gerekiyor. Sevgili Gümüş, mezun olduğu İTÜ TMDK’nın da tarihini bilmiyor. Çünkü şu anda ders de verdiği İstanbul Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı (1982’de İTÜ TMDK oldu) ve önce  Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak İstanbul Klasik Türk Müziği Korosu, (sonra CB bağlandı ve  ismi Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu oldu) ile 1975'de o itibar zaten verildi. Ve ardından Ege Ün. ve Gaziantep Ün. Türk Müziği Devlet Konservatuvarları kuruldu. Günümüzde  52 konservatuvar var ve en az 40’ında, 15 Eğt.Fak.GSE Böl.Müzik Eğitimi ABD var, hepsinde Türk Müziği eğitimi veriliyor. Daha yeni kurulan bir ilkokul ile büyük laflar etmek tarihi yanıltmaktır. Bu Konservatuvarların kurucularının kemiklerini sızlatmayalım.

Mütevazı olmak, Türk Müziği alanında eğitim yapıyoruz demek daha DOĞRUDUR. Her şeye “ tarihinde ilk, devrim, S.Kaynak’lar yaratacağız vb.” yaklaşmak ilerde okulu zora sokacaktır.

Müzik Terminolojisi olarak:

Okul metinlerinde ki;  “Türk musıkisi” değil “Türk müziği”, “Türk  Mûsikîsi” değil “Türk musıkisi”, “Enstrüman” değil “Çalgı”, “Kabak kemane” değil “Kemane”, “Basit makamlar” değil “Ana makamlar” olmalıdır.

“Klasik (geleneksel)  sanatlar” yazımı da yanlıştır. Klasik=geleneksel değildir. Ayrı anlamları vardır. Klasik: “Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen eser.” Gelenek: kuşaktan kuşağa iletilen alışkanlıklar, bilgiler, töreler, davranışlar.(TDK)

SON SÖZ: Palet Türk Müziği İlkokulu’na Türk Müziğine destek/emek verdiği için teşekkür ederiz. Amacımız yanlışları ortadan kaldırmak. Müzikte de kalite ve doğru terminoloji hedefimizdir.