Göktan Ay


Bir deneme: Siyasiler özeleştiri yapsa nasıl olur?

Ülkemizde tartışma, fikir alışverişinde bulunma kültürü maalesef yok, dolaysıyla; eleştiri kültürü de oluşmuyor...


Eleştiri; "Bir insanı, bir konuyu, doğru ve yanlış yönlerini göstermek amacıyla yapılan incelemedir" 

Öz Eleştiri; "Kişinin kendi hakkında yaptığı değerlendirmesi, kişinin kendi kendini eleştirmesidir. Bu yolla; doğrularını, yanlışlarını ayırt etmeden idrak etmesi sağlanır.

Ülkemizde tartışma, fikir alışverişinde bulunma kültürü maalesef yok, dolaysıyla; eleştiri kültürü de oluşmuyor... Makama gelen eleştirilemez, artık; en akıllı, en üretken, en çok bilen, en iyi şarkı/türkü vb. okuyan, en iyi keman, piyano, bağlama vb. çalan olur. 

Oysa, "Eleştiri; Düşünce özgürlüğünün ürünüdür."

Özür Dilemek

1/ Yapılan bir yanlıştan, uygun olmayan bir durumdan vb. dolayı bağışlanma dilemek.

2/ "Bir durumunu, özürünü öne sürerek bir işi yapamayacağını bildirip bağışlanma dilemektir" ki ülkemizde kesinlikle hiç uygulanmaz. Sadece "emredersiniz efendim" denilir. Çünkü büyüklerimiz; "baş ol da soğan başı ol" demişlerdir.

Müzik Akademisi hayatımızda da özür dilemek, özeleştiri yapmak yerleşmiş değil. 

Bir müzik akademisyeni yazdığı/derlediği  bir eser için; “Eleştirecek adamın alnını karışlarım” derse, ama o eser hiç satılmasa nasıl yorumlarsınız?

Bir müzik akademisyeni yazdığı/derlediği bir eser için; “Hocam, 3 yılımı verdim, Prof. engelledim” derse, ama o eser içinde kendine ait bir yorum, görüş vb. yoksa, %80’i eser notaları ile dolu ise ve o eserde depolarda kalsa, satılmasa nasıl yorumlarsınız?

 

Bir müzik akademisyeni Konservatuvar müdürü olunca, okul için bir marşı bir besteciye yüklü miktarda bir telif hakkıyla ısmarlasa, eser bir yıldönümünde bir kere seslendirilse, Konservatuvar hocalarının da orda haberi olsa, Marşın CD’leri basılsa, ama depolarda kalsa ve  o eser ondan sonraki yıldönümlerinde hiç seslendirilmese nasıl yorumlarsınız?

Bunları neden örnek verim, her alanımıza siyaset etki ediyor. Rektör/Dekan vb.  atamaları dahil akademide de liyakat ve ehliyet  yerine ‘aidiyet’ ve ‘bizden’ tercih ediliyor.

Madem öyle, örnek olması gereken siyasetçilerimiz özeleştiri yapsa ve şunları dile getirse milletten/seçmenden nasıl tepki alır acaba?

Buraya yazdıklarım; çevremde, sosyal ve basılı medyada dile getirilenlerin birleştirilmesidir.

Recep Tayyip Erdoğan; “Değerli seçmenlerim, her seçimde siz bana inandınız, peşimden geldiniz, teşekkür ederim. Ancak olağanüstü koşullar, deprem, ekonomik sorunlar vb. ile  uğraşırken yanlış kararlarım, yanlış Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanı atamalarım oldu. Enflasyonun tüm dünyada kabul edilen “mevcut sistemle” değil de, şahsımın görüşü olan “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” ve  “Nas var, sana bana ne oluyor!" ile maalesef ekonomi de enflasyon yükseldi ve faizler %50-54 arasına fırladı. Çalışanın, akademisyenin, emeklinin, asgari ücretlinin çok zorda kaldığını biliyorum. Bana güvenirseniz, ekonomiyi 2026’da esenliğe çıkaracağımızı ümit ediyoruz. 

Seçim akşamı bir çok seçmenimizi kaybettiğimizi gördüm. Bunda Hüdapar, Sinan Oğan, Ümit Özdağ, YRP vb. ittifak görüşmelerimiz etkili oldu. Ak Parti’nin zayıfladığına işaret olarak kabul gördü.  

"Bir imam hatip mezunu olarak 21. İmam Hatipliler Kurultayı vesilesiyle imam hatip nesliyle bir araya gelmekten bahtiyarlık duydum. Bugünden son nefesime kadar üzerimde taşıyacağım hatta Rabbi’min makamında bile bana şahitlik edecek bir rütbem bir sıfatım var o da imam hatipli olmaktır. Bana ömrüm boyunca yaptığım en önemli tek bir eseri söyle deseler tereddüt etmeden vereceğim cevap gayet açıktır: “İmam hatip okullarının önündeki engelleri kaldırmak.” Ancak 28 Şubat döneminde başı bağlı kadınlarımıza ve İHL mezunlarına yapılan yanlışlıklara itiraz etmiştik, çok şükür bunlar gündemden kalktı, ama biz de laik kesime biraz acımasız davrandık, İHL mezunlarını atamalarımızda öne çıkardık. Oysa ülkemizi köprü, baraj, otoyollarla örerken daha akilane davranabilirdik. Toplumu sürekli gererek seçmenimizi diri tutmaya çalıştım, ama bu toplumda paylaşımı çok engelledi. 

Suriyeliler konusu toplumda karşılık bulmadı. Esad ile olan gerginliği bitirmek istiyoruz. Sisi ile gerekli adımları attık. Toplum haklı olarak 2002-2011 arasını başarılı görüyor ve ülkemizi hain darbe teşebbüsüne uğrattığımız, şehitler verdirdiğimiz için bizi affetmiyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Öz eleştiri yaparak, Sizlerden özür diliyorum.

Not: “Enflasyonla mücadelede kısa dönemde talep düşürücü uzun dönemde arz artırıcı politikalar uygulanmalıdır. Çünkü arz esnekliği uzun dönemde daha yüksektir. Kısa ve uzun dönemde amaç arz talep dengesini sağlamaktır. Enflasyonla mücadele kısa dönemde talep kısıcı yani daraltıcı maliye politikaları uygulanmalıdır.”

Kemal Kılıçdaroğlu; “Değerli seçmenlerim, siz bana inandınız, peşimden geldiniz, teşekkür ederim. Ben, seçimlerde bir türlü yenemediğim Sn. Erdoğan’ı her şeyin kötüleştiği bu ortamda yenmeyi tatmak istedim ve adaylığımı dayattım. Meral Akşener’in her dediğine evet dedim. Yanlıştı. Özellikle ittifakın diğer küçük parti liderleri ile “gizli pazarlığım, çok sayıda kontenjan MV vermem” çok yanlıştı. Seçim akşamı başarısızlığı kabul edip istifa etmeliydim. Öz eleştiri yaparak, Sizlerden özür diliyorum.

Devlet Bahçeli; Değerli seçmenlerim, siz bana çok inanmadınız, peşimden gelmediniz yine de teşekkür ederim. İçimizden ayrılanlarla çok fazla milliyetçi parti oluştu. Sn. Erdoğan’ın HÜDAPAR’ı ittifaka almasına bile itiraz etmedik. Yanlıştı. Zaten, yıllardır ülke iktidarsız kalmasın diye Sn. Erdoğan’a ve CB Hükümeti’ne destek verdik. Elbette arkadaşlarımızı, seçmenlerimizi bu yolla görevlere getirdik. Ama,  desteğimize karşı ekonomide alınan yanlış kararlar, yanlış atamalar her şeyi ters düz etti. “Ata bindiysek, ayağımız hala yerdeyse bir sorun var demektir.” Şu anda bu durumdayız. Her kesimin zorda olduğunu biliyorum. Ama, “CHP iktidara gelmesin de ne olursa olsun” anlayışımız değişmedi. Öz eleştiri yaparak, Sizlerden özür diliyorum.

Meral Akşener; Değerli seçmenlerim, siz bana inandınız, peşimden geldiniz, teşekkür ederim. Ama, ben seçim öncesi bazı hatalar yaptım. Bugün gelinen noktada hatam oldu.  6’lı masadan ağır suçlamalarla kalkıp, 2 gün sonra geri dönmem olmadı. 6 Genel Başkanın seçime girmeyeceği, 6 CB Yardımcısı modelini dayatmam siz seçmenler güven vermedi. Seçim akşamı başarısızlığı kabul edip istifa etmeliydim. Öz eleştiri yaparak, Sizlerden özür diliyorum.