Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde birlik mesajları çıktı. İki parti birbirine muhtaç, bu muhtaciyet ortadan kalkıncaya kadar bu "iki parti tek parçayız" durumu devam edecek.
Erdoğan anayasayı değiştirmek istiyor.
İktidarın baştan çıkarıcı gücüne alışanlar kolay kolay iktidarı bırakmak istemezler, o da istemiyor.
Bugüne kadar Erdoğan her istediğini aldı.
Her anayasa değişikliğinde biraz daha yetkilerini artırdı. Daha fazlası bir faninin asla talip olmaması gereken Tanrı yetkilerini istemektir.
Bunu elde etmek için Cumhur İttifakını bir arada tutmak, yeni yandaşlar bulmak gerekiyor. Çünkü mevcut milletvekili sayısı Erdoğan'ın hedeflerini gerçekleştirmek için yeterli değil.
Muhalefetteki, bilhassa İYİ Partideki çalkantılara biraz da bu zaviyeden bakmak lazım. Yerel seçimlerden moral çöküşle çıkan İYİ Partiye karşı açık bir psikolojik savaş yürütülüyor. Amaçladıkları, -dağılmakta olan parti- imajını yaratmayı başarabilirlerse buradan birkaç milletvekili tırtıklayarak ittifaklarını büyütmeye çalışacaklar...
Saldırı altında olan sadece muhalefet veya İYİ parti değil, Türkiye de saldırı altında. Eskiden bir siyasetçi veya devlet görevlisinin, kişisel çıkarlarını ülke menfaatlerinin önüne alacağını düşünmezdik.Aldığımız terbiye öyle gerektiriyordu çünkü. Ama bunun ne kadar ham bir düşünce olduğunu yaşayarak gördük. AKP İktidarının bize öğrettiği gerçeklerden biri bu oldu. Öteki de AKP ve yöneticilerine bakarak İslam'ın, dindarlığın -ne olmadığını - öğrendik.
Ali Şeriati'nin tuttuğum bir sözü var: "Bir hareketi yok etmek istiyorsanız cepheden saldırmayın, onu kötü savunun" der. Çünkü saldırı savunmayı, dayanışmayı, safları sıklaştırmayı getirir. Ama örselemek, zayıflatmak istediğiniz yapıyı koruyor gibi yaparak, kötü bir şekilde savunmak onu tutanları bile bezdirir. Bugün bazı partilerde -bazı kişiler- konuştuğunda toplumun irrite olmasının nedeni budur.
Tarihin en büyük krizini ve en kötü yönetimini yaşıyoruz. Bugün yaşadığımız tüm sorunların nedeni, her şeye hakim olmak isteyen sayın Erdoğan'dır.22 yıldır her istediğini almasına rağmen hala istemeye devam ediyor. Çünkü karşısında duranlarda fikir ve güç birliği yok.
CHP, Kılıçdaroğlu'nun başlattığı toplumla arasındaki mesafeyi kapatma sürecini hala sonuçlandıramadı. Medyası ile kendisi arasında da büyük aralık var. Öyle ki, CHP milletin değerlerine yaklaştıkça medyası uzaklaşıyor. Her İslami, ahlaki kıpırtıya -şeriat geliyor- diyerek tepki ile yaklaşıyor.Bu da Erdoğan'ın muhalefeti din karşıtı göstermesine yarıyor. Oysa çalmayı, rüşveti, yolsuzluğu meslek edinenler, bir ahlak nizamının banisi olamazlar. Bunu her hangi bir şahsa odaklayarak söylemiyorum, elbette her partide temiz kalmayı başaranlar var, ama boğazına kadar çamura batanların olduğunu da unutmamak gerek.
Çok ciddi bir dönemden geçiyoruz. Tehdit altında olan sadece ekonomimiz değil, milli varlığımızdır. Sn Karamollaoğlu son grup konuşmasında:" Sn Erdoğan'a defaatle sordum BOP Eş başkanlığınız hala devam ediyor mu? bunun cevabını veremedi, veremiyor" dedi. İşte cevabı verilemeyen bu soru iç ve dış sorunlarımızın temel nedenidir.Bu vahim gerçek ortada dururken bölünmek, parçalanmak, kişisel hesapların peşine düşmek -davası ülkesi,milleti ve inançları olan- hiç kimseye yakışmaz.