Orhan Arslan


FUTBOLUMUZ ve de HAKEMLERİMİZ

HAKEMİN ÖZELLİKLERİ


HAKEMİN ÖZELLİKLERİ

Hakîm Allah’ın isimlerinden biridir ve hikmetle hükmeden, her hükmünde tam isabet kaydeden demektir.

Hakem ise, adaleti gerçekleştirmek için çalışandır.

Hüküm; birden fazla ihtimalin, göz ve akıl tarafından muhakeme edilerek doğru olan teke bağlanması işlemidir.

Hakem olan; yaptığı her işte mutlaka bir anlam ve amacı bulunan demektir.

Hakem’in her işinde hikmet, her hikmetinde hayır olmalıdır. Kime hikmet verilmişse ona çok hayır verilmiştir.

Peygamberlere hikmet verilmiştir. Bu hikmetler:

1. Sıdk: doğruluk. 2. Emanet: güvenilir olmak 3. Fetanet: akıllı ve zeki olmak, 4. İsmet: günahsız olmak, 5. Tebliğ: bildirmek demektir.

Bu özellikler Hakemlere (Hakimlere de) de yansımalı değil midir?

Ey sporu yönetenler! Sporseverleri stadyumlara hikmetle çağırın. Statları hikmet alanı yapın.

MEVCUT DURUM

Özetleyelim:
- Türkiye’de kimsenin kimseye güveni bulunmamaktadır
- Hiçbir kulübün ve Hakemin tarafsızlığına, adaletine iman kalmamıştır.
- Liyakatsizlik ve nepotizm (kayırmacılık) kol gezmektedir.
- Türkiye alttan Hakem yetiştirmiyor.
- Tecrübeli Hakemler yıpratılmış, paramparça edilmiş.
- Genç insanlar ise henüz çok tecrübesiz.

YABANCI VAR HAKEMİ ÇAĞRILINCA;

Bu, mevcut Hakemleri zımnen zan altına sokarak yok sayıp, “Siz tarafsız yönetmiyorsunuz, birileri tarafından satın alınıyorsunuz” diyerek bütün ülke Hakemlerine hakaret değil midir? Bu suçlama ile topyekûn bütün Hakemlere adeta küfretmiş olunmuyor mu?

Bu ağır hakaretlerden sonra;

Hakemler hep birlikte karar alıp istifa etmediklerine ve gelecek yabancı VAR hakemlerine ses çıkartmadıklarına göre, bu suçlamayı ve küfrü kabul ediyorlar demektir ve de hepsi satın alınmış şaibesi altına girmektedirler.

Bu; Türk Hakemlerine “adalet, ehliyet ve liyakat” olmadığı karasını çalmaktır. Bu kara ile Türk Hakemleri nasıl sokağa çıkarlar?

Mahallede dost ve arkadaşlarının, evinde eşinin ve çocuklarının yüzüne nasıl bakarlar?

Roma’da bir hâkim, rüşvet aldığı tesbit edilirse intihar eder.

SEVGİLİ İLGİLİLER!

Kuralları belli olan oyunu kafanıza göre yöneterek, maça hile (tağşiş) katarak, 22 kişinin emeğine nasıl kıyıyorsunuz?

Kulüplerin ve yöneticilerinin harcamalarına nasıl yazık ediyorsunuz?

Ya da dişinden tırnağından olmayan parasından ayırarak kar, yağmur, soğuk, sıcak demeden stada gelen on binlerce seyirciye…

Maçın sonucunda bir adalet yoksa, kararlarda tağşiş (hile) varsa, bu bir “Orta oyunu” olmaz mı? Veya “Satılmış adamlar tiyatrosu” ...

YAPARSINIZ

Ülkemdeki Kulüp Yöneticilerine, Futbolculara, seyircilere ve sporun bütün paydaşlarına, yani yine de size sesleniyorum: “Lütfen birleşin ve vurun neşteri. Mevcut kanserli uzvu (ur’u) atın bünyenizden. Sapasağlam yepyeni bir bünye yaratın”.

İsterseniz yaparsınız. Yapmıyorsanız kötü niyetlisiniz.

Yoksa bu toplum size, ringde şaklabanlık yapan Amerikan Güreşçileri gibi bakmaya devam eder…

Ben umutla bekliyor olacağım…
Ankara; 15 Ocak 2025
Prof. Dr. Orhan Arslan