Ahmet Rauf Akay


HEDEFTEKİ PARTİ

Hırsızlığı, yolsuzluğu, sığınmacı istilasını, hayat pahalılığını konuşmak yerine sn Akşener'in CB ile yaptığı görüşmeyi konuşuyoruz.


Hırsızlığı, yolsuzluğu, sığınmacı istilasını, hayat pahalılığını konuşmak yerine sn Akşener'in CB ile yaptığı görüşmeyi konuşuyoruz.

Yerel seçimlerde Akşener'in -müstakil siyaseti-iktidarın alternatifi olma yolunda yürüyen İYİ Partiye büyük darbe vurdu. Oylarının büyük kısmını kaybetti. Seçmen bu siyaseti Erdoğan'a destek olarak okudu ve desteğini çekti.

Doğru olan Erdoğan'a destek olarak görülen müstakil siyaset deneyinden sonra söylentileri doğrulayacak bir davete icabet etmemekti. Çünkü Saray'a çıkmak, İYİ parti üzerinde hesabı olanlara malzeme sunmaktı. Böyle bir görüşmenin gündeme oturacağı belliydi. Kurduğu parti Erdoğan'a ve tek adam düzenine muhalefet ederken, Saray'a çıkmak o politikanın inandırıcılığını da tartışmalı hale getirdi.

Durup dururken Erdoğan bu daveti niye yaptı? 

Düne kadar Fetö ile ilişkilendirmeye çalıştığı, tehdit ettiği bir siyasetçiyi Saray'a niçin davet etti? Bunun da İYİ Partiye yönelik bir hamle olduğuna şüphe yok.

Erdoğan, seçim kazanmakta başarılı, ülke yönetmekte son derece başarısız bir siyasetçi.  Yirmi iki yılda bu ülkenin temel sorunlarından hiç birini çözmedi. Bugün yaşadığımız büyük kriz bu başarısızlığın göstergesi. Milyonlarca sığınmacıya kucak açılması, ülkenin nüfus yapısının bozulması, Suriye'ye müdahale edilerek merkezi yönetimin etkisizleştirilerek PKK'ya alan açılması -başarısız- yönetimin diğer örnekleri.  Üstelik bunlar öyle büyük hatalar ki her biri ülkenin bekası ile yakından ilgili.

Erdoğan, yerel seçimleri ikinci defa kaybetti. Akşener'in müstakil siyaseti olmasa belki genel seçimlerde de başka bir tablo ortaya çıkacaktı.Erdoğan, şimdi  seçimlerde kaybettiğini yeni anayasa ile kazanmaya, kendine ölünceye kadar başkanlık yolunu açmaya çalışıyor. . Bu hedefe ulaşmak için destekçilerini büyütmek, karşıtlarını dağıtmak istiyor. 

Akşener'in Saray'a davet edilmesine bir de bu zaviyeden bakmak lazım. Erdoğan bu davetin kamuoyunda tartışmalara,İYİ Partide çatlaklara neden olabileceğini tahmin ediyordu. Bu hamle ile hem gündem değiştirdi, hem de tek adam düzeni karşısında en dik duran parti ve çiçeği burnunda genel başkanı Müsavat Dervişoğlu'nu zor durumda bıraktı. Türkiye on gündür pahalılığı, yolsuzlukları, sığınmacı istilasını unutup bu meseleyi  konuşuyor. Sayın Akşener keşke Saray'ın bu hamlesine fırsat vermeseydi.

Ancak bu görüşme üzerinden İYİ Partinin ilzam edilmesi, hücumların hedefi haline getirilmesi doğru değil. İYİ Partinin bugün başka bir yönetimi ve genel başkanı var.İYİ Partiyi bağlayacak olan da yeni yönetimin tasarruflarıdır. Sn Dervişoğlu'nun liderlik kalibresi,  bu sarsıntıdan partiyi  en az zararla nasıl çıkaracağı ile anlaşılacaktır. İhraç mekanizmasını hemen harekete geçirmek ne kadar doğru, bunu düşünmek  elbette İYİ parti yöneticilerinin işidir. Ama böyle dönemlerde -uhulet ve suhuletle - hareket etmek gerekir.  Adam göndermek yerine, adam kazanmanın, gidenleri geri getirmenin yolları aranmalıdır. 

Sn Dervişoğlu, haftalardır açık ve net bir şekilde İYİ Partinin nerede durduğunu anlatıyor. Seçmeninin beklentilerini karşılayan başarılı konuşmalar yapıyor. Tek adam düzenine karşı olduklarını, Saray düzeninin parçası olmayacaklarını söylüyor. Muhalefete değil, ülkeyi bu hale getiren Erdoğanizme muhalefet ediyor. Akşener üzerinden İYİ Partiye yüklenmek Saray'ın ekmeğine yağ sürmektir.  Sn Özgür Özel de Sn Erdoğanla görüştü, bu kadar konuşulmadı. Her görüşmeden bazı sonuçlar çıkaracaksak Özgür Özel'i de konuşmamız gerekmez mi? Türkiye'nin gündemi bu olmamalı.