Raziye Gök Aktaş


İKLİM KANUNU İLE HAREKETE GEÇİŞ

Birleşmiş Milletler Küresel bir eylem çağrısı yaparak, 2015 yılında bir araya geldi ve 2030’a kadar 3 önemli işi başarmak için 17 Küresel Amaçta uzlaştı.


Birleşmiş Milletler Küresel bir eylem çağrısı yaparak,  2015 yılında bir araya geldi ve   2030’a kadar 3 önemli işi başarmak için 17 Küresel Amaçta uzlaştı. Küresel sorunlara çevresel, sosyal ve ekonomi odaklı bütüncül bir yaklaşım göstergesi olarak karşımızı çıkan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 1.yoksulluğa son, 2.açlığa son, 3.Sağlık ve kaliteli yaşam, 4.nitelikli eğitim, 5.toplumsal cinsiyet eşitliği, 6.temizsu ve sanitasyon, 7.erişilebilir ve temiz enerji, 8.insana yakışır iş ve ekonomik büyüme, 9.sanayi yenilikçilik ve alt yapı, 10.eşitsizliklerin azaltılması, 11.sürdürülebilir şehirler ve topluluklar, 12.sorumlu üretim ve tüketim, 13. İklim eylemi, 14.suda yaşam, 15.karasal yaşam, 16.barış adalet ve güçlü kurumlar, 17.amaçlar için ortaklıklar başlıklarından oluşmaktadır. SKA 17 ile,   her vatandaş, her resmi ve özel kurum ve kuruluşlar için yeni sorumluluklar belirlenmesi bekleniyordu. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları SKA17 deki tüm amaçlar bağlamında yaklaşım ve bakış açısı küresellikte “kimseyi geride bırakma” demiştir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının tam olarak yerine getirilebilmesi için her bireyin  neden “evrende kimseyi geride bırakmama” sı gerektiğini anlamalı, bilmelidir. Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerinin birbiri ile bağı bulunmaktadır. Türkiye’nin 2015 de attığı imza ile aldığı sorumlulukları, sadece resmi kurumlar nezdinde çözmesi mümkün bulunmamaktadır. Türkiye verdiği sözleri tüm kurum kuruluşları , özel sektörler, stk lar ve her birey nezdindeki özellikle sorumlu SKA12 tüketim ve üretim sorumluluklarını anlaması ve yerine getirilebilmesi ile sağlayabilecektir. Bir bağlam da SKA17.madde Amaçlar için ortaklıkları hedef koymuştur. Keza diğer ülkeler içinde durum aynıdır. Küresel sorunlara çevresel, sosyal ve ekonomik bir yaklaşım getirmiş Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerinden biri olan SKA13 iklim eylemi kapsamındaki iklim değişikliğine neden olan olumsuzluklarla mücadele ederken, (SKA8, SKA12, SKA1, SKA3, SKA4) Coğrafi ve ekonomik krizlerin olumsuz ve yıkıcı etkisine maruz kalınmasının da SKA13 hedefine yaklaşmayı geciktirecek olması çok önemli bir gerçeklik olarak yerini korumaktadır. Birbiri ile bağlantılı hedefler olan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının anlaşılması için “Sürdürülebilirliğin”  anlaşılması gerekir. Sürdürülebilirliğin arkasındaki temel fikir, insan ve doğanın yeryüzündeki birlikteliğini güvenli bir şekilde sürdürmesi ve canlı sistemlerin verimli bir uyum içinde yaşaması için gerekli koşulları sağlayarak bugünün ve geleceğin nesillerini desteklemektir. Sanayi, enerji, ulaşım, binalar, tarım ve finansmana uzanan bir dizi hedefle Avrupa Birliği tüm ekonomik büyümesini iklim değişikliği ekseninde yeniden şekillendireceğini de açıklamıştır. Dünyanın en büyük ekonomileri ve ticaret aktörleri arasında yer alan Avrupa Birliği ülkemiz açısından çok önemli bir pazardır. Avrupa Birliği 11 Aralık 2019 da  Avrupa Yeşil Mutabalatı (AYM) ile 2050 yılında iklim-nötr ilk kıta olmayı hedeflemiştir. AB 14 Temmuz 2021 de yayınladığı Fit for55 (55’e uyum) mevzuat değişikliği ile iklim, enerji, arazi kullanımı, ulaşım ve vergilendirme politikalarında 2030 yılına kadar 1990 daki seviyesine kıyasla %55 emisyon salınımı azaltacak şekilde politikalarını düzenlemiştir. Bu politika paketinden uluslararası ticaret yapanları etkileyecek en önemli husus dünyada ilk kez uygulanacak olan sınırda karbon düzenlemesi (SKDM) olmuştur. 01 Ekim 2023 de yürürlüğe giren SKD si ile  ilk olarak demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen ürünleri kapsama alınmıştır.   Diğer yandan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının belirlenmesine ilişkin kurul kararı 27/12/2023 tarihinde resmi gazetede yayınlanmış ve bu  kapsamında olacak 68 sektör de iklim değişikliği ekseninde TSRS2 kapsamına alınmıştır. Sınırda karbon düzenlemesi (01/01/2026 ya kadar ki) geçiş dönemi bitimi ile başlayacak olan asıl uygulama döneminde ithal ürünlere gömülü emisyonlar için karbon ücreti ödemeye başlanacaktır. Bu karbon ücreti AB de yetkilendirilmiş ithalatçılar tarafından AB emisyon Ticaret Sistemi (ETS)’ndeki haftalık karbon fiyatları dikkate alınarak belirlenmiş ücretler olacaktır. Sınırda karbon düzenlemesi kapsamında Avrupa Birliği Emisyon Ticaret sisteminde Avrupalı üreticilere sağlanmakta olan ücretsiz tahsisatlar da mali yükümlülüğü azaltacak şekilde dikkate alınacaktır. Ancak, diğer yandan AB Emisyon Ticaret Sistemi ücretsiz tahsisatlar 2026-2034 döneminde belirli bir indirim takvimi çerçevesinde kaldırılacak,  aynı zamanda sınırda karbon düzenlemesi  mali yükümlülükleri de o oranda artıracaktır. Günlük yaşamdan ticari ilişkilere kadar bir çok köklü değişikliği beraberinde getiren Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uluslararası ticarette sınırda karbon düzenlemesi mekanizması nedenli mali yükümlülüğe iş insanlarının şirketleri için  şimdiden hazırlıklara başlaması son derece önemli olmakla bireysel sorumluluk ve yükümlülüklerin bilinmesi ve bunların taşınabilir olup olmadığı da son derece önemlidir. Türkiye 1982 de, çevre bilincinin uyandırılması korunması için anayasal kurala bağlanan  “Çevre Kanunu” ndan sonra Türkiye BM üyesi ülkelerle birlikte İklim Değişikliğine ilişkin  2030 yılına kadar iklim değişikliğine neden olan unsurların azaltımını sağlayacak önlemleri almak için 2015 de söz verdi. Bu bağlamda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına Bağlı 29/10/2021 de Cumhurbaşkanı kararnamesi ile “İklim Değişikliği Başkanlığı “ kuruldu ve  bu yıl “iklim yasası kanun teklifi” son günlerde gündemdeki yerini aldı. 31.12.2025 e kadar ürünlere gömülü emisyonlara herhangi bir ücretlendirme yapılmayacaksa da süre uzamaz ise;01/01/2026 dan itibaren gömülü emisyonları dolayısıyla  maruz kalınacağı aşikar olmakla,  şirketler ürünlerine gömülü sera gazı emisyonlarını ne ölçekte azalttıklarını raporlamak durumunda kalacaklar. Dünyanın bir yıl içerisinde ürettiği biyolojik kaynakların insanlar tarafından yıl içerisinde hangi tarihte tüketildiğini gösteren “Dünya Sınır Limit Aşım Günü” tüm çarpıcılığıyla 1970 yılında 31 Aralık tarihinde gerçekleşmiş “Sınır Aşım günü”, 2022 yılında 28 Temmuz a kadar gerilemiş yani 2022 yılında üretilen biyolojik kaynakların tamamı henüz yıl bitmeden Temmuz ayı içerisinde tüketilmiş. 2024 yılı için Türkiye’nin dünya Limit Aşım günü 22 Haziran olarak olarak belirlenmiş. Bu tarih Türkiye’nin kaynak tüketim hızının doğanın kendini yenileyebilme kapasitesini aştığının göstergesi olarak belirlenmiş. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına atılan imzadan ülke olarak vazgeçilmediği sürece,   SKA da yer alan 17 hedef için tüm kesimlerle ortaklaşa çalışma son derece önemlidir. Günümüzde sıkça konuşulmaya başlanan iklim kanunu teklifinde geçecek  maddelerin hem özel, hem tüzel kesimlerin edinilmiş mülki hakları ile kişilerin, kurum ve kuruluşların  mevcut potansiyellerini aşacak şekilde yasal etkilere maruz bırakılacak maddelere yer verilmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Raziye GÖK AKTAŞ