Öner Aslan


KEDI, YAVRUSUNU YIYECEGI ZAMAN NE YAPAR?

Çocukluğumuzda ailede büyüklerden, okulda idareden (yöneticilerden), camide, kuran kursunda Allah'tan, işyerinde patrondan korkarak büyüdük.


Çocukluğumuzda ailede büyüklerden, okulda idareden (yöneticilerden), camide, kuran kursunda Allah'tan, işyerinde patrondan korkarak büyüdük.

Korku özgüvenin en buyuk engelidir. Korkunun olduğu kişi genellikle  pısırık, sessiz ve içe kapanık olur.  Duygularini bastırmış, düşüncelerini ifade edememiş, bir anlamda baskıya işkenceye maruz kalmıştır. Kendine yapılan bu zulümden dolayı, güçlü olanlara karşı, bilinç altinda bir husumet (dusmanlik) gelişir. Kamuda bir göreve geldiğinde bu kişi  kendini "alacaklı" hissederek her fırsatta çalar. Bunu "biraz da biz yaşayalım " diyerek bir anlamda rövanşı oynar.

Solcu, sosyalist, komünist fikirleri savunan birisi ise bu düzen patronların, burjuvanın, ağaların rejimidir.  Vergi verilmesi, hizmet edilmesi onların işine yarar. Bu nedenle bu düzenin değişmesi için vergi kaçırmak, işi yavaşlatıp verimi düşürmek, hatta grevler, işgaller, yıkıp - yakmalar normaldir.

Siyasal islâmı savunan, mücahit, akıncı ve benzeri kelimelerle kendini adlandiran ekipten ise,  bu rejim dini reddeden, islami kurallara uymayan bir düzendir. Lâiklik, dinsizliğin başka adidir. Bu rejime hizmet etmek ahlaksızlık düzenini savunmaktır.  Bu yüzden esnaf, memur, işveren hangi konumda olursan ol farketmez. Vergi kaçırmak, kamu malını çalmak, talan etmek mübahtır. Caizdir.

Bu imkanlardan faydalanamayan sıradan vatandaş ta "ayakta kalabilmek için" fırsat buldukça kendi çapında yasal ve ahlaki olmayan yollara başvurarak kamudan çalar. 
Nasıl mi?

"Bu maaşa bu kadar çalışılır" diyerek işini öylesine yapar.
Kaçak elektrik, kacak su kullanmayi kendine hak görür.
Sahte diploma düzenleyerek öğretmenlik, doktorluk, askerlik vb. ünvanlarını, imtiyazlarını    kullanır.  

    Bunların arka planında hep aynı psikoloji yatar.
    Ben bu gune kadar cok ezildim. Hakkımı alamadım. Benim  yarım  kadar olmayanlar yükseldi.  Kalkındı.Refaha erdi. ...
  
    Vergisini düzenli veren bir esnaftan, "Bundan sonra ben de vermem. Çünkü geç verenlerden ceza alıncakti. Alinmadi. Bir süre sonra  af geldi. Onlar düşük ödedi.." cümlelerini duymuşuzdur.  
     
     Devamsızlık yapan, bir kaç dersten başarısız son sinif öğrencilerinin  sınıfta kalması söz konusu iken " bir sefere mahsus olmak üzere"  denerek mezuniyetine imkan verilir. 
  
  Düzenli, planlı ve sorumlu insanlar bir şekilde cezalandırılır. Onlar da baktı olmuyor, zamanla degisir ve öbür kulvara geçiverir.  
Buna ilişkin örnekler, yetişkin pek çok kişinin  başından geçmiştir.

Bizim memlekette bir söz vardır. Kedi yavrusunu yiyeceği zaman küle batırır, sonra da "ben onu geme (fare)  zannettim" dermiş.

Savaş, kıtlık, yokluk gibi felaketler görmeden,  bu girdaptan nasıl çıkılır bilmem.