Barış Atagün


Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı Adaylığı İçin Doğru Seçim mi?

Milletimiz ve devletimiz için çok kritik bir seçim bizi bekliyor. Bu seçim sıradan bir seçim olmayacak. Milletin ve devletin gelecek 30-40 yılını etkileyecek bir kırılma noktası olacak.


Milletimiz ve devletimiz için çok kritik bir seçim bizi bekliyor. Bu seçim sıradan bir seçim olmayacak. Milletin ve devletin gelecek 30-40 yılını etkileyecek bir kırılma noktası olacak.

Ya Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti yaşamaya devam edecek ya da Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sona erip bir Ortadoğu devleti olacağız.

Bu nedenle milletçe önümüzdeki seçimin anlam ve önemini tam olarak anlamamız gerekiyor. Bu seçimde bir Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz, bir yol seçeceğiz. Bu yollardan biri aydınlık, diğeri karanlık.

Eğer durumun ciddiyetini kavrayabilirsek aylardır aday tartışmalarıyla boşa zaman harcadığımızı da göreceğiz. Anketlerde ismi geçen 4 aday vardı. Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı oldu.

Sürpriz aday mıydı? Hayır. Aylardır kamuoyu Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağını tahmin ediyordu. Gerek Kılıçdaroğlu’nun söylemleri, gerek CHP yöneticilerinin sürekli Cumhurbaşkanı adaylarının Kılıçdaroğlu olduğunu açıklamaları Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağının habercisiydi.

Kısacası beklenen oldu. Doğru seçim mi? Evet

Milliyetçi kesimin gönlündeki aday Mansur Yavaş olsa da doğru aday Kılıçdaroğlu’ydu. Çünkü bu seçimde bize ‘’Bir kesimin Cumhurbaşkanı’’ olacak bir Cumhurbaşkanı değil ‘’her kesimin Cumhurbaşkanı’’ olacak biri lazım.

Mansur Yavaş aday olsaydı kazanabilirdi ama asla herkesin Cumhurbaşkanı olamazdı. İstese de olamazdı. Çünkü ‘’ülkücü’’ kimliği var. 

Ayrıca Belediye Başkanlığı dışında hiçbir tecrübesi olmayan birinin bir anda Cumhurbaşkanı olması tarihimizde yok. Erdoğan bile Cumhurbaşkanı olana kadar 12 yıl Başbakanlık yaptı.

Kılıçdaroğlu ise herkesi temsil edecek bir Cumhurbaşkanı. Kılıçdaroğlu’na bakınca net bir ideolojik sınıfı temsil ettiğini göremezsiniz. Kemalist mi? Komünist mi? Sosyalist mi? Net bir sınıfı yok. Bunun da nedeni Kılıçdaroğlu’nun siyaset tarzıdır.

Kılıçdaroğlu özellikle adalet yürüyüşünden sonra siyasette ‘’ezilen her kesimin sözcüsü’’ rolünü üstlendi. Yani bugünkü Cumhurbaşkanlığı adaylığının temellerini adalet yürüyüşünde attı.

O günden sonra her geçen gün bir adım daha ilerledi ve kendini tam olarak hazır hissettiği an Cumhurbaşkanı adayı oldu. Kılıçdaroğlu’nun bir anda Cumhurbaşkanı adayı olduğunu düşünenler yanılıyor. Kılıçdaroğlu yıllardır bugün için hazırlandı.

Şu an seçim sürecini nasıl yöneteceğini bilen ve yıllardır bu günler için hazırlanmış bir Kılıçdaroğlu var. Adaylığı açıklandıktan sonra ilk olarak depremzedeleri ziyaret etmesi de nasıl bir yol haritası izleyeceğinin işaretini veriyor.

Önümüzdeki 2 ay mazlumların, ez

Çünkü Kılıçdaroğlu çok hassas dengelerin olduğu bir denklemin tam ortasında bulunduğunu biliyor. Bu nedenle herhangi bir kesimin tepkisini alabilecek en küçük ideolojik söylemlerden uzak duracağını düşünüyorum.

Seçim propagandasını ideolojilerden uzak, sosyal meseleler üzerinden yapacağını tahmin ediyorum. Sağcı ya da solcu herkesin ortak sorunlarından bahsederek bir yol çizecek.

Bu yol Kılıçdaroğlu’na seçimleri kazandırır mı? Evet. 

Önümüzdeki seçim ‘’Sağcılar, sola oy vermez’’ gibi klasik siyasi ezberlerle değerlendirilecek bir seçim değil… Derin bir ekonomik ve sosyal bunalımın dışa vuracağı bir seçim olacak.

Toplumlar, çöküş yaşadıkları kararlarda radikal kararlar alarak sürpriz seçimler yaparlar. Tarihte bu durumun çok örneği vardır. 

Türkiye’de şartlar sol iktidar için hiçbir zaman olmadığı kadar uygun bir durumda… Kısacası sol için bir iktidar zamanı varsa o gün bu gündür. Her açıdan dibe vurmuş bir milleti sadece halkçı, sol bir anlayış düzlüğe çıkartır.

Kılıçdaroğlu bu görevi layıkıyla yapacak niteliğe sahip. Gerisi Türk milletinin kararı olacak. Bekleyip göreceğiz.