23.11.2018, GS-Konyaspor maçı...
Dakika 87: GS ceza alanı içinde GS’li savunma oyuncusu Serdar Aziz ile Konyalı Skubic arasında yaşanan pozisyonda hakem düdüğü çalar ve penaltı noktasını gösterir. İtirazları nedeniyle hakem Serdar Aziz’e kırmızı kart gösterir.
Dakika: 90: Penaltıyı gole çeviren Skubic skoru belirler: 1-1
Oysa futbol kamuoyuna göre bu pozisyon fazlasıyla temiz olup asla penaltı değildir.
Son dakikada meydana gelen bu olay nedeniyle evinde 2 puan kaybeden GS, bu karara, hakeme ve federasyona çok büyük tepki gösterir.
Aslında buraya kadar her şey -maalesef- normaldir. Bu ve benzeri olaylar daha önce yaşanmış olup sonrasında da yaşanmıştır. Durum böyle devam ettiği sürece ileride de yaşanacaktır.
Ancak bu olayda ilginç ve yeni bir durum ortaya çıkar. GS’nin de üyesi olduğu Kulüpler Birliği, -kendi üyesini de karşısına alarak- bir bildiri yayınlar ve hakemlere sahip çıkar. Birliğin, “Hakem de insandır, hata yapabilir” sözü kayıtlara geçer.
Kesinlikle öyledir fakat bu işler de bugün bana, yarın sanadır. Nitekim açıklamada imzası bulunan kulüpler de kendilerince haksızlığa uğradıkları dönemlerde hakemlere ve federasyona itiraz etti, tepki gösterdi...
2022-23 Süper Lig sezonunun başlangıcında -yaklaşık 10 hafta kadar- hakem-VAR kararları GS aleyhine oldu. GS lehine çok zor penaltı çalınırken aleyhine çok kolay penaltılar verildi. GS’li oyuncular kolay kart gördü, oyundan ihraç edildi. Sonuca etki eden hatalar üst üste geldi.
Süper Lig’in yıldızlarından ve özellikle sansasyonel transferlerle gündeme gelen ve başarılı bir performans gösteren Galatasaray Sportif A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanvekili Sayın Erden Timur, bir basın toplantısı düzenledi. Verilerle konuşan Timur son derece saygılı ve sakin bir şekilde “Adalet istediklerini” beyan etti.
Basın toplantısını önemli kılan husus, adaletin “Herkes için” istenmesiydi. Bunun için pozisyonların değerlendirildiği programlar yapılacaktı. Bu programda rakiplerin maruz kaldığı hatalı kararlar da gündeme getirilecekti.
Bu bir ilkti ve çok önemliydi. Bir kulüp sadece kendi canı yandığında itiraz etmeyecek, rakiplerinin de canı yandığında onların yanında olacaktı.
Bu fırsatı Kulüpler Birliği değerlendirmeliydi. Bir komisyon kurulup tüm hatalar deşifre edilip çözüm aranabilirdi.
Bu fırsatı MHK ve federasyon değerlendirmeliydi. Tuhaf bir şekilde palyatif bir akılla “VAR kaydını bir defaya mahsus açıklamak” yerine futbol kamuoyunu açık ve net bir biçimde bilgilendirmeli, dedikodu ve şaibelerin önüne geçmeliydi.
Sayın Timur’un bu basın toplantısında “Herkes için adalet” sözü medyanın fazla ilgisini çekmedi. Demek ki medya için önemli olan gerçekten satış ve reytingdi ve bunun için kavga gerekliydi. Yangına odun gerekti...
Bu meyanda yayıncı kuruluş beinSports’un “Trio” programı harika bir örnek olarak ortada duruyordu aslında. Sayın Lale Orta, Sayın Bülent Yıldırım ve Sayın Deniz Çoban, fevkalade seviyeli ve saygın bir üslupla hakem/VAR kararlarını değerlendiriyorlardı. Üstelik bu üç yorumcunun her zaman ve her kararda aynı görüşte olmadığı program “eğitim” görevi de görüyordu.
Adalet konusunda GS ve Sayın Erden Timur, elini bir şekilde taşın altına koymuştur. Özellikle Timur'un durması, geri adım adım atması söz konusu bile olmamalıdır. Kendisi bir yol açmıştır, devamını hep birlikte göreceğiz.
Tabii ki yetmez. “Herkes için adalet” diyen “Herkes” elini taşın altına sokmak zorundadır.
Adil ve saygın bir rekabette “Şampiyonlar Ligi” finali hedeflenebilir. Aksinde Kaf Dağı’ndan öte bir ham hayaldir.
