MHP Genel Başkan Yardımcısı bay Semih Yalçın;" Eski ülkücü yok yeni nesil ülkücü vardır...Ülkücülüğün sosyal anlamdaki temsilcisi Ülkü Ocaklarıdır,"diyor.
Yeni nesil ülkücülükten ne kast ettiğini açıklamadığı için bunun nasıl bir ülkücülük olduğunu bilmiyoruz.
Mesela yenilerle eskiler arasındaki fark nedir?
Eskiler başka, yeniler başka şeylere mi inanıyorlar?
Bu ifade, eski ile yeni arasında bir süreklilik yerine bir kopuş, hatta karşıtlık olduğunu ima ediyor. Böylece ülkücülük bilinçli olarak köksüzleştiriliyor. Bir hareket yeniden dizayn edilecekse, eski ile arasına bir çizgi çekilmesi, hatta mümkünse bir duvar örülmesi gerekir..
Bay Yalçın, aslında bunu yapıyor.Geçmişine bağlı bir hareketi maniple etmek kolay değildir, çünkü onun gelenekleri, değerleri, sınırları ve bütün bunların toplamı üzerinden teşekkül etmiş bir karakteri vardır.
Sosyal ve siyasal değişimlere bağlı olarak toplumsal hareketlerin öncelikleri değişebilir.Karşılaştıkları problemlerin farklılaşması, söylemlerini farklılaştırabilir. Bu bir ruh ve değer farklılaşması değil, değişen şartların -aynı değerlerin-süzgecinden geçirilerek yeniden yorumlanmasıdır. O değerler; önce İslam imanı, Türklük şuuru, sonra milli değerlere bağlılık, sonra zaman idraki ve bu temeller üzerinden dünyayı algılamaktır. Zaman idraki, içinde olduğumuz zamana göre öğrenmeyi, düşünmeyi, anlamayı ve yorumlamayı ifade eder.
Onun için fikir hareketlerinde eski yeni yok devamlılık vardır.
Bay Yalçın'ın ülkücülüğü Ülkü Ocaklarına tahsis etmesi ise, kendi kontrolleri dışında, siyasetçilerin sopası olmayı ret eden yeni bir ülkücü yapılanmanın yeşermesini engellemek içindir. Bu zihniyet için en iyi ülkücü, en kullanışlı olanıdır. Kullanılmayı ret edenlerin bu çerçevede yeri yoktur. Eskiler, zincirlerini kırıp attıkları ve milliyetçilik/ülkücülük adına bugün yürütülen politikanın yanlışlığını gördükleri için bu kontrollü yapıda yer almadılar. Mutlak biat isteyen her kadronun, -yanlış iş ve politikalar için- böyle bir teslimiyet istediğini yaşayarak öğrendiler.Aklı susturmak yanlışların önünü açmak içindir.
Yalçın'ın eski ülkücü yok ifadesi işte bu bir türlü idraki iğdiş edilemeyenlere tekabül ediyor. Onları çerçeve dışına iterek genç ülkücüler üzerinde mutlak bir hakimiyet kurmak istiyorlar.Doğru ayrım, susan ülkücülerle konuşan, biat edenlerle etmeyen ve siyasetle ilişkisini dava üzerine kuranlarla çıkar üzerine kuranlar ayrımıdır.
Kimin ne olduğuna ve ne olacağına kimse karar veremez. İnsanlar kendilerini nasıl tanımlıyorlarsa, odurlar.Milliyetçilik/Ülkücülük, sosyal ve siyasal olayları bir idrak biçimidir. Kimse buna ambargo koyamaz. Hele ülkücünün mahviyet,diğerkamlık,cömertlik,civanmertlik,yiğitlik gibi ahlaki meziyetlerinden nasibi olmayanlar hiç koyamaz. Ülkücülüğe hayat veren temel değerler ve bu değerlerin önümüze koyduğu önceliklere bakıldığında, ne bugünkü MHP siyasetinin, ne de bay Yalçın ile onun genel başkanının ülkücülükle bir alakası yoktur! Onun için Bay Yalçın, " bize biat etmeyen ülkücü değildir "mealinde sözler sarf edeceğine, son on yılda milliyetçilikle uyumlu hangi politikalar yürüttüklerini kamuoyuna açıklamalıdır.