Muhsin Kafkas


NE GÂM BAKÎ, NE DEM BÂKÎ!

Dünyada hiçbir şeyin devamı söz konusu değil. Bulunulan hal de sürekli değişkenlik gösteriyor.


Dünyada hiçbir şeyin devamı söz konusu değil.

Bulunulan hal de sürekli değişkenlik gösteriyor.

Ne dünya da kazandığına mesrur.

Ne kaybettiğine mahzun olmamalı.

Biz bilmiyoruz ki belki kaybedilen şey, kazanılmasını düşündüğün şeyden kıymetlidir

Yaratanın, yarattığı şer değildir.

Beşerin kendi eli ile kazandığı şeydir.

Dünya bir han ve biz orada çok kısa bir süre misafir olup gideceğiz.

Misafir olan ev sahibi gibi hareket edemez.

Yolculuk ve yol değişkenlik gösterse de menzil hep aynıdır.

Bir hikayecik ile yazıyı güçlendirelim.

Zamanında dervişin birinin yolu bir köye uğrar.

“−Beni burada birkaç gün ağırlayacak kimse var mı?” diye sorar.

Köylüler;

“−Bizim durumumuz pek yok ama seni ağırlayacak iki kişi var: Biri Şakir diğeri Haddâd’dır. Şakir’e gitmen senin için daha iyi olur.” Derler.

Ve derviş Şakir’in evine varır. Durumunu arz eder. Kabul görüp orada güzel bir şekilde ağırlanır. Gün gelip oradan ayrılacağı sırada, misafir olduğu evin sahibi Şakir’e dönüp, teşekkür ettikten sonra;

“−Kardeşim! Sahip olduğun bu nimetlerin kadrini iyi bil! Allâh’a şükredici ol!” der.

Şakir, dervişe garip gelen şu cevabı verir:

“−Ey derviş! Şükrediyorum şükretmesine ama biliyorum ki her hâl geçicidir. Zamanla her şey değişir. Bunlar da gelir geçer.”

Yıllar sonra dervişin yolu tekrar bu köye düştüğünde köylülere Şakir’i sorar. O anda köyde olanlar derler ki:

“−Şakir, fakir durumlara düştü. Malını, mülkünü kaybetti. Şimdi de Haddâd’ın çiftliğinde çalışıyor.”

Derviş, Haddâd’ın çiftliğinin nerede olduğunu sorar. Arar ve bulur. Şakir ile aralarında şöyle bir konuşma geçer:

“–Nasıl bu hâle düştün?”

“−Çok büyük bir sel geldi. Malımı, mülkümü, çiftliğimi aldı götürdü. Bu hâle düştüm. Ama çok şükür ben yine karnımı doyuruyor ve aileme bakabiliyorum.”

Bu hâlinde bile dervişi misafirliğe kabul eder. Sonra akşam olunca derviş ile beraber evine giderler ve var olan imkânını paylaşırlar. Yine ayrılma günü geldiğinde derviş, Şakir’e bu sefer şöyle der:

“−Başına gelenlere üzüldüm. Rabbim işini, gücünü rast getirsin. Hayırlı işler versin.”

Şakir’in cevabı ve hâdisâta bakışı aynıdır:

“−Derviş, unutma! Bu hâl de geçicidir. Bu da gelir geçer.” Der.

Aradan yine uzun bir zaman geçtikten sonra dervişin yolu yine o köye düştüğünde yine Şakir’i bulur.

Bu sefer Şakir, derviş ile karşılaştığı ilk hâline geri dönmüş; varlıklı ve zengin biri olmuştur. Derviş, Şakir’e;

“−Nasıl oldu da eski hâline döndün?” diye sorunca Şakir şöyle der:

“−Yanında çalıştığım Haddâd rahmet-i Rahmân’a kavuştu. Mîrâsını bırakacağı kimse olmayınca da bütün mal varlığını bana bıraktı.”

Derviş, Şakir’in eski servetine kavuşmasından dolayı sevinçli ifadeler söyleyince Şakir yine o malûm sözlerini söyler:

“−Görünene aldanma! Hiçbir şey dâimâ aynı kalmaz. Bu da geçer.”

Uzun bir zaman sonra dervişin yolu tekrar o köye düştüğünde köylülere Şakir’i sorar. Köylüler;

“−Şakir sizlere ömür. Şu karşıdaki dağın yanında da mezarı var. Oraya gidersen görürsün.” Derler.

Derviş gider, Şakir’in mezarını bulur ve Fâtiha ve İhlâs sûrelerini okur. Bir de bakar ki mezar taşında; «Bu da geçer yâ Hû!» yazmaktadır. Derviş, kendi kendine söylenir:

“−Yahu Şakir! Tamam da bu durum nasıl geçecek?!. Girmişsin mezara, ne gam kaldı ne dem.”

Yıllar sonra tekrar derviş o köye uğradığında Şakir’in mezarına bir Fâtiha okumak üzere gider. Bir de ne görsün!?. Ortalıkta ne Şakir’in kabri kalmış ne de orada bulunan ağaçlar. Her taraf târumâr olmuş. Derviş köylülere sorar:

“−Şakir’in kabrine ne oldu?” Köylüler;

“−Çok büyük ve şiddetli bir tûfan geldi. Orada bulunan her şeyi söktü gitti.” Derler. Yani mezar bile gelip geçmiştir.

Aslında sadece Şakir’in değil, bu cihandan gelip geçen herkesin hikâyesi değil midir bu anlatılanlar?..

Bu cihan bir istasyon gibidir. Herkes gelir ve gider. Kimse orada kalıcı değildir. Kısacık ömürlerde başımıza gelen acı ve tatlı hâdiseler de böyledir.

İnsan; hayatı boyunca zaman zaman zor ve sabredilmesi gereken imtihanlarla karşılaştığında tahammül ve rızâ içerisinde yüce Rabbimiz’den mükâfâtını umacak. Gerektiğinde her türlü hâlin neticesinde;

“–Bu da geçer yâ hû!” deyip yoluna devam edecek.

##

BİR SORU???

Sizce bir öğretmenin:

"Sınıfta olanı biteni, sosyal medya paylaşanı mı?

YOKSA

Gösterişsiz ama sınıfında öğrencisi ile her şeyi yapanı mı?"

Muteber???

#usö #ulassalihozdemir