Korkut Aldemir

Tarih: 11.05.2023 13:54

OTOKRAT

Facebook Twitter Linked-in

Toplumun önemli bir kısmının kendisini yöneten tek bir lider, kendilerine balkona çıkıp tepeden seslenen, üst/üstün bir lider istemektedir. Arapların, tarikatçıların ümmete halife, faşistlerin/faşist komünistlerin diktatör, Ortaçağ sevdalıların kral/padişah istedikleri bu durum hem tarihsel hem sosyolojik bir kültürel mirastır. 

Doğu uygarlıklarındaki büyük çoğunluktaki vatandaş güdülerindeki bu lidere biat kültürüne heveslidirler. Zira hem kendilerinin düşünmesine, yorumlamasına gerek kalmadan -görece- konforlu bir yaşam sürebileceklerdir hem de esasında doğru olan da bu olabilir. Gayet normal olarak, eşyanın tabiatına, kainatın kanunlarına, insanların yaşam kalitelerine uygun olan da zaten belki de budur. Sıradan bir vatandaşın dış güçler, istihbarat tarikatları, savunma sanayi, çöken sistemler, particilik ıvır zıvır hiçbir konuyu kafasına takmaması, dert edinmemesi çok daha doğru olabilir. 

Açalım.

Yüksek medeni ülkelerde millet meclisi sık toplantıları, kanun değişikliği gibi konular neredeyse hiç olmaz. Meclisler doğru dürüst toplanmaz bile. Yüksek medeni kanunlar, millete/vergi mükelleflerine dair en sıkı ve kaliteli şekilde düzenlenmiştir ve büyük durumlar ile karşılaşılmadıkça meclisin toplanması, yeni kanunlar çıkartması gerekmemektedir. Yani yüksek bilim, sanat ve zeka katkısıyla neredeyse otonomik, kendiliğinden döngüde olan devlet sistemi tıkır tıkır çalışır. Böylece böyle ülkelerde seçimlere katılım oranları son derece düşük, vatandaşın devlet yönetimi/kanunlar vd işleri kafalarına hiç takmadıkları, sadece işlerine güçlerine baktıkları, mesai sonrası saatlerinde ise sadece sosyal yaşamlarını keyifle yaşadıkları bir hayat geçirirler. Bu ülkelerde yaşayan insanlar ıvır zıvır kanun/siyaset, saçma sapan hiç bir devlet işine kafa ve çene yormadığı için ailelerine, sevdiklerine, yaşamlarının lezzetinin dibine kadar vakit ayırabilirler.

Doğu uygarlıkları insanları neden farklı olsun ki?

 

Mesela Türkiye’de ben bir hekim/cerrah olarak neden devletmiş, siyasetmiş, kanunmuş, meclis kararıymış şu parti bu ittifak düşüneyim ki? 

Bana ne! Neden düşünmek, konuşmak, çene ve kafa yormak zorunda kalayım ki? Hastalarıma, tedavilerime, derslerime, kongrelerime, bilim ve edebiyat kitaplarıma vakit ve enerji harcasam hiçbir şekil ve surette devlet, siyaset, kanunlar olaylarına enerji harcamasam çok daha güzel bir hayatım olmaz mı? 

Genişletelim.

Benim gibi doğu uygarlıklarının bir vatandaşı olarak belki Türk milletinin çoğunun da istediği gibi bir lider olsa, kanunlar her vatandaşa eşit uygulansa, adalete dair tereddüt dahi olmasa, ekonomi harika olsa, kaliteli ve müreffeh ve güven içinde yaşasak, liderimiz bizi yurt içi yurt dışı bütün tehlikelere karşı korusa, liderimiz ve icra ekibi ülkemizdeki devlet işlerini tıkır tıkır işletse, liderimiz ve azametle yönettiği devletimiz çocuklarımızı, eğitimlerini ve geleceklerini bizden daha çok düşünse, koruyup kollasa, böyle kürsüye yumruğunu vurduğu anda ülkemizi şahlandırarak, gururla, harikulade yönetse istemez miydik?

İsmet İnönü, Menderes, Ecevit, Demirel, Türkeş, Erbakan, Erdoğan v.d. tüm kitle liderlerinde belki de istenilen, beklenen, umulan hep buydu.

İşte Türk Milletinin durmaksızın arayıp durduğu, desteklediği, gönülden sevip inandığı, hemen hepsinde büyük hayal kırıklıklarına uğradığı toplumsal kökten gelen LİDER beklentisi budur. Keşke denk gelse de ülkeyi bir Dürüst, zeki, stratejist, güçlü lider yönetse…

Küçük, kısa, basit bir liste yapıp:

Büyük İskender, Marcus Aerelius, Oğuzhan, Hz.Muhammed, Cengizhan, Emir Timur, Fatih Sultan Mehmet Han, Mustafa Kemal Atatürk gibi liderlerin yönettiği ülkelerin vatandaşı olmakta zorluk çekecek ne var? Vatan sevgisi, cesaret, akıl, kuvvet sahibi liderlerin yönettiği sıradan vatandaş olmak elbette harika olurdu. Mutlak adalet ve nizamın sağlandığı, vatandaşın kazıklanmadığı, her vatandaşa eşit mutlak adalet, güvenlik sağlanırken ve dolayısıyla devamında huzur, bereket fışkırırken yaşayan sıradan bir vatandaş olmak tabiki hoş olurdu. *

Yoksa diktatör deyince insanoğlu medeniyetler tarihinin utanç verici olaylarını yaşatan tüm diktatörleri yeniden lanetleyip ironiyi yakalamanızı temenni ederim. 

Sonuçta; 

mutlaka Türk Milleti demokrasiyi ve seçimleri çok seven bir özel millettir. Sandıklardan çıkacak kararlara da şüphesiz saygı duyacak, saygı duymayanları uyaracaktır. Türk milletinin, bu topraklarda yaşayan insanlarımızın yıllardır ve hatta yüz yıllardır çektiği tüm sıkıntıların karşılığında gelecekte yüzlerce yıl sürecek ebedi bir keyif, huzur, bereket, adalet, nizam, güven döneminin gelmesini Rab’bimden dilerim.

Kavşak’taki bu mühim seçimlerin dünyaya ve ülkemize, çok değerli milletimize, gurur duyduğumuz ikibin yıllık devletimize hayırlı uğurlu olması tek isteğimizdir. ***

Saygılarımla…

Korkut ALDEMİR

2023/ANKARA

 

Dip Notlar:

*Küçük özet listede karşı tez, eleştiri ile yorum yapabilecek herkese öncesinde derin ve net/objektif tarih bilgisi-okuması ve bazı ürkütücü liderlerin düşmanlarına vahşet saçsa da kendi vatandaşına tam güvenlik sağladıklarını da göz ardı etmemelerini öneririm. 

**Fazlasını merak edenler; çok daha detaylı incelediğimiz DİJİTAL CUMHUR-u REİS yazılarına göz atabilirler. 

 *** Bkz. KAVŞAK yazısı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —