Şevket Mirziyayev’in iktidara gelmesinden sonra Özbekistan’da önemli birçok gelişmeler oldu. Öncelikle ülke dış dünyaya açıldı. Özbekistan’ın turizm potansiyelinin yeterince değerlendirilememesinin en önemli sebeplerinden birisi olan vize kısıtlamaları büyük ölçüde kaldırıldı. Konaklama imkânları kısa zamanda iki katına çıkarıldı. Yabancı sermayenin ülkeye serbestçe girişi teşvik edildi. Uzun yıllardır cezaevlerinde yatan siyasi ve dini mahkûmlar serbest bırakıldı. İlk defa devletin aldığı önemli kararlar halkın onayına sunuldu. Milli tarihi yeniden inşa etmek adına Ceditçiler aklandı, Sovyetler döneminde vatan hainliği ile suçlanarak katledilen aydınlara ve korbaşılara sahip çıkıldı. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’da kurulan Türkistan Lejyonunun askerleri tarafından milli marş olarak söylenen Abdülhamit Çolpan’ın ‘’Güzel Türkistan’’ adlı marşı,104 yıl aradan sonra ilk defa Özbekistan’ın bağımsızlık gününde çalındı. Halkın özgürce dini vecibelerini yerine getirebilmesi için bazı yasaklar kaldırılmaya başladı. Nitekim ezanın hoparlörle okunmasına ve dini eğitime izin verildi. Yurtdışına öğrenciler gönderildi. Yurtdışında önemli görevlerde bulunan Özbek vatandaşları Özbekistan’a davet edilerek mühim kurumların başlarına getirildi. En önemlisi Özbekistan, Türk Devletleri Teşkilatı’nın üyesi oldu. Eski döneme nazaran daha demokratik bir yönetim anlayışı uygulamaya konuldu.
Bütün bu değişimlere ilaveten 30 Nisanda referanduma sunulacak yeni anayasada; Özbekistan halkının daha özgürce kendisini ifade edebileceği, ülkeyi sosyo-ekonomik, kültürel, hak ve hukuk bakımdan çok daha ileri taşıyacak kanun maddelerinin yer alması ise hakikaten sevindirici bir durum.
Nitekim yeni anayasa ile birlikte Özbekistan’ın sosyal devlet anlayışı güçlendiriliyor. Engellilerin topluma kazandırılması hızlandırılıyor. Onların eğitimi, istihdamı ve devlet imkânlarından daha fazla yararlanmaları artırılıyor.
İnsan hak ve özgürlükleri genişletiliyor. Kırk sekiz saatten fazla gözaltına tutamamaktan susma hakkına; yazışmaların, telefon görüşmelerin ve sair elektronik iletilerin mahremiyetine ve suçun şahsiliğine kadar yenilikler getiriliyor. Ayrıca internet kullanma serbestiyeti, cinsiyet eşitliği, banka hesaplarının gizliliği, kamuda işe alımlarda liyakate göre davranma gibi demokratik haklar güçlendiriliyor.
En önemlisi Sovyetler Birliğinden beri devam edegelen çocukların eğitim süreçlerini de olumsuz etkileyen, çocukların özellikle pamuk tarlalarında zorla çalıştırılmalarına son veriliyor.
Anayasada ‘’insan onur, haysiyet ve şerefinin dokunulmazlığı’’ önemle vurgulanıyor. Yüksek Öğretim kurumlarında akademik özgürlükler genişletiliyor.
Aynı zamanda devlet; gençlerin kişisel, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, haklarını korumak, toplum ve devlet yaşamına aktif katılımlarını teşvik etmek, entelektüel, yaratıcı, maddi ve manevi cihetten gelişimleri için gerekli koşulları oluşturmakla yükümlü tutuluyor.
Özellikle Yeni Anayasa ile birlikte; ticari faaliyetlerin teminat altına alınması, piyasa ilişkilerinin geliştirilmesi, adil rekabet koşullarının oluşturulması, elverişli yatırım ve iş ortamının sağlanması, vergi adaletinin tesis edilmesi gibi hususlarda işadamlarının önünü açıcı, yatırımları teşvik edici ve ekonomide güven sağlayıcı tedbirler daha da kuvvetlendiriliyor
Bununla birlikte yeni anayasa, çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, iklim değişikliği ile mücadele alanlarında hükümetin sorumluluğunu tanımlıyor. Kitle iletişim araçlarının özgürlüğünü, bilgiyi araştırma, alma, kullanma ve yayma haklarını güvence altına alıyor.
Yasama Meclisi ve Senato'nun yetkileri önemli ölçüde genişletiliyor, iki birimin çalışmalarındaki mükerrerlikler ortadan kaldırılıyor ve her birinin sorumluluk alanı net bir şekilde belirtiliyor.
Başbakan adayının belirlenmesi ve onaylanması, devlet harcamalarının denetlenmesi, Sayıştay raporunu incelenmesi gibi yetkiler doğrudan halk tarafından seçilen Meclis'e devrediliyor.
Mevcut sisteme göre Başbakan adayının belirlenmesi, Yasama Meclisi seçimlerinde en çok oyu alan parti veya partilerin iradesine bağlıyken, önerilen yeni usulle sadece Başbakan adayının değil, hükümetin oluşumunda tüm siyasi parti kesimlerinin katılımı sağlanıyor. Yani mevcut sistem daha demokratik bir içerik kazanıyor.
Aynı zamanda 100 olan senatör sayısı 65'e, Cumhurbaşkanı tarafından atanan senatör sayısı ise 16'dan 9'a düşürülüyor.
Âli Meclis birimlerinin müşterek yetkileri de artırılıyor ve meclis denetiminin önemli bir şekli olan Meclis Denetim Kurulu güçlendiriliyor. Âli Meclis'in toplum hayatındaki yerini, rolünü ve etkisini güçlendirmek amacıyla Cumhurbaşkanı'nın bazı yetkileri parlamentoya devrediliyor.
Özellikle Başsavcı, Sayıştay başkanı adaylarının önce Senato'da görüşülüp daha sonra Cumhurbaşkanı tarafından atanması, ayrıca Tekel ve Yolsuzlukla Mücadele birimleri başkanlarının Senato tarafından seçilmesi uygulamaya konuluyor.
Özel servislerin faaliyetleri üzerindeki parlamento kontrolünü güçlendirmek için, Milli İstihbarat Teşkilatı başkanı adayının önce Senato'da değerlendirilmesi ve ardından Cumhurbaşkanı tarafından atanması uygulamasına geçiliyor. Ayrıca Yargının gerçek bağımsızlığını sağlamak için Yüksek Hâkimler Kurulu üyelerinin tamamının Senato tarafından seçilmesi sistemi getiriliyor.
Neticede mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlerin dokunulmazlığı, bazı davalarda hesap vermeme güvencelerinin güçlendirilmesi ve bunların güvenliğini sağlayacak değişiklikler, yargının tam ve bağımsız işleyişi için önemli bir güvence olacaktır.