Hakkı Öznur’un Ülkücü Hareket’in tarihini anlatan kitabı yayınlandı. Kitap demek hafif kaçar,belki ansiklopedi demek lazım. Dokuz cilt yaklaşık on bin sayfadan oluşan kitapta ülkücülüğe ve ülkücülere dair her şey var. Kongreler, isimler, portreler, zor dönemde ülkü bayrağını taşıyanlar, yazılar, makaleler, resim albümleri, şehitler kısacası Öznur ölümsüz bir eser vücuda getirmiş.
Siz kendinizi yazmasanız başkalarının size biçtiği gömleğe razı olursunuz. Sizi nasıl görüyor veya görmek istiyorlarsa öyle takdim ederler. “Biz bu değiliz “deseniz de sesinizi duyuramazsınız. Siyasi ve fikri mücadelelerde yazan, tarihe not düşen kazanır.
Kaynak kullanarak kitap yazmanın zorluğunu biliyorum. Kitaplar arasında boğulursunuz, kitap bitene kadar adeta işkence görürsünüz. Böyle uzun soluklu işler yapmak kolay değildir. Onun için değerli kardeşim Hakkı Öznur’u kutluyorum. O yazdı, bize düşen bu değerli eseri okumak ve okutmak. Her Türk milliyetçisinin evinde bu kitap bulunmalıdır.
Ankara’daki tanıtıma Öznur bizi de davet etmişti, gittik.Ülkücü hareketin en değerli isimleri oradaydı. Ankara belediye başkanı sn. Mansur Yavaş, İYİ parti genel başkanı sn.Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ, eski bakanlardan Enis Öksüz, Ramazan Mirzaoğlu, MYP genel başkanı Remzi Çayır, Merkez parti genel başkanı Pelin Gündeş Bakır,milletvekilleri Selçuk Özdağ, Ayyüce Türkeş, Yasin Öztürk,Cemal Enginyurt, eski vekiller Kemal Albayrak, Edip Özbaş, Rahmetli Yazıcıoğlu’nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu,eski Ocak genel başkanları ve 12 Eylül döneminin önemli isimleri oradaydılar.
Öznur kitabını tanıttı, kitabın ortaya çıkış hikayesini anlattı, bir dönemin kısa bir özetini çıkardı. Salon girişine kurulan stantta kitabın satışı yapıldı. Gelen misafirlerin çoğu koltuklarında kitaplarla evlerine döndüler.
Tanıtımın çirkin ve üzücü bir yanı da vardı. Ülkücülükle ilgili güzel bir iş olurda onu engellemek isteyen olmaz mı? Ocaktan gönderildiği tahmin edilen bir grup dışarıda aleyhe slogan atıp durdular. Ülkücülük adına engellemek istedikleri şeyin ülkücülük olduğunun farkında değillerdi. İşte kayıtsız şartsız teslimiyet yahut aklı çöp tenekesine atmak böyle bir şey. Oysa gurur duymaları, şu kitabı okuyalım davamız hangi yollardan geçmiş, hangi acılarla pişmiş öğrenelim demeleri gerekirdi. Ülkücülük önce edep ve terbiyedir, küçüğe sevgi büyüğe saygıdır. Aklı kiraya vermemektir. Ülke ve milletimizin menfaatlerini kişisel çıkarlarımızdan üstün tutmaktır. Ülke ve ülkümüze faydalı olacak her hizmete destek olmaktır.
Gerçek bir yazar kimseden izin almaz, izin alarak yazı yazmaz, kalbinin ve vicdanının sesini dinler. Bizim partimizden değilsen hiç bir şey değilsin tavrı doğru bir tavır değil. Eminim bu gençlerimiz biraz ağabeylerini dinleselerdi yaptıklarından utanırlardı. Ülkücüyü ülkücü ile dövüştüren hiç kimse iyi niyetli değildir. Ülkücülüğü bir kavga dövüş hareketi haline getirmek de doğru değil. Gençlere tavsiyem bol bol okumalarıdır. Çünkü okumayanların alibetini başkaları belirler.
Hülasa Öznur önemli bir boşluğu doldurdu. Bir ülkücü ülkücülüğü anlattı. Ülkücü hareketi anlamak ve tanımak isteyenler için vaz geçilmez bir eser bıraktı, bir daha daha kutluyor, yeni çalışmalarını sabırsızlıkla bekliyorum.