Geçenlerde merhum Sabahattin Ali'nin Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan ve hikayelerinden oluşturulan bir kitap okudum.
Kitapta yer alan “Bir mesleğin başlangıcı” hikayesinin kahramanı Sivaslı Koca Recep'tir.
Koca Recep zengin bir ailenin erkek evladıdır.
Hikaye Sivas'ta geçmektedir.
Halk hikayeleri, şiirleri ve folkloru üzerine çalışma yapan bir akademisyenin düğünlerde ve bazı eğlencelerde o alemin kadınları tarafından söylenen şarkıları ve türküleri toplamak üzere Sivas'a gelmiştir.
Çünkü bu şarkı ve türküleri söylendiği yerler itibariyle normal yollardan toplamak ahlaki sebeplerden dolayı mümkün olmamış ve bu sebeple akademisyen alemi bilen, tanıyan birilerini bulmak onlardan faydalanmak üzere yola çıkmıştır.
Yol onu Sivaslı Koca Recep ile buluşturmuştur.
İlk görüşmede akademisyenin eğlence peşinde olduğu düşünülür ama meseleyi anlattığında esas amacı anlaşılır.
Koca Recep bu iş için aranan isimdir ve
işte tam da bu noktada Koca Recep akademisyene yardımcı olacak özelliklere sahiptir.
Koca Recep, önceleri zengin ailenin bir oğlu olarak bu alemde etkisini, gücünü kullanarak alem yapmak isteyen arkadaşlarının ricası üzerine alemlerde ihtiyaç duyulan, konuyla ilgili, bu işi meslek edinen kadınları alemlerine gelmeleri için ikna etmekte özü sözü bir kişidir.
Bu özelliğiyle kadınlar onun isteğini kırmazlar ve güvende olduklarını düşünürlermiş.
Koca Recep'e hayır diyen kadın yokmuş ve bu durum akademisyenin çalışmaları için çok önemlidir.
Koca Recep, istediği bilgileri kendisine verecek kadınlarla akademisyenin buluşmasını sağlayacak olmazsa olmaz bir aktördür.
Kahramanımız Koca Recep’in hikayesi ise şöyledir ve bu konumuz açısından önemlidir.
O, zengin bir ailenin erkek evladıdır ve eğlence alemlerinde çok etkindir.
Zenginliğin verdiği rahatlıkla ve alemde gösterdiği yiğitlikle sözü geçen biridir, istediği kadını alemlere getirmekte zorlanmaz, kimse onu kırmaz, itibarı hayli yüksektir.
Koca Recep ilk zamanlar zenginliğin verdiği rahatlıkla arkadaşlarının istediğini onlara sağlar ve hepsinin maliyetini de cebinden karşılar, arkadaşlarından bırakın bedel almayı küçük bir katkı dahi almaz bunu onuruna, itibarına yapılan saldırı olarak görürmüş..
Bu sebeple kadınların ücreti, alemin masrafları, kadınların yol ücretleri hep Koca Recep tarafından karşılanır.
Ne varki Koca Recep elde avuçta ne varsa yavaş yavaş tüketmekte, anadan babadan kalan mal ve paralar günden güne eksilmektedir.
Buna rağmen o kendisinden istenen ricaları kırmaz ve istenenleri yerine getirmek için daha çok fedakarlıklarda bulunur ve bunu çevresine de hissettirmez…
Günler böyle geçip giderken Koca Recep'in imkanlarının daraldığını gören arkadaşları kendisine teşekkürlerini bildirdikten sonra mahçup bir edayla kadınların gelip gitmesinde ve bazı masraflara ortak olma konusunda ısrarcı olurlar ve Koca Recep'i de buna ikna ederler.
Bir müddet böyle devam ettikten sonra işleri ve imkanları daha da zorlaşan Koca Recep'e arkadaşları kadınlar içinde ücret teklif ederler, Koca Recep bunların rica minnet isteğini makul bulur ve kabul eder.
Bir müddet daha böyle devam ettikten sonra arkadaşlarının Koca Recep'ten istekleri, isteme biçimleri de değişir ve adeta profesyonel kadın tedarikçisi, eğlence organizatörü gibi davranmaya başlamakta sakınca görmezler.
Koca Recep olanların farkındadır ama yapacak gücü olmadığından bu yeni durumu da kabullenir.
Artık arkadaşları Koca Recep'e müşteri olmuşlar, Recep ise onların kadın ve eğlence tedarikçisi durumuna düşmüştür.
Koca Recep nihayetinde bunu da kabullenmiş, arkadaşlar arasında yaptığı gönüllü hizmet işi mesleği oluvermiştir.
Bunları niçin yazıyorum?
Günümüzde maalesef bir çok kişi ve kurum severek, isteyerek, kendine ulvi amaçlar edinerek yaptığı işlerin profesyonel elemanı olmuş, inandığı şeyleri “ticarileştirmiş” durumdadır.
Dün mukaddes gayeler veya hobi olarak yapılan birçok faaliyette insanlar yaptıkları işten; makam, mevki, statü ve gelir elde etmekte bir sakınca görmediği gibi ve hatta bunun kendileri için bir hak olduğuna inanmaktadırlar..
Yani bir amaç için çıkılan yolda sahip olunan güçler sayesinde bir profesyonele dönüşerek kaçınılmaz sonuçlar doğurmakta, her gün biraz daha “ticarileşme” meşru ve zaruri hal olarak görülmektedir.
Velhasılı kelam;Koca Recep'in hikayesinde anlatılanlar beni bu düşüncelerle baş başa bıraktı.
Ne yaparsınız, insanız işte!
Biliyorum, şimdi etrafınızda Koca Recep arayacaksınız.
Ama şunu unutmayalım!
Çevrenizde böyle insanlar görüyorsanız eğer, sakın bunları Koca Recep ile kıyaslamayın!
Zira onlar, Koca Recep kadar masum olmayabilirler.
Yoldan gönüllü çıkanlarla, zorunlu olarak çıkanlar asla bir tutulmamalıdır.