Göktan Ay


Rektörlerin/Dekanların 'görev sonu çıktıları' alınıyor mı?

2023’de rektör adayı olmak isteyenlerde düşüş var.


2023’de rektör adayı olmak isteyenlerde düşüş var. 06.01.2023’de YÖK’te mülakatı yapılan MSGSÜ’ye başvuran aday sayısı (mevcut rektörler birlikte) 6 olmuş.  Kimse, isminin “AK Parti’li/MHP’li olarak anılmasını”, 2023 seçimleri ortada gözüktüğü için istemiyor. Dillerde dolaşan “atansan da/atanmasan da sevin” 

YÖK, adaylar için 2 form hazırlamış;

1/ İlk defa  başvuran adaylar için.

2/ Daha önce başvuran adaylar için. 

Ama, mevcut rektörlerin başarılarını “ölçmek ve değerlendirmek” için başarı değerlendirme ölçütleri yok!

YÖK, herhalde “biz yeteri kadar tanıyoruz” düşüncesinde, ama bu bilimsel bir cevap değil…

Üniversitelerde kalitenin tartışıldığı Kalite Kurullarının oluşturulduğu dönemde, Rektör/Dekan/Müdürlerin “başarı ölçütlerinin” olmaması büyük eksiklik.

 Bakın siyasette bile, mesela AK Parti; 81 ilde anket çalışması yürütmüş, mevcut milletvekillerinin performansı ölçülmüş, oy getirecek "yeni isimler, yeni yüzler" konusunda araştırma yapılmış ve rapor Sn. Cumhurbaşkanımıza sunulmuş.. Elbette, siyaset akademi, “siyasetçilik” meslek olmadığı gibi akademisyenlik de değil. Sn. MV’nin performansı nasıl/neye göre ölçülmüş, bilmiyoruz…

Gelelim Üniversitelere ve Rektörlere…

Mevcut rektörler ve adayların performansını nasıl ölçüyor? 

Makamda devamlılık puanı var mı? 

Bazı rektörlerin, vaktini dışarda, gezilerde, konferanslarda, TV programlarında v.b. geçirdiği biliniyor. Bunun mutlaka puanı olmalıdır…

Çalışma arkadaşlarıyla iyi bir iletişim kurabilmiş mi, gelen talepleri YÖK’e yansıtmış mı?,

Üniversite senatosundan/yönetim kurulundan geçen konuların takipçisi olmuş mu? Yoksa, sümenaltı etmiş mi?

Alanında literatürü izleme, yayın yapmış mı? Eksikleri varsa tamamlamış mı?

Rektörlük makamını kendine ve çevresine çıkar elde etmek için kullanmış mı?

İdari ve kadro atamalarında; şeffaflık, hak edeni koruma, kadro açma v.b. özen göstermiş mi? 

Kapısı akademisyenlere açık olmuş mu?, olaylara doğru teşhis koyabilmiş mi? dürüst kararlar vermiş mi? 

Çalışan ve akademisyenlerle ilişkilerinde kibirli olmuş mu? 

Mobbing uygulamış mı?

Makamın gerektirdiği ağırlığı/saygınlığı koruyabilmiş mi?

Sosyal medyayı, kendini tanıtma yerine üniversitenin tanıtımında  doğru kullanmış mı

Üniversitesini, aldığı noktadan daha yukarılara taşımış mı? 

Bu kriterler; çalışanların ve akademisyenlerin beklentisi. Çünkü, her çalışan huzurlu olmak, hakkını kazanmak istiyor. Bu da çok doğal, insani bir istek.. 

Neden bunları yazdık? 

İstisnalar dışında, son dönem atanan liyakatsız ve ehliyetsiz rektörler ve yöneticiler için çok müspet sözler söylenmiyor. Özellikle yerel basında üniversitelerin ağırlığının/güvenin yitirilmesine sebep olunan uygulamalar yazılıyor..

AK Parti’den fazla olan Sn.Cumhurbaşkanımızın “toplumdaki karşılığını” arkasına alarak, onun “gölgesine sığınarak”, çalışanından uzaklaşmış/çalışanını ötekileştirmiş “bir rektör ve idareci profilini” akademi asla hak etmiyor.

Elbette, üniversitelerin  bu noktaya gelmesinde; adam kayırmacılığının, nepotizmin (akraba kayırmacılığı) büyük etkisi var.. 

Ancak, bu rektörlerdeki fütürsuzluğun, yapılan olumsuzlukların/masanın hesabını elbette seçim 2023’de Sn. Cumhurbaşkanımız verecek. O nedenle bir çok rektör, gününü gün ediyor…

Buna çözülmeyen; Prof. altı akademisyenlerin, 100/2000 Dr.ların, eş durumu ve denklik mağdurlarının, 7100 sy.yasa ile unvan mağduru olan eski Y.Doç. lerin sorunlarını eklerseniz AK Parti oylarını nasıl etkileneceğini az çok anlayabilirsiniz..

“Sn.Cumhurbaşkanı seçimi kazanabilir, ama?!” 08.2022’de yazmışız;

https://www.ittifakgazetesi.com/sn-cumhurbaskani-secimi-kazanabilir-ama-m3708.html

Muhalefet akademiyi ağzına almıyor. İktidar, ucube ve tenakuzlu çıkarılan  7100 sy. yasadan sonra üniversite/akademisyen konusuna hiç girmiyor. Sn. Cumhurbaşkanımız sadece rektör atamasında gözüküyor. 

Son Söz: Akademi büyük bir camia. Eğer bu bir kaç ay içinde, akademide  gerekli adımlar atılmazsa sonuç beklendiği gibi çıkamaz