Ülkenin seçim atmosferine girmesiyle siyasi rakiplerde ahlaki ilkelerin erozyona uğramış halini bir sefer daha görmek pek zor olmuyor.
Rakip ya indir bindir...
Özellikle siyaseti sırf geçim endeksi olarak görenler isterse öz kardeşi olsun gözünün yaşına bakmaz, suratına çamuru fırlatır.
Tabi ki adamlık da değil insanlık da.
Bu günkü ithal siyaset anlayışı her kesimde aşağı yukarı aynıdır.
Rejim aslı yerine oturmadığı sürece değişmez, değişmeyecek.
Önemli olan...
Seviye dibe vurduğunda ülkenin geleceğidir.
Ne getirir ne götürür.
Bu arenada kılıç sallayanların gönülleri geniş, ne bulurlarsa atıyorlar sepete.
Hırsız mıdır uğursuz mudur pek de baktıkları yok.
Yeter ki benden yana olsun.
...
Osmanlı'dan sonra taklidini yapmaktan bir nevi gurur duyanların ithal Antik Yunan aklı, demokrasi ile onun vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerin topluma verdikleri en büyük zarar,tefrikadır.
Amip gibi bölünüyoruz...
Atatürkçülere göre, cumhuriyet bağımsızlığımızı sağladığı gibi ümmet olarak kölelikten/kulluktan bireysel hürriyete yükselti.
Sayelerinde!!!
Rahatça her gece bir yatak değiştirebiliyoruz!
Halbuki gerçek sonsuz hürriyet, Allah'tan başkasına kul köle olmamaktır.
Gerçekten mutlu olan birey; Amerika’ya İngiltere’ye değil,
“Yanlız sana kulluk yapar yalnız senden yardım dileriz.”
Yer ve göklerin sahibinden...
İslam’ı sosyal hayattan tecrit eden Antik Yunan menşeli laikliği de katın içerisine.
Yoğur, altından kadın erkek eşitliği dedikleri kuralsız, ahlaki ilkelerden yoksun ilişkiler çıkar.
Sokaklar caddeler dökülüyor, fuhuş ise başlı başına bir sektör.
Çağdaş takılan kadınlar cinsel teşhir yarışında.
...
Ey iktidarlar, bu yaraya parmak basabildiniz mi?
...
İthal cumhuriyetin siyasi baskıcı atakları neyimizi almadiki!
İlkesizliği aydın sayan bu tip bir cumhuriyet anlayışı, mazısı bin yıla dayanan kültür yapımıza asla uygun değildir.
Bir asır geçti olmadı, bir asır daha geçse olmayacak.
İşte siyaset, işte adalet, işte eğitim...
Dün ve bugü memnun olan varsa parmak kaldırsın.
Daha ne zamana kadar devam edeceğini bilemem, bu anlamsız ithal gidişe çelikten halatlar bile zor dayanır.
Kopar kopacak...
...
Evet, son dönemde eskiye nazaran devlet çok şeyler yaptı.
Yerli otomobilinden tutun da yerli savaş sanayisine kadar üretilenler oldukça sevindirici, ancak tarihten aldığımız derse göre, ahlak ve maneviyati ile milli bütünlüğü her geçen gün yara alan bir toplum fazla uzaklaşamaz.
Koskocaman Roma İmparatorluğunu çökerten ahlak yapısının zaafıdır.
Keza üç kıtaya hakim olan Osmanlı devleti de geçmişinden uzaklaşarak Avrupalı olma sevdasına kapıldığı için parçalanmıştır.
...
Şimdi neler olduğuna bakalım.
İktidar ve muhalefet cephesindeki seçim çalışmalarının sonucu hazırlanan listelerde hiçbir özelliği olmayan, fakat her devrin köşe yastığı uyanıklar yine aday, hem de baş köşede, seçilecek yerlerden.
Bunların arkasında kimler var bilemem.
Hadi seçildiler diyelim, devletin o kişilere sağlamış olduğu en üst seviyede maddi imkanlar karşılığında onlar devlete ne verecekler?
Ne biliyor ki ne verecekler, hava ile civa.
Yiyecekler içecekler keyiflerine bakacaklar.
Günaydin Türkiye...
Babadan oğula geçen padişahlık yönetimini kaldırıp attık ya, yerine babadan oğula geçen milletvekilliği uygulamasını yerleştirdik.
Aile boyu milletvekili.
Boz boz harca...
Çok yanlış, hatta devletin malı denizi hatırlatıyor.
...
İşte muhalefetin başını çeken Kılıçdaroğlu.
Daha dün askerlerimizi, polisimizi katleden, Kürt köylerini ateşe veren katiller sürüsünün siyasi temsilcisi HDP ile ortaklık kurmanın mantığını kime izah edebilir? Koltuğu kapayım da gerisi ne olursa olsun!
Muharrem İnce, Atatürk’ün partisinde bir tane Atatürkçü kalmamış diyor.
Aslında çok var Muharrem İnce.
İsterseniz cinselliğini teşhir edene, HDP'yi destekleyenlere sorun...
Hatta kendini dindar sanan Haydarbaş’ın ekoline sorun.
Cevapları, “Atatürk’ün askerleriyiz” olacaktır.
...
CHP herhalde hala PKK ile onu temsil edenleri tanımıyor, veya aralarında geçmişe dönük kan uyuşukluğu olduğu için tanımak istemiyor.
Kırk bin insanın katlinden sormlu İmralı canısını serbest bırakacakları sözünü vermelerinin adı, doğrudan millet ve devlet düşmanlığıdır.
Şehitlerimize saygısızlık, gözü yaşlı analara zulüm.
Her şey düzeltilir de bu melaneti düzeltme imkanı yoktur.
Üstelik HDP beraberliğine destek vermek, parti saplantısından veya etnik kökenden kaynaklanıyor.
Bölücülük damarlarına işleyince de kan ve gözyaşının üzerine mühür basmaktan çekinmediği gibi vicdanı da sızlamaz.
Es kaza kazanmış olsalar...
HDP’den birisini bakan koltuğuna oturtacaklar, illerimize özerklik getirecekler.
Öcalan’ın heykelini dikecekler.
Oldukça vahim...
...
Ülkenin önünde çözülmesi gereken tarihi meseleler var.
O yüzden söylüyorum, siyaset kitabını herkes kapağını açmadan değil, aksine heceleyerek okuması gerekiyor.
Dün ne oldu bugün ne olacak!
Değilse...
Vicdan görevimiz olan oylarımız hainlere meze olur.
Öteki tarafta hesabını veremeyiz...
12.4.2023 Nusret Çiçek
