Göktan Ay


Sn. Erdoğan neden ‘donanım diploma ile ölçülmüyor’ dedi?..(1)

Sn. Cumhurbaşkanımız son konuşmasında (TÜRGEV/09.03.2024) eğitimle ilgili söylemlerde bulundu. Yorumlarımızla birlikte vermek istiyoruz.


Sn. Cumhurbaşkanımız son konuşmasında (TÜRGEV/09.03.2024) eğitimle ilgili söylemlerde bulundu. Yorumlarımızla birlikte vermek istiyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; “'İman varsa imkan da vardır.' anlayışıyla zorlukları birer birer aşarak, velhasıl şartlara teslim olmadan mücadeleyi her alanda ve her konuda sürdürmeliyiz. Sizlerin işte böyle bir şuurla hayatınıza yön vermesini, dünyanın en şatafatlı üniversitelerinin diplomalarından ben daha önemli görüyorum. Diploma zarftır, elbette kıymetlidir ama aslolan mazruftur. Dünyada donanımın önce ve hatta sadece diplomayla ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı. Artık bireysel birikimler, kabiliyetler, beceriler, uzmanlıklar, analitik yetenekler çok daha önemli hale geldi. Bunun için gençler sizlerden eğitiminizi sürdürürken mutlaka kişisel donanımınızı da tahkim etmenizi istiyorum."

AY: Bu söyleme Milliyet Eğitim Yazarı Abbas Güçlü’nün yazısından alıntı yapıyoruz: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada donanımın sadece diplomayla ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı. Artık bireysel birikimler, kabiliyetler, beceriler çok daha önemli hale geldi” dedi. Çok önemli bir tespit. Biz bunu yıllardır dile getiriyoruz ama ne MEB’e anlatabildik ne de YÖK, ÖSYM ve üniversitelere. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu net tavrından sonra umarız eğitime bakış açılarını yeniden gözden geçirirler. MEB, YÖK ve ÖSYM’nin bu çelişkili tavrı dünden bugüne hiç değişmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne söylediyse tam tersini yapmayı sanki kendilerine görev edindiler. “Sınavları azaltın, çocuklarımızı rahatlatın” dedikçe sınav sayısı daha da artırıldı, “Dershaneler kapatılsın, dershanelere bağımlılık azaltılsın” dedikçe sayıları daha da arttı, bağımlılık vazgeçilmez hale getirildi” 

Çok doğru, müzik alanımızla ilgili olarak yıllarca yazıyoruz ama gelişme olmuyor. YÖK ayrı MEB ayrı terminoloji uyguluyor. Oysa terminoloji değişmez ki! “Okul Öncesi müzik derslerine alan öğretmenleri girsin”,

“İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitiminde sanat/müzik dersleri artırılsın” diyoruz, kimse umursamıyor. Sonra da “çocuklarımızın yeteneği yok mu? diye soruyoruz…

Sn. Cumhurbaşkanımızın diploma söylemi elbette tartışılacaktır. Özellikle “Her ile/ilçeye gençlerimizin eğitime kolay ulaşmaları için üniversite getirdik” diye övünülürken, şimdi bu söylem sanki tezat oluşturuyor gibi…

Sn. Cumhurbaşkanımızın; “Artık bireysel birikimler, kabiliyetler, beceriler, uzmanlıklar, analitik yetenekler çok daha önemli hale geldi.” Söyleminin çözümü; her bölümün açıldığı üniversiteler yerine “yöreye uygun” Fakültelerin açıldığı 

‘Butik Üniversite Modeli’ne geçmek ve Meslek Yüksek Okulları’nı artırmaktır.
 

https://www.ittifakgazetesi.com/profzyerlikaya-her-ile-universite-projesi-dogru-ama-ya-nitelik-makale

https://www.ittifakgazetesi.com/ulkemizin-gelismesi-universite-kalitesi-ile-dogru-orantili-mi-makale


Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Hayatını sadece okuluyla evi veya yurdu arasında geçiren, fiziki ve manevi dünyasını geliştirecek faaliyetlerden uzak duran, akranlarıyla fikri müzakere yapacak birikime sahip olmayan, kabiliyetli olduğu alanlardaki farkını ortaya koyamayan, ahlaki açıdan da şahsiyetini inşa etmeyi dert etmeyen, olumlu anlamda varlığını ailesinde, okulunda, arkadaş çevresinde, oturup kalktığı her yerde hissettiremeyen bir gençliğin kendileri için kayıp hükmünde olduğunu belirtti.”


AY: Sn. Cumhurbaşkanımız bu söyleminde;

1/Fiziki ve manevi dünyasını geliştirecek faaliyetlerden uzak durmayacak,

2/ Akranlarıyla fikri müzakere yapacak birikime sahip olacak, 

3/ Kabiliyetli olduğu alanlardaki farkını ortaya koyacak, 

4/ Ahlaki açıdan da şahsiyetini inşa etmeyi dert etmeyecek, 

5/ Olumlu anlamda varlığını ailesinde, okulunda, arkadaş çevresinde, oturup kalktığı her yerde hissettirecek bir gençlik istiyor.

Böyle olmayan gençlerin “kendileri için kayıp hükmünde” olduğunu belirtiyor. 

Ama bizim gözlemlediğimiz kadarıyla;

1/Fiziki ve manevi dünyasını geliştirecek faaliyetlerden uzak durmuyorlar ama bir kısmı sadece İslam’a ve Hocalara bağlı namazında niyazında, bir kısmı ise bu konulardan habersiz ya da ilgisiz duruyor.

2/ Akranlarıyla fikri müzakere yapıyorlar ama aynı görüşte iseler, karşı görüşe kapalılar.

3/ Bir kısmı kabiliyetli olduğu alanlardaki farkını ortaya koymuyor, ya da yeteneğinin ne olduğunu bilmiyor/araştırmıyor, dolayısıyla müzik-güzel sanatlar ve spor vb. alanlara ilgi duymuyor, bir kısmı ise sosyalleşme içinde uç noktalara gidip gençliğini kaybediyor.

4/ “Ahlak, her insanda olması gereken bir olgu. Bunun genci-yaşlısı, eğitimlisi-eğitimsizi, doktoru-sanatçısı vb. olmamalıdır. “Ahlaklıyım” diyen bir insanın “şahsiyetini inşa etmesi” normal de bunu neden “dert edecek ki?”

5/ Kendini iyi yetiştirmiş, vatanına-milletine bağlı, inançlı, yeteneklerini geliştirmiş, alanında birikimli bir gencin varlığını ailesinde, okulunda, arkadaş çevresinde, oturup kalktığı her yerde hissettirmemesi zaten mümkün değildir. Yeter ki bu özellikleri eğitimle öğretip, yaşama geçirmeyi başaralım.

Devam Edecek…