Her şeyi ve herkesi kirleten bir siyaset anlayışı ile karşı karşıyayız.
Genel seçimlerde iktidar, Millet ittifakı için- söylenmedik laf bırakmamış,altılı masanın altında PKK’nın olduğunu iddia etmişti.Hatta montaj olduğu sonradan itiraf edilen Kılıçdaroğlu ile ilgili bir görüntü de paylaşılmıştı.
Erdoğan iktidarı, iktidarını korumak için hep - her yol mübahtır- zihniyetiyle hareket etti, hiç bir ahlaki sınır tanımadı. Yalan, iftira, algı oluşturma iktidarın en büyük silahı oldu. Tek taraflı propagandaya maruz kalan vatandaş bu hercümerç içerisinde hakikati göremez, yalanla gerçeği ayırt edemez hale geldi.
Son kampanya, Ankara büyükşehir belediye başkanı Sayın Mansur Yavaş ile ilgiliydi. Yavaş işini düzgün yapan polemiklere girmeyen ağır başlı bir yönetici. Anketler muhtemel bir seçimde onu ve Ekrem İmamoğlu’nu en güçlü cumhurbaşkanı adayı olarak gösteriyor. İşte bu itibar, onun hedef gösterilmesi için yeterli oldu, sen misin namuslu büyükşehir belediye başkanlığını yapan diyerek bir konseri bahane ederek kıyameti kopardılar. Güya kul hakkını savunuyorlardı. Oysa davaları kirletmek, itibarsızlaştırmak, Erdoğan’a rakip olacak kimse bırakmamaktı. Kavga çıkararak da olayın daha çok duyulmasını sağlamaya çalıştılar. Aynı isimler Gökçek,(şimdi çöpe atılan)Dinazorlara milyarlar harcarken seslerini çıkarmamışlar, bu israfa destek olmuşlardı.
Ama yanlış hesap Bağdat’tan döndü,Yavaş söylentileri bir bir yalanlayarak gerçekleri belgeleriyle ortaya koydu. İddia sahipleri utandılar mı? Hiç sanmıyorum, çünkü bu bile bile yapılmış bir operasyondu, maksat üzüm yemek değil, Yavaş’ı dövmekti.
Bir partiyi, bir lideri siyasetten tart etmek için bu yalan ve iftira siyaseti yeter artar bile, ama vatandaş aynı ağızdan konuşan onlarca medya organının etkisi altında morfinlenmiş gibi. Bir türlü bu iftiracı medya muhasarasını aşıp gerçekleri göremiyor.
Son günlerde gündeme oturan Öcalan’ı meclise çağrı seansıda öyle. Dertleri akan kanı durdurmaktan ziyade Erdoğan’a yeniden seçilme yolunu açmak. Şehit aileleriymiş, ayağı kolu kopan yatalak kalan gazilermiş bunlar kimsenin umurunda değil; Erdoğan bir daha seçilsin isterse kıyamet kopsun. Erdoğan ölünceye kadar başta kalsın isterse Apo her gün TV’lere çıkıp milletin izzeti ile oynasın. Nitekim sonunda itiraf ettiler, Bahçeli, Erdoğan bir defa daha seçilmeli dedi. Erdoğan millet destek olursa sonuna kadar hizmet edeceğini söyledi. Bu millet Erdoğan’a her istediğini verdi ama onun hırslarını bir türlü tatmin edemedi. Yirmi iki yıldır hep istiyor, hala da istemeye devam ediyor. Tarih hırsına hakim olamayıp milleti felakete sürükleyen liderlerin örnekleri ile dolu. Bu İslam değil, sınırsız ihtirastır.
Başa dönersek,Mansur Yavaş’a birkaç konser üzerinden vurmak isteyenler şu sorulara cevap vermeli; TRT’de program yapan sanatçılar, futbol yorumcuları ne kadar ücret alıyor?Tarihi dizilere her gösterimde ne ödeniyor? İktidar yandaşı müteahhitlerin ne kadar borcu silindi? Vatandaş bu soruların cevabını merak ediyor. Bin liralık işi yüz binliraya ihale edip aracılara milyonlar, milyarlar kazandıranlar önce bu soruların cevabını vermelidir.
Doç.Dr.Selçuk Özdağ