Göktan Ay


TBMM Sn MV’ne ve Sn. Prof. Dr. Erol ÖZVAR’a mektubumuz vardı…

YÖK’de değişim tamamlandı ve yeni isimler göreve başladı.


Sn. Başkanımız, 

YÖK’de değişim tamamlandı ve yeni isimler göreve başladı.  Daha önceki yazılarımda değişimin ancak sizi destekleyecek yeni YÖK üyelerinin atanması ile mümkün olabileceğini belirtmiştik. Bilinen kuraldır “Eski, bilinen, başarısız, çözüm yapmayan kişilerle, yeni başarılar elde edilemez.”

Alt akademisyenleri (Dr.Öğr.Üy.) ve Konservatuar Sanatçı Öğretim Elemanları’nı ilgilendiren ve mağduriyet-özlük hak kaybına sebep olan 3 sorun artık çözülerek tarihe gömülmelidir..

Derken, TBMM Milli Eğitim Komisyonunda yapılan görüşmelerde, Sn: MV’nin akademik konulara, Prof. altı akademisyenlerin sorunlarına ne kadar uzak olduğu anlaşıldı.  Komisyon toplantısında, tam bir saat, CHP’nin bir önergesinin kabul edilip edilmeyeceği tartışıldı. Hakkında iddialarına rağmen doyuruşu açıklama yapmayan Ak Parti MV, Sn. Zehra Taşkesenlioğlu’nun toplantıda sadece bir kez öz alarak; “Önce adayınızı belirleyin” demesi toplantıya damga vurdu. 

CHP ve İyi Parti’nin önergelerinin, Ak Parti ve MHP MV’nce sürekli  ret edilmesi, sadece önlerine getirilen teklifle ilgi söylemleri de etik olmadı… Kısaca “Yükseköğretim Kanununda Yapılması Düşünülen Değişiklikler” teklifinde dağ fare doğurdu.

50d’ liler 33a'lı oldu, ama 100/2000Dr.’ lar ayrı tutuldu. Oysa ülkemizin ve 207 üniversitemizin “yetişmiş insan gücüne” çok ihtiyacı var…

Prof. altı akademisyenlerinin, teklifte yer alan;

1/ Danıştay tarafından Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin “kanunilik ilkesine aykırı olduğu” gerekçesiyle “iptal edilen” çeşitli hükümlerinin kanun yoluyla yeniden düzenlenmesi teklifi,

2/ 3 Üniversitenin isimlerinin değiştirilmesi teklifi Çok fazla söylenti var),

3/ MİT bünyesinde Akademi kurulması teklifi, 

Mağdur Akademisyenleri hiç ilgilendirmiyor..

Sonuç: Eğer TBMM Genel Kurulu, gerekli değişiklikleri yapmazsa, “Mağdur Akademisyenler” bir hak elde edememiş olacak ve enerjiler boşa gitmiş olacak...”

Şimdi TBMM Sn Vekillerine ve YÖK Başkanı Sn. Erol Özvar’a yardımcı olmak için tekliflerimizi sunmak istiyoruz:

Bu konularda sizden acil destek ve çözüm bekliyoruz;

1/ Sn. Cumhurbaşkanımızın talimatları ile başlanan, sonra içeriği değiştirilen ve rayından çıkarılan 7100 sy.yasa Y.Doç.Dr.lara “tenzili rütbe” getirmiş, “özlük haklarında bir iyileşme” sağlamamış,  etik ve üreten akademisyenlere “Doç.lik kapısını” açmamış, sadece –sözlü sınavı veremeyen- birkaç akademisyenin sözlüden kurtulmasını sağlamıştır.

Bu aşamada birçok Prof. araya girerek, bu kanunun yanlış çıkması, Y.Doç.lerin yükseltilmemesi için kulis yapmış ve maalesef kazanmışlardır. Bazı Prof.lar kendilerine ait bir sınıf oluşturmakta ve alt unvanlarla olan köprüleri atarak, merdivenleri de kaldırmaktadırlar.

Bu nedenle,10 yılı dolduran ve çalışmalarıyla bilinen eski Y.Doç. yeni Dr.Öğr.Üyeleri’nin (Dr./SY.yapmış olmak şartı ile), yabancı dilden bir defalığına muaf tutularak, Dr.’larını yapmış olmak şartı ile  Y.Doç.Dr. olduğu tarih itibariyle 10 yılı dolduranların ve üretenlerin, Doç.liğe, 15 yılı dolduranların “Prof. luğa yükseltilmesi” şarttır.

Çünkü; 2006-2016 arasında, Y.Dil sorularını çalan/alan, jürileri ayarlanan, avcı dergilerde yayın yapan 5000’e yakın akademisyenin Doç., 2011’den itibaren de Prof. olduğu söylenmektedir. Bunların önünün; liyakatlı, ehliyetli ve etik Dr.Öğr.Üy.’le kesilmesi gereklidir. Akademide; liyakat ve etiklik mutlaka kazanmalıdır. Akademik barış için bu şarttır.

2/ Devlet Konservatuarı Sanatçıları için 1983 sonunda çıkarılan ve uygulamada yanlışlar yapılan 2809 sy.kan. geçici 10.md. 2.fıkrasına göre yılları yanlış hesaplanarak mağdur edilen eski Y.Doç.Dr., yeni Dr.Öğr.Üyeleri’nin, “Dr. larını yapmış” ve bu unvanı aldıktan sonra üniversitede, “15 yıl görev yapmış olmak” şartı ile müktesebi olan Prof. unvanına yükseltilmesi de şarttır. Sanatında iyi bir yere gelmiş sanatçı akademisyenler, yabancı dil nedeni ile mağdur edilmemelidir. Bu, Konservauvarlarda  kangren olmuş bir sorundur. Emeklilik için özlük hakkı ana sütü gibi helaldir ve her yönetimi bağlamaktadır.

3/ YÖK ve ÜAK üniversiteler üst kuruluşlardır. Ancak, buraya atanacakların kesinlikle akademisyen olması ve her unvandan temsilci atanması ile çözüm sağlanabilecektir. Prof. lardan oluşan kadro ile sorunlar yığılmaktadır. Genel deyimle “attan düşenin halinden, attan düşenler anlar.”

Çözüm; Dr.Öğr.Üy. ve Doç.’in sorununu kendi temsilcileri savunmalı ve rapor hazırlamalıdır. Bu nedenle YÖK ve ÜAK kapsamında bu unvanları da değerlendirmenizi, ana yapıyı değiştirecek yönetmeliği çıkarttırmanızı bekliyor, TBMM’ye sunulan “sözleşmelilerin karoya geçirilmesi” kanun teklifine eklenebilir diye düşünüyoruz.

Saygılarımızla…