Pençe -Kilit bölgesinde dokuz şehit daha verdik. İki haftada 21 şehit. "Vatan sağolsun" diyerek kimse sorumluluktan kurtulamaz.Bu acı kayıplar böyle basit sözlerle geçiştirilemez. Her şeyden önce nerede hata yaptık, nerede yanlış yapıldı sorusunun sorulması gerekir. Bütün tedbirler alınmışsa- vatan sağolsun" deme hakkınız olur.
Her tedbir alınmış mıdır sorusunun cevabını verecek olanlar, daha önce bu tür çatışmalara katılmış olan, eğitimini sahada ve teoride askerlik mesleği üzerine yapanlardır. Bu konuda yeterli tecrübe ve donanıma sahip sayısız kurmayımız var. Nedense yılları operasyonlarda geçmiş bu tip kişilere -şayet iktidara bir yakınlığı yoksa- pek rağbet edilmiyor.
Pamukoğlu'nun, Engin Alan'ın hem bölge ile ilgili hem terörle mücadelede büyük tecrübesi var. Şüphesiz başka isimler de vardır. Nedense bu isimleri pek ekranlarda göremiyoruz. CB Erdoğan başkanlığında toplantılar yapılıyor, çağrılanların çoğunun terör tecrübesi yok. Milli meselelerde kıskançlık olmaz, devlet veya iktidar yararlanabildiği herkesten yararlanmalıdır.
Terörle mücadelenin bir boyutu silahlı mücadele ise bir boyutu da siyasi mücadeledir. Örgüt'ün iddialarının çürütülmesi, propaganda imkanlarının daraltılması, dış desteklerden yararlanmasının engellenmesi gerekir. Peru AYDINLIK YOL, Sri Lanka Tamil Kaplanları terörünü bitirdi. Tamil Kaplanlarının hava, kara,deniz kuvvetleri, uçakları, gemileri vardı. Ama 2008'de kesin olarak yenilgiye uğratılarak yok edildiler. Rusya Çeçen mücahitlerini etkisizleştirdi. Her biri farklı bir yol izledi ama başarılı oldu. Bu tecrübelerden faydalanmak,bizim mücadelemizle denk düşebilecek olanlardan istifade etmek gerekir. Terörizmin her ülkede farklı nedenleri olduğu gibi benzer neden ve uygulamaları da vardır. Hiç bir tecrübe yabana atılamaz.
Şunu da unutmamak gerekir, bu karda kışta askerimiz şehit olurken mecliste bazı parti veya siyasetçilerin özerkliği, eyaletleşmeyi tartışalım türü bölme amaçlı söylemlerine izin verilmemeli, tolerans gösterilmemelidir. Onları meclise taşımak hataydı, örgütün dağda silahla yaptığını, mecliste bu tiplerin yapmasına göz yummak, bir deliği kapatıp öteki deliği açık bırakmaktır.Bugün Yargıtay'la, AYM arasındaki gerilimin arkasında da bile çokça anayasayı değiştirme hazırlığı, azca da seçilme ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılmasındaki gecikme vardır. Uluslararası hukuka göre bir kişinin cezası kesinleşmedikçe masum sayılır.(Masumiyet karinesi) Bu kabule göre bir kişi onlarca kişiyi de öldürse cezası kesinleşmedikçe masumdur. Aday olduğu zaman da -masumiyet karinesi- gereği önüne yasal bir engel çıkmamaktadır.Bu karinenin sorunlu olduğu ortadadır. Onlarca kişiyi öldürmekten yargılanan biri, hiç mahkeme görmemiş biriyle nasıl aynı kefeye konulabilir? Millet vekili seçilme ile ilgili -terör suçlarından- yargılananlar veya -üst sınırı şu kadar olan suçlardan yargılananlar berat etmedikleri müddetçe milletvekili adayı olamazlar gibi bir hüküm getirilebilir.Bunun da istismar edilebilir yanları vardır, yargı bağımsız değilse iktidarın uygun görmediği potansiyel isimler hakkında uyduruk davalar açılarak devre dışı bırakılmaları mümkün olur.
İçimiz kan ağlıyor,her şehit içimizde açılan bir yaradır.Tavizle, terör ve bölücülük önlenmez.DEM yine aynı çizgide duruyor.Asla PKK'yı göstererek bir kınama yapmıyor, adresi belirsiz kınamalarla durumu geçiştiriyor. DEM, her politikası ile mecliste bulunmayı hak etmediğini gösteriyor.Seçim kazanmak için DEM'le yapılan her işbirliği Örgüt'ün iştahını artırmaktan başka işe yaramaz. İYİ Partinin böyle bir işbirliği ihtimaline karşı siyasetini müstakilleştirmesi bu anlamda isabetli olmuştur. Bunca şehitten sonra İYİ Partinin bu tercihini sanıyorum seçmen bir defa daha düşünecektir.