Av. Meryem Türktekin


Teşekkürler Gisele Pelicot; Cesaretin ve Adaletin Sesi Oldun!

Fransa’nın Avignon kentinde görülen Gisele Pelicot davasında karar çıktı.


Fransa’nın Avignon kentinde görülen Gisele Pelicot davasında karar çıktı. 

Neydi bu dava derseniz, dünya çapında yankı uyandıran toplu bir tecavüz davasıydı.

Gisele’in hikayesi, bir kadının başına gelebilecek en korkunç olaydır. 

O, haberi olmaksızın senelerce sistematik olarak kocasının ve birçok erkeğin tecavüzüne maruz kaldı…

 

***

Kocası Dominique , bir gün markette kadınların eteğinin altının fotoğrafını çekerken yakalandı. Emniyette polis, bu şahsın telefon kayıtlarını incelerken korkunç bir suçla karşılaştı; telefondaki videolarda Dominique’in baygın bir kadına farklı farklı erkeklerle tecavüz ederken çekilmiş birçok video kaydına rastladı. Kadının kim olduğu araştırıldığında, Dominique’in kendi karısı Gisele Pelicot olduğu anlaşıldı. 

İşin en tuhaf ve korkunç olan yanı, kadının maruz kaldığı hiçbir şeyden haberinin  olmamasıydı. Bu videolar kadına gösterildiğinde Gisele gözlerine inanamadı. İnandığı tüm değerler, güvendiği herşey bir anda yerle bir oldu. Aşık olup evlendiği bu adama, çocuklar, torunlar ve 40 yıl boyunca mutlu bir evlilik vermişti. Bu nasıl olabilirdi? Böyle bir şeyi nasıl fark etmemiş olabilirdi? 

Akıl alır gibi değildi!

Kocası senelerce onu uyuşturucuyla bayıltarak internet sitelerinden ayarladığı yabancı erkekleri eve alarak ona, o erkeklerle birlikte tecavüz etmişti…

***

Bu olay ortaya çıktığında, Gisele yıllardır hafıza kaybı ve yorgunluk şikayetleri sebebiyle kocasıyla birlikte gittiği doktorların niçin başarısız olduğunu ancak o zaman anlayabildi... 

***

Gisele yaşadığı şoku atlattığında yaptığı ilk iş, çocuklarına olayı anlatmak, köpeğini ve bavulunu alarak insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, o korkunç şeylere maruz bırakıldığı evi terk etmek oldu.

Ardından boşanma davası açtı, kocası ve kendisine tecavüz eden herkes hakkında suç duyurusunda bulundu… 

Toplumun bu korkunç olayı bilmesi ve hiçbir kadının böyle bir şeye maruz kalmaması için, bu tür davalarda mağdurların hakkı olan yargılamanın gizli yürütülmesi hakkından da vazgeçerek davanın kamuoyunun ve basının takibine açılmasını istedi…

 

***

Boşanma davası, tecavüz davasının duruşması başlamadan önce sonuçlandı ve Gisele, sapık kocasının soyadını taşımaktan kurtuldu. 

Bu hafta da tecavüzle ilgili ceza davası sonuçlandı, kocası ve diğer tüm suçlular hakkettiği cezayı aldı…

 

***

Kocası Dominique mahkemede, çocukken tecavüz ve istismara maruz kaldığını, internette sohbet odalarında tanıştığı bir adamın eşini uyuşturucu ilaçlarla bayıltarak istediğini yaptığını, kendisinin de Gisele’i bayıltarak istediği şeyleri yapabileceğini söylediğini, internetin sapkınlığını tetiklediğini, ilk üç yıl boyunca Gisele'i bayıltarak sadece kendisinin tecavüz ettiğini, 2014 yılından sonra diğer erkekleri de olaya dahil ettiğini, bu erkeklerin tecavüz esnasında Gisele’in bilincinin yerinde olmadığını bildiğini, onları internette ‘Onun haberi olmadan" isimli bir sohbet odasından bulup evlerine davet ettiğini itiraf etti. 

Diğer sanıklar ise, Gisèle'e tecavüz etmek istemediklerini, sadece bilinçsiz olduğunu anlamadıkları yönünde savunma yaptılar. Ancak Gisele’nin avukatları, videoların mahkemede izletilmesini sağlayarak bu yalanları çürüttü…

***

Dava aşamasında savunma avukatlarından biri, ‘aile nasıl olur da olup bitenleri anlamaz?’ diye sorduğunda; ailenin damadı Pierre, ‘Bir tek şeyi unutuyorsunuz, hayal dahi edilemeyecek bir şeyi tahmin edemezsiniz’ dedi…

***

Haklıydı!

Hiçbir kadın, böylesine sapkın, böylesine insanlık dışı bir şeyi hayal edemez…

 

***

Gisele, 2011 yılı sonlarına doğru normalden daha çok uyumaya ve kendini yorgun hissetmeye başlamıştı. Hafta sonlarının çoğunu uykuyla uyanıklık arasında geçiriyordu. Çalıştığı için izin günlerini uyuyarak geçirmek istemiyordu ancak çoğu kez farkına dahi varmadan uyuyakalıyordu, uyandığında da ne zaman yattığını hatırlamıyordu. Hafıza kaybı yaşadığını, ölümcül bir hastalığa yakalandığı için kendisini öylesine yorgun hissettiğini sandığı ve doktor doktor dolaştığı zamanlar oldu…

 

Çünkü,

Kızının mahkemede söylediği gibi,  ‘son 20 yılın en kötü cinsel saldırganlarından biri’ ile evli olduğunu ne o, 

Ne de aileden hiç kimse bilmiyordu… 

***

Ancak beklenmeyen bir şey oldu.

Gisèle Pelicot başına gelenleri öğrendiğinde, birçok kadının maruz kalıp en yakınına bile söyleyemediği tecavüz acısını tüm dünyaya haykırdı! 

Yıllarca süren onurlu bir mücadele sonucunda, tecavüz olayında utancın mağdura değil, karşı tarafa ait olduğunu tüm dünyanın gözleri önüne koydu…

***

Davada yer alan sanıklar arasında kimler yoktu ki…

Fransız toplumunun hemen hemen her kesiminden erkekler vardı…

Toplam 71 sanıktan 21’inin kimliği ve mesleği ise tespit edilemediği halde, 

Gazeteciden, itfaiyeciye, DJ’den, tır şoförüne, askerden ve güvenlik görevlisine kadar hemen herkes vardı…

 

***

Dolayısıyla bu dava yalnızca Fransa’nın değil, tüm toplumların;

- Erkek egemen kültürün ve riyakarlığın sonuçlarıyla yüzleşmesi gerektiğini, 

- Sadece suçluların değil, bu suçlara göz yumanların da hesaba katılması gerektiğini,

- Hukukun taciz ve tecavüz suçlarına nasıl yaklaşması gerektiğini,

Ayan beyan ortaya koydu…

 

***

Tecavüz, sadece fiziksel bir saldırı değildir. 

Bir insanın özgürlüğüne, haklarına ve onuruna yönelik çok büyük bir saldırıdır! 

Ancak dünyada hala, tecavüzün insan hakları ihlali teşkil eden bir suç olduğuna dair büyük bir farkındalık eksikliği vardır. 

 

***

Gisele Pelicot davası, iyi ve kötü ayrımının yapılmadığı bir toplumda insan haklarının ne denli risk altında olduğunu ortaya koymuştur. 

Ayrıca hukukun ve toplumsal bilinçlenmenin ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştur.

Buna rağmen başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede kadınların insan haklarının korunması adına yeterli adımlar atılmamaktadır. 

Oysa kadın haklarının korunması adına atılacak her bir adım, yalnız mağdurları değil, toplumları da iyileştirecek bir etki yaratacaktır. 

Dolayısıyla tüm toplumlar, cinsel şiddetle mücadele etmek, bu tür suçları örtbas etmek yerine, görünür kılmak ve adaletin en sert şekilde tecelli etmesini sağlamak zorundadır.

 

***

Sonuç olarak Türk kadınları adına;

Kadın mücadelesine sunduğu katkıdan dolayı Gisele Pelicot’a teşekkür ediyor, onu gönülden kutluyorum.

Bu cesur kadın, mahkeme sürecinde gösterdiği kararlılık ve adalet arayışıyla, dünyadaki tüm kadınlara cesaret aşılamıştır.

Gisele Pelicot gibi, acısıyla, mücadelesiyle, önderliğiyle yahut direnişiyle, biz kadınlarda   mücadele azmi ve bilinci yaratan gelmiş geçmiş tüm kadınları saygıyla selamlıyorum. 

Adaletin peşinden gitmek, sadece hak sahibinin mağduriyetini gidermekle kalmaz, aynı zamanda tüm insanlığı daha adaletli bir geleceğe taşır...

 

Kaynak; https://www.bbc.com/turkce

             https://t24.com.tr/haber/gisele-pelicot-toplu-tecavuz-davası