Erdoğan-Trump görüşmesine, görüşmeye Trump'ın övgüleri damga vurmuş, Erdoğan'ı yere göğe sığdıramamıştı. Ona göre, Erdoğan sert ve yakın zamandaki çatışmalarda çok başarılı işler yapan biriydi. Kendisi de genelde sert insanları sevdiğini söyleyerek övgülerini sürdürmüştü.
Yandaş basın, bu övgüler Erdoğan'ın omuzlarına yeni yıldızlar eklemek için kullanıldı.
Aynı övgüler herhangi bir muhalefet lideri için kullanılsaydı aynı medya muhtemelen o siyasetçiyi yerden yere vuracak -iş birlikçi- olarak kodlayacaktı.
Oysa bu tür övgü ve yergilere ihtiyatla yaklaşmak lazım. Tiranların kitabında kendilerinden başkasına övgü yoktur. Çünkü kendileri en büyüktür, yeryüzünün tanrılığı onlara verilmiştir, etrafındakilerle ilişkileri kulluk mabutluk ilişkisidir, herkesten bir nevi kulluk beklerler. Yapılan övgüler de, kulluğa teşvik içindir, biraz daha eğmek biraz daha teslim almak hedeflenir.
ABD'nin Latin Amerika'daki devletlere yönelik politikası böyle örneklerle doludur. ABD'nin Ekvator, Nikaragua,Dominik Cumhuriyeti ve El Salvador gibi ülkelere yönelik politikası kul olanı övmek, olmayanı dövmek, hatta yok etmek üzerine kuruludur.
Herhalde en çarpıcı örnek, Dominik Cumhuriyetinde, 1930 yılında askeri bir darbe ile yönetimi ele geçiren Rafael Trujillo'nun durumudur. Trujillo, kurduğu diktatörlükle Domink'i barbarca yönetti. On binlerce insanı katletti. Sadece 1937'de bir ay içinde 20 bin Haitiliyi yok etti. O kan dökerken ABD'li yetkililer, Trujillo için,"Dominik Cumhuriyetinin mimarı,ilerlemesinin gerçek aktörü " diyor,sırtını sıvazlıyorlardı. 30 yıl onu bütün güçleri ile desteklediler. Ancak 1950'li yılların sonuna geldiğinde Trujillo'nun yolsuzlukları ayyuka çıkmış, beşinci özgürlüğe zarar vermeye başlamıştı. Zira Trujillo ekonominin dörtte üçünü kendi çıkarları için ele geçirmiş,ABD'li yatırımcılara alan bırakmamıştı. Bu ABD için katlanılmaz bir durumdu, çünkü beşinci özgürlüğe zarar vermeye başlamıştı.
Peki neydi bu beşinci özgürlük?
Roosevelt 1941 tarihli ünlü konuşmasında dört özgürlükten bahsetmişti.Bunları;ifade Özgürlüğü, İbadet Özgürlüğü, Yoksulluktan Kurtulma Özgürlüğü ve Korkudan Kurtulma Özgürlüğüydü.. Sonradan buna beşinci bir özgürlük eklendi, bu ABD'nin güvenliği bağlamında Komünizme, teröre karşı, kendini savunma özgürlüğü adı alında aslında çevre ülkelere müdahale etme özgürlüğüydü. Bir ülkenin kaynaklarını millileştirip mesela yabancı yatırımcılara kapatması bu özgürlüğün ihlali anlamına geliyor, ABD bu doktrine dayanarak o ülkeye müdahale edebiliyordu.
Yukarıda sayılan ülkeler farklı tarihlerde bu müdahalelere maruz kaldılar. 1916'da ülke ABD deniz piyadelerinin işgali altındayken Haitililerin sunduğu bir anayasa taslağında, Haiti topraklarının yabancılara,yani ABD'li yatırımcılara devredilmesini yasaklayan maddeler vardı. ABD Dışişleri bakanlığı bu taslağı,"" içinde gerici maddeler var" diyerek reddetti. İşgalci ABD, bu tür maddeleri eleyerek yeni bir anayasa hazırlayıp Haitililere dayattı. Sonraları Roosevelt, Haiti anayasasını bizzat kendisinin yazdığını söyleyerek, övünecekti.
Tam 31 yıl ülkesini demir yumrukla yöneten Trujillo, ABD'nin çıkarları için tehdit oluşturmaya başlayınca 1961 yılında CIA kaynaklı bir suikastla ortadan kaldırıldı. Oysa Dominik'in kaynaklarının sömürüldüğü yıllar boyunca Trujillo en uç övgülere mazhar olan bir liderdi.
Trujillo'dan sonra,1962'de Dominik Cumhuriyetinde ilk defa demokratik seçimler yapıldı. Juan Bosc başkan seçildi. ABD Bosch'un kendi kadrosunu kurmasını engelledi, ordudaki Trujillo yanlısı subayların tasfiyesini önledi. Bosch'u zayıflatmak için bütün imkanlarını seferber etti. Çünkü Bosch, beşinci özgürlüğü tehdit eden vaatlerde bulunmuş, ülke kaynaklarına sahip çıkacağını söylemişti. Bosch, engellemeler yüzünden beklentilere cevap veremeyip, huzursuzluklar artınca 1963'te ABD destekli bir darbe ile devrilecekti.(N.Chomsky,Managua Dersleri, S.108-112)
Trujillo örneği, ABD övgüsüne nasıl bakmamız gerektiği hususunda çarpıcı bir örnektir. ABD'nin, önce övüp, faydalanma imkanı kalmayınca da denklem dışına ittiği onlarca örnek gösterilebilir. Onun için Trump'ın övgüleri kimsenin başını dolandırmamalıdır. Ülkeyi yönetenlerin de bu cömert övgülerin arkasındaki emperyal iştahın farkında olduğunu düşünüyorum. ABD'nin megaloman başkanı birini övüyorsa bu sadece kendi siyasi hedefleri ve ABD'nin çıkarları içindir.Bundan bizim adımıza bir kazanç çıkarılamaz.
