Göktan Ay


Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Toplantısında Sn. Erdoğan Ne Dedi?..(1)

Taslak hazırlandı, bir haftalık görüşe açıldı, görüşler alındı, söylendiğine göre bir haftada 67 bin 284 görüş okundu değerlendirildi ve son şekil verildi.


 

Taslak hazırlandı, bir haftalık görüşe açıldı, görüşler alındı, söylendiğine göre bir haftada 67 bin 284 görüş okundu değerlendirildi ve son şekil verildi.

Sn. Cumhurbaşkanımızın konuşmasını görüşlerimizle sunmak istiyoruz;

ERDOĞAN: "Yeni maarif modelimizin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bundan 21 yıl evvel Türkiye'ye hizmet yolculuğumuza başladığımızda 4 önceliğimizden birinin eğitim olacağını söyledik ve bu sözümüzü yerine getirdik. Her yıl bütçede aslan payını eğitim için ayırdık. Bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da geleneği bozmayıp 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime ayırdık. Derslik başına düşen öğrenci sayısını ilk öğretimde 23'e, ortaöğretimde ise 22'ye indirdik.

AY: Doğru, Sn. Erdoğan döneminde eğitime gerçekten ağırlık verildi, bütçe ayrıldı. Ama, çok artan özel okullar/kolejler ile devlet-özel uçurumu çok açıldı. Ve 22 yılda; 9 Bakan, 9 ayrı kadro, 9 ayrı sistem istenen başarıya engel oldu. 

ERDOĞAN: Geride bıraktığımız 1 yılda 13 bin 715 yeni dersliği ülkemize kazandırdık. Cumhuriyet tarihimizin en fazla öğretmen atamasını yapan hükümetiyiz. Tek seferde 45 bin öğretmeni öğrencileriyle buluşturduk. Bu sene atayacağımız 20 bin öğretmenle eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz.

AY: Öğretmen atamasında yanlış uygulamalar da oldu. Mesela ücretli öğretmenlik? Olmamalıdır. Öğretmen atamalarının aylardır sürüncemede bırakılması, beklenti yaratılması ve sonra da 20 bin gibi komik bir rakam açıklanması iyi olmadı. Ama ekonomi izin vermiyor. 

ERDOĞAN: Aile konusu son günlerde altını çizdiğim üzere bizim için hayati öneme sahiptir. Çocuklar küresel kültürün dayatmalarına maruz kalıyor. Bunların en başında cinsiyetsizleştirme projeleri var. Çizgi filmlerden sinema yapımlarına pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor. Hep beraber el ele vererek küresel cinsiyetsizleştirmeyle mücadele edeceğimize inanıyorum.

AY: Bu konu maalesef iletişim araçlarının çoğalması ile ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. Ama, Aile Bakanlığı’nın yeterli olmadığını düşünüyoruz. Aile Bak.-İçişleri Bak.-MEB birlikte hareket etmelidir.

ERDOĞAN: Dünya değişirken Türkiye nasıl aynı kalmıyorsa, eğitim sistemimizin de yerinde sayması beklenemez. Burada önemli olan yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamaktır. Maziden atiye köprü kuran özgün bir anlayışla sürecin yönetilmesi gerekiyor. Eğitim sistemimiz eskiden daha çok ezbere dayanıyordu.

AY: Köklerden kopmadan gelişmek çok önemlidir. Keşke, Ak Parti 2002’de iktidara gelince “köye hem bir öğretmen hem de modern üretim araçları ve tarım yöntemleri sağlamak ve eğitimin mali yükünü hafifletmektir” amacı ile kurulan Köy Enstitüleri benzeri bir yapıyı ortaya çıkarabilseydi. Bu enstitülerde; Öğretmenler köylülere hem örgün eğitim verdi, okuma yazma ve temel bilgileri kazandırdı hem de modern ve ilmi tarım tekniklerini, müzik ve sanatı öğretti.

ERDOĞAN:  Bu ülkenin çocuklarıyla inanç değerleri arasına kimsenin girmesine izin vermeyiz. Eski Türkiye alışkanlıklarına müsaade etmeyeceğiz. Pedagojik değil tamamen ideolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkanları kendilerini sorgulamaya davet ediyorum. Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan bir an önce vazgeçin. Türkiye'nin gözden çıkarabileceği tek bir evladı yoktur. İdeolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkmayın. Sadece ön yargılarla yeni modelimize karşı çıkanların yapıcı davranmasını ümit ediyorum.

AY: Bu söylemden görüş veren 67 bin 284 eğitimci suçlanmış gibi anlaşılabilir. Elbette inanç, kişilerin özgür alanıdır. Ancak, taslak için yazı yazan eğitimcilerin/köşe yazarlarının da ideolojik olarak taslağa karşı çıktıklarını söylemek çok zor. Çünkü çoğunu okuma şansı bulduk.

ERDOĞAN:  Maarif modeli milletimizin tarihini, kültürünü merkeze alan bir bakış açısıyla hazırlandı. Model uluslararası standartlarda. Amaç kendisi ve toplumla barışık, bilge, özgür birey yetiştirmek. Öğrencilerin bilim ve teknolojinin değil aynı zamanda tasarlayıcısı, üreticisi olması hedeflenmiştir. Yeni müfredatımızla öğrencilerimizin milli, manevi değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran şahsiyetler olarak yetiştirilmesini hedefliyoruz. Çocuklarımızı demokrasiye, cumhuriyete, bizi millet olarak bir arada tutan temel değerlere sahip çıkan bireyler olarak geleceğe hazırlamayı hedefliyoruz. PİSA sonuçlarını yeterli görmesek de son dönemlerde biz yükselişteyiz."

AY: Sn. Cumhurbaşkanımız, keşke bu kadar savunmasaydı...Çünkü, eğitim paydaşlarından 67 bin 284 görüş ve öneri gelmesi, taslağın 10 yıldır hazırladığı söylenen kurulca eksik yazıldığını gösterdi. Bu görüşlerin ne kadarı değerlendirildi?/mi?) bilinmiyor. O zaman 9. Bakanda standart yakalanmış oluyor. 8 Bakan iş yapmamış...Haklarında “görev ihmali” ile soruşturma açılsa yeridir.

Modelin; “Amaç kendisi ve toplumla barışık, bilge, özgür birey yetiştirmek.” bölümü ilginç, çoğu üniversitenin amaçlarında yazar, ama uygulama şansı çok az bulur. O nedenle “yazılanların” değil, “uygulananların” önemli ve geçerli olduğunu düşünmekteyim.

Ayrıca, bir önceki  MEB Bakanı Sn. Prof. Dr. Mahmut Özer ve ekibinin

hazırladığı ÖMK için de Sn. Cumhurbaşkanımız üye olarak katıldığımız son Şura'da benzer sözler söylemiş, reform demişti. Ama, 9. Bakan Sn. Yusuf Tekin onu da beğenmedi, Eğitim Fakültelerine çok eleştirdi, Milli Eğitim Akademisi kuracağım” dedi yine ses gelmedi, şimdi de ÖMK'yı da değiştiriyor. Vallahi Sn. Cumhurbaşkanımızın yerinde olmak istemem. Her atadığını savunmak zorunda kalıyor. Ama, hakkını yemeyelim görevden alıncaya kadar!

Pazartesi günü devam edecek: Bakan Sn. Yusuf Tekin ne dedi?