Ahmet Rauf Akay


YENİ ANAYASA,OTOKRASİ VE MİLLİYETÇİLİK

AKP/MHP’nin yeni anayasa hamlesi vatandaşta heyecan uyandırmadı. Çünkü Erdoğan ile Bahçeli dışında kimsenin gündeminde yeni anayasa yok.


AKP/MHP’nin yeni anayasa hamlesi  vatandaşta heyecan uyandırmadı. Çünkü Erdoğan ile Bahçeli dışında kimsenin gündeminde yeni anayasa yok. 

Enflasyonun Everest dağını aştığı, kiraların tavan yaptığı, rüşvet ve yolsuzluğun ekonominin bir parçası haline geldiği bir ülkede kimse anayasayı düşünmez. 

Yeni anayasa, enflasyonu düşürecek mi, vatandaşı içerisinde bulunduğu sefaletten kurtaracak mı? Bu soruların cevabı –hayır- olduğuna göre vatandaş onu niçin  anayasayı gündemine alsın? 

Yeni anayasa asıl Erdoğan’ın sorunu, ülkeyi 22 yıl yönetmek yetmiyormuş gibi –ölene kadar- yönetmek istiyor. Mevcut anayasaya göre Erdoğan bir daha aday olamayacağına göre, bunu sağlamak için yeni bir anayasa çıkarmak gerekiyor. Birinci hedef bu. Buna Bahçeli’den bir itiraz geleceğini sanmıyorum. 

İkinci hedef, milletin çeşitliliğini anayasaya yansıtmak. Yani tek millet yerine devleti bir kabileler konfederasyonuna çevirmek. Bu uçuk bir iddia değil. Bu konu ile ilgili bilgiler İrfan SÖNMEZ’in “Kayıp Barış” isimli kitabı ile internette var. Oslo görüşmelerinin deşifre edilen bir bölümünde şu sıralar parlatılmaya çalışılan Hakan Fidan’ın Erdoğan adına PKK’ya verdiği sözler ortada duruyor. Süreç tamamlansaydı, merkezin birçok yetkisi yerele devredilecek, önce  yetkiler valilere,  vatandaş alıştırıldıktan sonra belediye başkanlarına devredilecek, belediye başkanları bir nevi ilin başbakanı olacaktı. Her belediye istediği dilde eğitim yapacak, kendi polis teşkilatını kuracak, dış politika ve savunma dışında bağımsız olacaktı. Yani şu kutsal vatan etnik gruplar arasında paylaşılacaktı. Üstelik Hakan Fidan bu teklifi yaparken Öcalan’ı neredeyse filozof mertebesine çıkarıyor, önerilerin o tarihte Başbakan olan Erdoğan’ın görüşleri olduğunu söylüyor, kendisinin de bu görüşlere katıldığını ifade ediyordu. Böyle bir girişime Bahçeli rıza gösterir mi? Göstermemesini umuyorum. Ancak Öcalan’ın idamındaki tavrı ve önceki yerel seçimlerde Öcalan kardeşlerin TV’lere çıkarılmasına itiraz etmemesi, hatta desteklediği, Erdoğan’a “liderimiz”  dediği düşünüldüğünde ümitvar olmak çok mümkün görünmüyor. Çünkü MHP jargonunda, birine liderimiz denildi mi, artık, lider, teşkilat, doktrin eleştirilmez! 

Bugün ülkenin asıl büyük ihtiyacı, –milliyetçi, demokrat, hukukun üstünlüğünü savunan, çağdaş eğilimlere duyarlı- bir muhalefetin olmayışıdır. MHP elbette milliyetçi bir parti, tabanının milli duyarlılıkları yüksek ama Bahçeli’nin izlediği politika milliyetçi bir politika değil. Onun siyaset tarzını değerlendirirken rahmetli Türkeş’in “MİT’tir” iddiası hiçbir zaman gözden ırak tutulmamalıdır. MHP lideri milliyetçilik mi yapıyor, MİT’çilik mi yapıyor? Hangisi hangisinin önünde? bunu değerlendirmek bize değil, onun peşinden gözü kapalı gidenlere düşer. Bir kişi 27 yıl bir partinin başında olur da altı çizilecek tek bir lafı olmaz mı?  Bu durumu çerçeveleyen bir hadiste Allah resulü şöyle der: ”Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin” 

Elbette İYİ Parti’de milliyetçi refleksleri güçlü bir parti. Sn Akşener’in genel seçimlerden sonra “bundan sonra tek başımıza seçimlere gireceğiz” tavrı bu refleksten kaynaklanıyor. Yerel seçimler İYİ Parti seçmeninin giderek CHP’lileştiğini ve çıkış ve kuruluş iddialarından uzaklaştığını gösterdi. Nitekim alanda, “arkanızda HDP var” sorusu milliyetçi seçmen tarafından, “niçin masadan kalktınız” sorusu, Erdoğan karşıtlığı parti sadakatini aşan ve giderek CHP’lileşen seçmen tarafından soruldu. 

Milli devletin tasfiye edildiği, federalizme geçilen yerlerde önce milliyetçilik etkisizleştirilmiştir. Çünkü milli devletin koruyucu kalkanı milliyetçiliktir. Onun tasfiye edildiği yerde ulus/milli-devlet korumasız kalır. Ülkeyi adım adım felakete götüren ve artık ekonomik krizi de çözemeyeceği anlaşılan bu yönetimden kurtulmanın ve onu frenlemenin yolu milliyetçiliktir. Milliyetçilik, millete dayandığı için demokrattır, otokrasiye, tek adam yönetimine asla cevaz vermez. Yeni anayasaya destek olmak, hem milli devletten hem de milliyetçilikten vazgeçmektir.  Milliyetçiliğe, ümmet perdesi altında  kabileciliğin kendini çok güçlü hissettiği  en çok şimdi ihtiyacımız var.