Ahmet Rauf Akay


YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ VE TEREDDÜTLER

2013 başlarından 2015 ortalarına kadar süren çözüm sürecinde, bazıları içlerinde sakladıkları düşüncelerini faş etmişler, Apo’yu göklere çıkarmışlardı.


2013 başlarından 2015 ortalarına kadar süren çözüm sürecinde, bazıları içlerinde sakladıkları düşüncelerini faş etmişler, Apo’yu göklere çıkarmışlardı.
Şimdi ikinci bir çözüm denenirken bunları hatırlamakta fayda var. Zira masanın etrafında oturan veya onların alkışçılarını anlamadan,nereye götürüldüğümüzü anlamak da mümkün değil. Bazıları şunları söylemişti:
-Beşir Atalay: Öcalanın mesajları bizim de düşüncemiz .
-Yasin Aktay: Öcalan dünyanın geleceğini çok iyi okuyor.( bu zat salavat-ı Şerife Erdoğan’ın ismini de eklemişti.)
-Hilal Kaplan: Türkler jitem’in terör örgütü olduğunu kabul etsin o zaman Kürtler de PKK’nın terör örgütü olduğunu kabul eder, sarı, kırmızı, yeşil- sarı, kırmızı, yeşil.
-Cem Küçük: Öcalan olmasaydı şimdi çoktan kan gövdeyi götürürdü.
-Emre Aköz:PKK terör örgütü değildir, Öcalan’a terörist demek denize göl demektir.
-Orhan Miroğlu: PKK ve IŞİD terör örgütü değildir, politik hareketlerdir.
-Nihal Bengisu Karaca:Bebek katili denilen Öcalan bize geleceği gösterdi.
-Yiğit Bulut:Öcalan, Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü açıyor.
-Yalçın Akdoğan:Öcalan, olayları okuma kabiliyetine ve tecrübesine sahip,
-Etyen Mahcupyan:
Öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var, nadir insanlardan biri.
AKP ile iltisaklı olup Öcalan güzellemesi yapan daha birçok isim var. Hakan Fidan da Erdoğan’ı temsilen katıldığı Oslo görüşmelerinde;
Öcalan’ı öve öve bitirememişti.
Gelişmeleri anlamak için aynı ekibin Türklükle ilgili düşüncelerine de bakmakta fayda var.
-Mehmet Metiner: Kahrolsun Türkçülük.
-Abdullah Gül: Türklük şart değil.
-Aziz Babuşçu: AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk.
-Mehmet Şimşek: Arap kökümüze dönmeliyiz.
-Yasin Aktay: Türk diye bir ırk yok.
-R.T.Erdoğan: AKP’nin kitabında Türklük yok.
-Ahmet Davutoğlu: Türklük anayasadan çıkacak.
-Mustafa Şen:Suriyelilere sordum: Önce bizden önce gelenler geldikleri yere gitsin dediler.( yani Türkler Orta Asya’ya gitsin)
Yeni saçılım süreci, Öcalan’a toleransla bakan, bir kısmı PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen, Türklükle problemli kadrolar tarafından yürütülüyor. PKK’nın bile diyemediği “ Türk yok” lafını kolayca söyleyebiliyorlar. İlk süreçte de pazarlıklar ana dilde eğitim, özerklik ve vatandaşlığın tanımı üzerine olmuştu. Karşılığında ise Erdoğan Cumhurbaşkanlığını alacak muradına erecekti.Demirtaş, “seni CB yapmayacağız”diyince ve Suruç’ta iki polisimiz şehit edilince süreç bitmişti.
Şimdi,hendek terörü ile yüzlerce şehide mal olan aynı süreç yeniden deneniyor. Mesele terörü bitirmek midir yoksa  bu motivasyonla Erdoğan’ın bir daha seçilmesi midir bilemiyoruz. Bildiğimiz Erdoğan’ın bir daha seçilmek için DEM Partinin desteğine ihtiyacı olduğudur. Bahçeli, Erdoğan bir daha seçilmeli dediğine göre, pazarlıkların böyle bir boyutunun olduğunu düşünmek abes kaçmaz.
Güya,Apo,silah bırakma çağrısı yapacak her şey bitecek. Millete anlatılan bu. Oysa medyada görüşmelerin yaklaşık bir yıldır sürdüğü iddia ediliyor. Bir yıl boyunca sadece Apo’nun silah bırakma çağrısının konuşulduğuna inanmak için kör ve sağır olmak gerekir. Hepimiz elbette Örgütün silah bırakmasından yanayız. Ancak bu, üniter yapıdan ve milli bütünlüğümüze zarar verecek tavizler vererek olmaz.Hele binlerce insanın ölümüne neden olmuş bir caniye prestij kazandırarak hiç olmaz.
Yenilen bir örgütle -memleket meseleleri-pazarlık konusu edilemez-sadece silah bırakma ve silah bırakanların kaderi konuşulur. Lakin
PKK ile masa kuranların bazılarının düşüncelerine bakıldığında görüşmelerin bu çerçevede kalacağına inanmak çok zor.
Verdiğim örnekler bu zihniyetle bir milletin hukukunun kimlik ve onurunun  korunup korunmayacağını şüpheli hale getiriyor.Sorun sadece Öcalan’a biçilen - barış güvercini- misyonu değil, sorun  bu kadronun PKK,Öcalan ve Türklükle ilgili düşünceleridir. Bizi ve Türk milletini endişelendiren de budur! Önceki Süreçte adeta devlet silah bırakmış, PKK ise şehirleri silahla doldurmuştu. Bir defa daha aynı acıları, hayal kırıklıklarını yaşamak istemiyoruz.