Ulaş Salih Özdemir

Tarih: 24.01.2025 10:07

YENİ KİTABIMIZ SİZ HİÇ KANSER OLDUNUZ MU?

Facebook Twitter Linked-in

Yeni kitabım "Siz Hiç Kanser Oldunuz Mu? yakın zaman da ulusal anlamda tüm ülke sathında yayınlanacak. Ben de köşe yazılarımı okuyan siz değerli okuyucularıma küçük paşalar sunmaya çalıştım.

Rabbim muvaffakiyetler nasip eyler inşâallah.

##

Sabahın erken saatleri... 

Kayseri Erciyes Üniversitesi’nin uzun ve soğuk koridorlarında yürüyorum. Ayak seslerim, o steril ortamda yankılanıyor.

Ama kulağıma daha çok kalp atışlarınızın hızlanan ritmi gibi geliyor. 

Elimdeki kâğıda sıkıca tutunmuşum, sanki onu bırakacak olsam tüm kontrolümü kaybedecek gibiyim.

Dosyanın üzerinde “Kolonoskopi” yazan o kelime, bir süredir hayatımı çevreleyen korkunun adını koyuyor.

Koridorun sonunda, beyaz önlüklü hemşire beni çağırıyor. Yüzünde profesyonel bir gülümseme var.

Ama bu bile sizi rahatlatmaya yetmiyor. O riyakar bakışı bir çırpıda süzüyorsunuz.

“Buyurun, sizi hazırlayalım,” diyor. 

Hazırlık odasına alındığınızda, vücudunuzun her bir hücresinin tetikte olduğunu hissediyorsunuz.

Steril yatak, hastane kokusu, beyaz floresan ışıklarının göz alıcı soğukluğu... 

Her şey, bu anı daha da gerçek kılıyor.

Size verilen mavi hastane kıyafetlerini giyerken, odanın köşesinde asılı duran aynada kendinizi görüyorsunuz. O anda, aynadaki yansımanız size yabancı geliyor. Sanki o kişi siz değilmişsiniz de, başka birinin hayatına yanlışlıkla dahil olmuşsunuz gibi. Ama buradasınız ve bu gerçek hem de çok gerçek bir süreç.

Sedye üzerinde yatarken, hemşire elinize damar yolu açıyor. Serumun soğukluğu bile içten içe titremeye başlamanıza yetiyor. Ardından, sizi işlem odasına götürmek için itiyorlar. Koridordan geçerken tavandaki ışıklar birer birer üzerinizden geçiyor, her biri zihninizde birer düşünce gibi belirip kayboluyor: 

“Ya kötü bir şey söylerlerse? 

Ya hayatım değişirse?”

Ya kansersin derlerse?”

Kolonoskopi odasına vardığınızda, soğuk bir makineler ve ekranlardan mütevellit bir sessizliğin içinde buluyorsunuz kendinizi. Doktor size durumu açıklarken, söylediklerinden çok ses tonunu dinliyorsunuz. 

Soğukkanlılığı sizi daha da korkutuyor. “Endişelenmeyin, sadece rutine uygun bir işlem,” diyor. 

Ama içinizdeki ses, “Ya rutin değilse?” diye fısıldıyor.

Sedye üzerinde sırtüstü yatarken, yqn odadaki MR makinelerin monoton sesleri zihninizde yankılanıyor. 

Hemşire anesteziyi damarınıza verirken, o keskin, kimyasal kokuyu burun deliklerinizde hissediyorsunuz. 

Gözleriniz yavaşça kapanmaya başlıyor.

Eşhedü diyorsunuz.

Gerisini telafuz edemiyorsunuz. Gözleriniz kapanmadan önce tavandaki beyaz ışığa bir kez daha bakıyorsunuz.

Bu, her şeyin aynı kaldığı son an gibi hissediliyor.

Kendinize geldiğinizde, işlem bitmiş, ama cevaplar henüz verilmemiştir. Gözlerinizi açtığınızda ilk gördüğünüz şey, başucunuzda duran doktor oluyor. 

Suratında bir ciddiyet var

Ama bunu henüz çözümleyemiyorsunuz. Yanınıza oturuyor ve elindeki raporlara bir göz atıyor. Ardından, gözlerini size çeviriyor ve birkaç saniye boyunca sessiz kalıyor. 

Bu sessizlik, sanki ömrünüzün en uzun birkaç saniyesi gibi geliyor.

Geçmek bilmeyen aylar gibi.

Sonunda konuşmaya başlıyor: 

“Sonuçlarınızı inceledik. Size söylemem gereken bir şey var...” 

Bu cümleyle birlikte, kalbiniz bir an için duracak gibi hissediyorsunuz. Boğazınız düğümleniyor, nefes almayı unutuyorsunuz. Zaman durmuş gibi, sadece o anın içinde sıkışıp kalıyorsunuz.

“Sizin kolonunuzda kötü huylu bir tümör tespit ettik. Maalesef, bu kanser gibi duruyor. Lakin nihayi sonucu patoji sonumda ögreniriz. Ama herhalükarda sonuç ne olursa olsun ufukta amaliyat gözüküyor.”

O anda dünya üzerinize çöker.

Doktorun sesi bir anda uzaklaşır, odanın içinde yankılanıyormuş gibi gelir. Etrafınızdaki her şey bulanıklaşır; gözleriniz açık olsa bile hiçbir şeyi net göremiyorsunuz. Kalbiniz hızlı hızlı atıyor, ama bu atışlar kulağınızda yankılanan bir gürültüden ibaret. Doktor bir şeyler anlatmaya devam ediyor, “Tedavi seçeneklerimiz var... 

Allah’tan u.ut kesilmez erken teşhis önemli. Ayrıca siz genç bir hastasınız.

Yaşınız 21…

Futbolcusunuz direnir bu isin üstesinden Evelallah gelirsiniz.” 

Ama hiçbir kelimeyi tam olarak anlamıyorsunuz.


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —