Mızrap hüzzamda gezer, ney efkâra dem tutar
Ve hazan mevsiminde beni bir elem tutar.
Kıymeti bilinmeyen, nîmet olsa da zaman,
Hayâtın parmakları Mahşer’e kalem tutar.
Her nefeste mezara bir adım yaklaşırken,
Dizde derman tükenir, sevenler mâtem tutar.
Nefsine meyletse de bu dünyaya gelenler,
Kul, bütün günâhına Settâr’ı hakem tutar.
Yol vardır küfre giden her bir günah içinde,
“Sırât-ı Müstakim”de beni seccadem tutar.
Elest Meclisi’ndeki “Kâlû Belâ” aşkına,
Hakk’ı tesbih ederken kirpiklerim nem tutar.
Bir türlü anlatamam yüreğimin sesini,
Ehl-i dil, “Allah!” diyen nabzımı her dem tutar.
“Lâle”nin nusretiyle gönül müheyyâ olur,
Aşkın derûnundaki sırrı muhteşem tutar.
İlâhî sevdâ ile mayalansa kalbimiz,
Seherde yanakları “Gül” kokan şebnem tutar.
Yıllar yaprak dökerken GÜNEŞ zevâle döner,
Hakk yolunda yolcuyu yoldaki özlem tutar.
Bir ömrü yudumlayıp, Sen’den Sana gelirken,
İnş’Allah elimizden Resûl-i Ekrem tutar.
Dr. Mehmet GÜNEŞ'in kaleminden