Ali İhsan Dilmen


YÜCELİK ÜZERİNE..

Bize benzer toplumlarda liderlere verilen önem pek fazladır, fazladır dediğime bakmayın siz aslında farkında olsak da olmasak da "tapınma" düzeyindedir.


Bize benzer toplumlarda liderlere verilen önem pek fazladır, fazladır dediğime bakmayın siz aslında farkında olsak da olmasak da "tapınma" düzeyindedir.

Sanırım bunun nedeni kendimize duyduğumuz güven eksikliğinden..

Bir şeyleri bilmek ve o bilgiyle irade ortaya koymak sorumluluk ve özgüven gerektirir.

Yirmi bir yıldır ülkeyi yöneten kişinin her dediğinde ve yaptığında "keramet" aramak da bu sebepten kaynaklanıyor olsa gerek..

Bu kadar kısa zaman aralığında kendini yalanlayan bir kişinin yaptıklarında "doğruluk" aramanın akılla izah edilir bir tarafı olamaz.

İnanın bu çelişkileri ortaya koyan kişi bile "kerameti kendinden menkul" bu tutumlarını eğer kendinde "ilahi güç" vehmetmiyorsa/görmüyorsa kendisi bile izah edemez.

Ama "sevenleri" izah eder..

Bir de onun gücünün etrafında dolaşarak o güçten nemalanan "kurnazlar" izah etmeye, gerekçeler üretmeye çalışırlar.

Zira şahsi çıkarları, o gücün yanında olmayı "akıllı olmakla" izaha uygun düşer..

Oysa kral çıplaktır ve kral hergün halkına yalan söylemekte, bir önceki yaptıklarını düzeltmek için halktan ve rakiplerinden destek istemektedir.

Ne yapsın zavallı, kendinden başka hiçbir kişi ve kurumun bozduğu düzeni düzeltemeyeceğini istemese, hoşuna gitmese de karşı karşıyadır.

Etrafında bulunan çıkar odaklı dalkavuklar ve medya şempanzelerin övgülerinin gerçek olduğuna o da inanmıştır ve bu inanmışlıkla kendinde bir "yücelik,ululuk,vazgeçilmezlik" vehmetmektedir.

Ve elde ettiği gücün şatafatı içinde şımarmaktadır.

Kendisinin üstün bir ruha sahip olduğunu inanmakta, kendisinin dışındakileri "böcek muamelesi" yapmayı kendisine hak görmektedir.

Büyüklük ve İnsancalık üzerine Montaigne Denemelerinde "Şan ve şerefe ermenin en kestirme yolu, şan ve şeref için yaptığımızı kendi vicdanımızın buyruğuyla yapmaktır. Büyük İskender'in değeri bence, o parlak yaşayışı içinde Sokrates'in düşkün ve sönük bir yaşayışı içindeki değeri yanında bir hayli cılız kalıyor. Düşüncem Sokrates'i İskender'in koyabiliyor rahatlıkla, ama İskender'i onun yerinde düşünemiyorum.

İskender'i ne yapmayı bildiğini sorsalar:" Dünyayı boyun eğdirmesini bilirim," der;Sokrates ise insan yaşantısını/hayatını doğal niteliğine uygun olarak yönetmesini bildiğini söyler.

Bu bilim daha ağır basan, daha saygın bir bilimdir. 

Ruhun değeri yükseklere çıkmasında değil, düzenli olmasındadır.

Ruhun büyüklüğü büyük, yüksek yerlerde değil, gösterişsiz yerlerde ortaya çıkarmış."

Yücelik ve büyüklük makamda, statüde, malda, mülkte değil, tevazuda, gösterişsiz yerlerde ortaya çıkarmış.

Bu sebeple kimin nerede olduğuna değil, nasıl olduğuna ve söylemlerindeki tutarlılık ve çelişkilere bakmakta fayda var.

Bu bakışı da ancak iradesine sahip sorumluluğunun farkında olanlar bakabilir, zaralı olana karşı faydayı ortaya çıkarma riskini üstlenirler.

Zavallılar, korkutulmuşlar, dalkavuklar, medya şempazeleri, aç gözlü şarlatanlar üstlenemezler.

Onlar, "Kralın" etrafında olmakla övünür ve öylece  tercihte bulunurlar.