Sessiz sedasız, derinden ama adım adım şampiyonluğa uzanan büyük bir başarı hikayesi onların hikayesi...
Dün akşamki şampiyon ekip, milli üniformalarını çıkarıp, yolda yanımızdan geçse çoğumuzun belki de fark edemeyeceği azimli ve kocaman yürekli kahramanlar onlar?
Bütün uzuvları görüntü itibariyle tam ama yüreği eksik insanlara rağmen yılmadılar, azmettiler, çevrelerinden gelen ?iki ayakla bile zor oynanıyor, nasıl başaracaksınız, yapamazsınız? uğultularına inat, rakiplerini eze eze bugüne kadar geldiler ve dün akşam tarih yazarak finale yürümekle kalmayıp adeta atlet hızıyla koştular.
Bir Arda Turan?ı, bir Emre Bölezoğlunu ezbere bildiğimiz kadar 14 aslan yürekli kahramandan bir tanesinin bile bırakın tanımayı ismini dahi duymamış olmamız ne kadar bizim için ne kadar büyük bir eksiklik.
Onlar asıl engelin bedende değil kafalarda olduğunu bir kez daha gösterdi bizlere?
Onlar azmin hikayesini bir kez daha yazdı tarihin altın sayfalarına...
Finale kadar güçlü rakiplerinin gözlerinin yaşına bakmadan büyük bir performans göstererek geldiler bu günlere? Tek bir istekleri vardı: Vodafone Park'ta oynamak! Şampiyonluk kupasını burada kaldırmak istiyorlardı. Beşiktaş yönetimi de kendine yakışanı yaptı ve duyar duymaz bu isteğini kırmayarak Vodafone Park'ın kapılarını sonuna kadar millilerimize açtı.
Başarının çalışmak ve azimle ayrılmayan kardeş olduğunu bizlere bir kez daha gösteren milli kahramanları Türk insanı da yalnız bırakmadı. Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı dün akşam hepsi tek yürek oldu ve tam 40 bin kişi o zafere tanıklık etmek için Vodafone Park'a geldi.
Son dakikalarda yenen gole rağmen pes etmeyen engelsiz sporcular, maçın bitimine az bir süre kala bulduğu golle rakibini 2-1 mağlup etti ve kupaya uzanan taraf oldu.
Türkiye'yi gururlandıran bu 14 koca adamın hayat hikayeleri de farklı farklı. Şırnak'ta vatan görevindeyken hain bir pusuda ayağını kaybeden kaptan Osman Çakmak'tan, trafik kazasında ayağını kaybeden Alican'a kadar hepsi değişik anılar biriktirip gönüllerin adeta bamtelini titretiyor.
Hepsinin ayrı ayrı hayat hikayeleri, hepsinin kendilerine has yaşam tarzları var ama tek tutkuları futbol ve milli formaya olan aşk...
İşte bizleri gururlandıran o 14 aslan yürekli insanların hayat hikayelerinin birkaç cümlelik özeti:
Osman Çakmak: Şampiyonluk golünü getiren Osman Çakmak, Şırnak'ta vatani görevini yerine getirirken mayına bastıktan sonra sol ayağını kaybedip gazi ünvanını aldı ve TSK Engelli SK'da futbol hayatına devam ediyor. Onunla birlikte Ampute Milli Takımı'nın da kaptanlığını yapıyor.
Feyyaz Gözaçık: Feyyaz da ampute milli takımındaki gururlarımızdan... Onun da sağ bacağı doğuştan yok... Hayata sporla tutunan Gözaçık, yüzme antrenörlüğü de yapıyor.
Barış Telli: Hafızalarımıza, yaptığı akrobatik hareketler ve gollerle kazınan Barış Telli de hayatını futbola adamış sporculardan... 5 yaşında sokakta futbol oynarken bir araba, ayağının üzerinden geçti ve o da bu olay sonrasında bacağını kaybetti.
Alican Kuruyamaç: Bir diğer gururumuz ise Alican Kuruyamaç... O da bir trafik kazasında ayağını kaybetti ve vücudundaki amputasyon, onu Ampute futbolunda tarih yazması için belki de kaderi oldu.
Muhammet Yeğen: Bir diğer asker kökenli milli sporcumuz. Onun da doğuştan bir bacağı kısa...
Rahmi Özcan: Ampute Milli Takımı'nın yıldızlarından Rahmi, tek bacağı olmasına karşın üstün futbol yetenekleriyle yeşil sahaların Ampute yıldızı... Onun da doğuştan sağ bacağı yok ama maç içinde sunduğu resitaller için bu bir engel değil...
Serkan Dereli: Doğuştan sol ayağı olmayan Serkan Dereli de turnuvadaki özverisiyle kupayı bize getirenlerden oldu...
Fatih Şentürk: Motosiklet ve spor tutkusunu yaşam tarzına yansıtmış bir isim Fatih Şentürk... Geçirdiği motosiklet kazası sonucunda sol ayağını kaybetti.
Fatih Karakuş: 5 yaşında iken elektrik çarpması sonucunda sol kolunu dirsekten kaybeden Fatih Karakuş, Şahinbey Belediyesi'nde engellere inat futbol yaşamına devam ediyor.
Selim Karadağ: Doğuştan sol kolu kısa olan Selim Karadağ, Ampute millilerimizin kalesini koruyor.
Kemal Güleş: 11 yaşında mahallede arkadaşlarıyla bir inşaat yıkımını seyrederken kepçe üstüne düştü.
Ömer Güleryüz: Finaldeki bir diğer golü atan Ömer Güleryüz ise Yeditepe SK'da futbol oynamaya devam edip engelleri birer birer aşıyor. Sol ayağı ise doğuştan kısa...
Mehmet Yunsur: Tarlada çalışırken sol ayağını saman makinesine kaptırıp kaybeden Mehmet Yunsur da Şahin Belediyesi'nde futbol yaşamına devam ediyor.
Kemal Güleç: Şırnak'ta vatani görevi sırasında geçirdiği bir kaza sonucunda, ayağına düşen bir taş bacağını kaybetmesine sebep oldu. Şimdilerde ise vatana olan aşkını Ampute Milli Takımı'nda göstermeye devam ediyor...
TEKNİK DİREKTÖR ÖZCAN: TÜRK HALKININ DUASIYLA ŞAMPİYON OLDUK
Ampute Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Özcan, göreve geldikten sonraki ilk şampiyonasında kupa kaldırmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirerek, 'Bu, bir ekip işi. Ekipten biri tökezlerse orada çöküntü olur. Bu başarıya takım halinde imza attık. Türk halkının duasıyla şampiyon olduk' diye konuştu.
'Başarıdaki en önemli faktör inanmaktır' ifadesini kullanan Özcan, şunları söyledi:
'Biz zaten yola inanan arkadaşlarla çıktık. Hepimiz inandık ve kupayı kazandık. Allah'a şükür hepsi inandı ve bunu başardık. Kupayı 45 bin seyircinin önünde kaldırmak da ayrı bir duygu. Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman'a, tesislerini açtığı için Türkiye Futbol Federasyonuna teşekkür ederim. Türk halkına ise desteklerinden ötürü ayrıca minnettarız.'
'KIYASLAMAK DOĞRU DEĞİL'
Özcan, A Milli Futbol Takımı ile kıyaslanmalarını doğru bulmadığını söyleyerek, futbolda her zaman kazanmanın mümkün olamayacağını vurguladı.
Özcan, 'A Milli Futbol Takımı ile kıyaslanmamızı doğru bulmuyorum. Onlar da bizim kardeşlerimiz. Futbolda başarısızlık olacaktır tabii ki. Her zaman kazanamazsınız' değerlendirmesinde bulundu.
'KONTÖRLÜ TELEFON KULLANIRLAR AMA PRİM KONUŞMAZLAR''
'Biz hiçbir zaman bir beklenti içinde olmadık. Bizim gururumuz Türk bayrağımızdır. Hiçbir şey milli gururun önüne geçemez' diyen Özcan, prim iddialarına tokat gibi bir cevap verdi :
'Bizim milli takımımızda bugüne kadar prim konuşulmadı, konuşulmaz da. Ay yıldızlı formayı giyen arkadaşlarımızın çoğu günlük hayatında toplu taşıma bileti ya da Akbil ile dolaşır. Kontörlü telefon kullanır ama bir gün olsun ağızlarına prim lafını almazlar. Bizim primimiz ay yıldızlı bayrağı dalgalandırmak. Sağolsunlar Spor Genel Müdürümüz devletin imkanları ölçüsünde bize destek veriyor.'
Haber: Yasemin Altun