Bursaspor- Somaspor maçında, Leyla Zana aleyhine yapılan -küfürlü- tezahürat AKP,MHP,DEMP ve CHP tarafından kınandı.
Küfür veya hakaret kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez.
Bu tür ifadeler istismarcılara malzeme olur ve bir arada yaşama kültürüne zarar verir. Zana ve benzerlerinin hedefi bu kültürü yok etmektir. Onun için milletin sinir uçlarına dokunan söz ve eylemlerde bulunuyorlar. Bir gün Kürt'le Türk arasına düşmanlık sokarlarsa dönüp dünyaya;" bir arada yaşama imkanımız kalmamıştır," diyecekler.
PKK ve türevlerinin stratejilerini farklılıklar üzerine kurmaları bundandır. Farklar üzerinden siyaset toplumu birleştirmez,birbirinden uzaklaştırarak ortak hayatı felce uğratır.
DEMP'lilerin her kışkırtıcı ifadesi bu amaca yönelik bir tuzaktır. Bölge halkını rahatsız edecek tarzda tepki gösterilmesini istiyorlar. Bu tuzağa düşmemek gerekir. Ne yazık ki, futbol seyircisi bu dikkat ve uyanıklığı gösteremiyor.
Birkaç yıl önce Trabzon seyircisi de Elazığ seyircisini, "PKK dışarı" sloganıyla karşılamıştı. Oysa Elazığ PKK'nın yuvalanamadığı illerimizin başında geliyor. Her Elazığ maçı milliyetçi sloganlarla başlar marşlarla biter. "Milliyetçi Elazığlılar grubu" belki de Türkiye'nin bu sıfatı taşıyan tek taraftar grubudur.
Belli çevrelerde şöyle bir algı var; Kayseri'nin doğusu sanki bütünüyle Kürt'müş gibi telakki ediliyor.Bu doğru değil,bu bölge Selçukluların, Akkoyunluların, Karakoyunluların, Ahlat beylerinin, Artukoğullarının bakiyesi olan Türkmen toplulukların yaşadıkları bir bölgedir.Bir kısmının soy kökü ile bağının zayıflamış veya kopmuş olması bu gerçeği değiştirmez.Unutana hatırlatmak devletin ve aydınların görevidir. Kaldı ki, insanların kendini farklı bir kökene isnat etmeleri yadırganacak bir durum değildir. Bundan dolayı kimse ayıplanamaz, muaheze edilemez. Önemli olan, ne olursak olalım bir bütünün renkleri olduğumuzu ve tek devlet, tek vatan idealine bağlı olmamız gerektiğini unutmayalım.Mücadele, Kürtlükle değil, bölücülükledir.
O tezahüratlardan rahatsız olanların şunu da düşünmeleri gerekir; bu seyirci bu noktaya nasıl geldi? Meclis kürsülerinde her gün bu milleti aşağılayanların hiç mi suçu yok? Ülkenin onlarca meselesi varken oturup kalkıp Öcalan'a övgüler dizenlerin hiç mi vebali yok? PKK ve bileşenleri, her fırsatta bu milletin değerleri ile oynayıp, milli bütünlüğüne kast ederken, insanların ne hissetmesini bekliyorsunuz? Öcalan tam 11 yıl önce İmralı tutanaklarında:" Anayasa'da vatan tanımı, Ulus tanımı,Cumhuriyet tanımı,yetkinin yerele devri hususları değişecek. Buna göre siyaset yapın," (s.244) diyordu. Leyla Zana da " Öcalan'ın bir gün Kürtlerin öğretmeni olacağını " söylüyordu. Komisyon numaraları ile şimdi iktidar bu yolu açmaya çalışıyor. Futbol seyircisi genç, dinamik ve cevvaldır, bunları görüyor, okuyor,üzülüyor,tepki göstermesi gerektiğini düşünüyor.Ancak tepkinin biçimi amacına hizmet etmiyor.İstismarcılara malzeme oluyor.
Kısacası Zana saygı duyulacak biri değil, ama küfür ve hakaret de doğru değil. Başkaları ne yaparsa yapsın,sözümüz, sloganımız ve tezahüratımız birleştirici olmalıdır.