Yüksel Durak

Tarih: 21.09.2022 08:49

KRALIÇE DE ÖLÜR (MÜS)… (II. Elizabeth ile 70 yil)

Facebook Twitter Linked-in

Yil bin dokuz yüz yetmis birdi, aylardan ekim, günü hatirlamiyorum. Dokuz yasinda ilkokul üçüncü sinif ögrencisi bir çocuk.
O gün hepimiz siyah önlüklerimiz ve üstüne takilan beyaz yakalarimizla piril pirildik. En yeni pantolonlarimizi/eteklerimizi giymistik. Ayakkabilarimiz cilalanmisti. Saç ve tirnak kontrolü bir gün önceden yapilmis, veliler tembih edilmis olmaliydi. Olmaliydi diyorum zira her sey kusursuzdu.
O gün sabah, sinifimizda ögretmenimiz, her birimizin eline, minik çitalarin ucuna tutturulmus iki bayrak verdi. Birini biliyorduk; bayragimizdi. Diger Ingiltere bayragiymis.
Heyecan dozunun giderek artmasini, kalbin hizli çalismasini, kanin damarlari zorlamasini o gün ögrenmistim. Vakit yaklasiyor olmaliydi. 
Bir kraliçe o gün, okulumuzu ziyarete geliyordu.
Kraliçeleri nadiren gittigimiz sinemadan ve kitaplardan biliyordum. Birden fazla kraliçe olmaliydi, çünkü birbirlerine tipa tip benzemiyorlardi. Ama hepsi çok güzeldi. Iste simdi birini gerçekten görecektik.
Kraliçe geldi. Biz elimizdeki bayraklari hiç durmadan salladik. Fakat bir hayal kirikligi yasadim sanki. Evet, kraliçe güzel bir kadindi… Ama bir kadindi iste, o kalabaliktaki kadinlardan birini onun gibi giydirsen, o gibi olacak bir kadin.

Ögrenmenin henüz basindaydim… Bir kismini sonradan, bir kismini çok daha sonradan ögrenecegim bir sürü sey daha vardi önümde; Ingiltere gibi.
Ingiltere’yi ögrenmek zordu. Zamanin birinde Orta Avrupali bir kavim olan Keltler Britanya adalarina göçmüs ve orada bir krallik kurmustu. Kurmustu da orada kimse yasamiyor muydu? Yasiyorlarsa o insanlara ne olmustu?
Ingiltere zaman içinde dünyanin en büyük imparatorluklarindan biri olmustu; üzerinde günes batmiyordu. Ama adi neydi? Ingiltere… Büyük Britanya… Birlesik Krallik… Ve hatta orijinal diliyle United Kingdom…
Ya da simdilerde Vikipedi’nin tanimlamasiyla Büyük Britanya ve Kuzey Irlanda Birlesik Kralligi veya yaygin adiyla Birlesik Krallik; Avrupa anakarasinin kuzeybati kiyilarinda, kuzeybati Avrupa'da egemen bir ülkedir. Birlesik Krallik; Ingiltere, Iskoçya, Galler ve diger ülkelerden Irlanda Denizi ile ayrilan Kuzey Irlanda olmak üzere dört kurucu ülkeden olusur. 
Ben kolay yoldan “Ingiliz Imparatorlugu” demeyi sevdim. Imparatorluktu ve basinda bir kral vardi ama demokrasinin de besigiydi ülke. Imparatorluk, krallik ve demokrasi bir arada olacak isler miydi Allah askina… Oluyormus.
Bu imparatorluk insanlari sasirtmayi seviyor olmaliydi. Elden ayriydilar. Vazgeçilmez protokolleri vardi ki dünyada her seyden daha önemliydi. “Bes Çayini” dünyada herkes bilirdi. Ölçü birimleri herkesten ayriydi. Otomobillerinin direksiyonlari sagdaydi. Icat ettikleri futbolu bütün ülkelere ihraç etmislerdi…
Iste o gün okulumuza gelen kadin bu Ingiliz Imparatorlugu’nun kraliçesi II. Elizabeth’mis. Bu ikincisi olduguna göre bir de bunun birincisi olmaliydi; varmis… I. Elizabeth çok uzun yillar önce (1558-1603) kraliçeymis ve çok uzun yillar (45 yil) kraliçe olarak kalmis.

II. Elizabeth bu ziyareti ile ülkemizi ikinci kez “onurlandirmis”. Ilk ziyaret, benim dogmama bir yil kala 1961 yilinda olmus. Kraliçe Iran’dan dönerken (Geçerken ugramis!) Esenboga Havalimaninda Cumhurbaskani Cemal Gürsel’le kisa bir görüsme gerçeklestirmis. 
Hassas bir insan olmali Kraliçe. Çünkü bu ziyaretin temel amaci Yassiada mahkemelerinde Adnan Menderes ve arkadaslari hakkinda verilecek olasi idam kararlarinin infaz edilmesini engellemekmis. Cumhurbaskani Gürsel’le havaalaninda kirk dakikalik birebir görüsmede Kraliçe, Gürsel’den mahkemeden çikabilecek olasi bir idam kararinin uygulanmamasini istemis.
Ne saniyordu bu kadin bizi? Birlesik Krallik ve Commonwealth bölgesi üyesi 14 ülkeden biri mi? Ingiliz Milletler Toplulugu’na bagli bir ülke mi? Ingiltere Kilisesi ile isimiz olmayacagini bilmiyor muydu? 
Tabi General Gürsel ve arkadaslari (Milli Birlik Komitesi) bu ricayi dikkate almamis, “bagimsiz mahkemelerin” verdigi idam kararlarini onamis ve infaz etmisti. Bunun ne kapanmaz bir yara oldugu yillar geçtikçe anlasilacakti.
Sevgili Kraliçe okulumuzu ziyaret ettiginde kirk bes yasindaymis. Annelerimizle (kadinlarimizla) kiyas etmis olmaliyim ki bana çok genç gelmisti. Bu da kraliçelik farki olmali; geç yaslaniyorlardir.
Bu ikinci ziyaret uzun süreliymis; tam sekiz gün… Ama benim ülkem yine sikintili ve zorlu bir süreci yasiyormus. 12 Mart Muhtirasinin (1971) üzerinden sadece alti ay kadar bir zaman geçmis. Askerin kurdurdugu I. Nihat Erim Hükümeti istifanin esigindeymis. Kraliçe’nin ziyareti esnasinda bütün sorunlar “dondurucuya atilmis” ve gündem degistirilmis. 
Kraliçe görkemli ziyaretinin ardindan Cumhurbaskani Sunay’a bir mesaj birakmis:
“Ankara’da, Istanbul’da ve güzel ülkenizin diger bölgelerinde bizim için hazirladiginiz ilginç ve degisik programin her dakikasini büyük bir zevk içinde geçirdik, beraberimizde gördügümüz samimi hüsnü kabulün mutlu hatiralarini götürüyoruz. Bu ziyaretin, iki ülke arasinda esasen var olan sevgi ve ilginin gelismesine ve kuvvetlenmesine yardim etmesi en halisane dilegimdir. Dünya barisinda her iki ülkenin de oynayabilecegi role güvenerek, ileride bu ugurda daha yakin bir is birligi içinde çalisacaklarini ümit ederim” 
II. Elizabeth’in ülkemizden ayrilmasindan sonra ülke gerçek gündemine dönmüs ve 26 Ekim’de Nihat Erim istifa etmis.
Kraliçe Türkiye’ye son ziyaretini 2008 yilinda yapti. Ilk durak Anitkabir’di. Özel deftere "Birlesik Krallik'in büyük deger verdigi bir dostu ve modern tarihin en büyük sahsiyetlerinden biri olan Mustafa Kemal Atatürk'e saygilarimi sunmak, benim için büyük bir onurdur" diye yazdi.
Kraliçe 1971’de de “Savasta yigit, barista sadik bir dost olan Türk ulusunun Ata’sina sonsuz saygiyla" notunu yazmisti.
Bu ziyarette Montrö Bogazlar Sözlesmesi biraz esnetilmisti: Kraliçe Elizabeth ve esi Edinburgh Dükü Prens Philip'in Istanbul ziyareti sirasinda HMS Illutrious uçak gemisi Istanbul Bogazi'na demirledi. Montrö’ye göre, uçak gemilerinin bogazlardan geçisi yasak olmasi sebebiyle uçak gemisindeki 14 uçak Güney Kibris’ta bulunan Ingiltere'ye ait askeri üsse indirildi ve helikopterler silahsizlandirildi.
Biz Kraliçe’nin her gelisine sevindik ve çok önem verdik. Dokuz yasimda görmüstüm Kraliçe’yi. Altmis yasima geldigim bugünlerde II. Elizabeth tahtta yetmisinci yilini kutluyordu. 
Kraliçenin babasi (Kral VI. George) 1952 yilinda uykusunda öldügünde elli alti yasindaymis Kralin iki kizindan büyük olani Prenses Elizabeth babasinin sagligi bozuk oldugu için ona vekaleten Ingiliz Uluslar Toplulugu ülkelerini kapsayan bir kraliyet gezisi esnasina Kenya’da iken almis haberi. 
Kraliçe’nin taç giyme töreni 2 Haziran 1953 tarihinde gerçeklesmis ve o günden bu yana taç basinda kaldi. 
Bu yetmis yilda;
II. Dünya Savasi’nin etkilerinden kurtulmaya çalisan dünyanin, ABD ve Sovyetler Birligi arasindaki “Soguk Savasin” sicaga dönüsme endisesine, Kore ve Vietnam Savasina, Küba Devrimine, bagimsizlik kazanan ülkelere (Libya, Sudan, Fas, Tunus…) (1950’lerde), 
John F. Kennedy suikastina ve Watergate skandalina (1960’larda),
Margaret Thatcher’in Ingiltere’nin ilk (ve günümüze kadar tek) kadin basbakani olarak seçilisine, Pinochet’in Sili’deki darbesine, Mao Zedung’un ölümüne, Sovyetler Birligi’nin Afganistan’i isgaline, Misir-Israil Baris Antlasmasina, Iran-Humeyni devrimine ve elbette Türklerin Kibris’i fethine (Kibris Baris Harekâti) (1970’lerde),
Polonya ve Macaristan’in SSCB’ye karsi gelmesine, Tiananmen meydani (Çin) ayaklanmasina, perestroyka ve glasnosta, Berlin Duvari’nin yikilmasina (1980’lerde),
Sovyetler Birligi’nin dagilmasina, Ruanda ve Srebrenitsa katliamlarina, Kuzey Irlanda sorununa, Rus-Çeçen savasina, Yugoslavya savaslarina ve bagli ülkelerin bagimsizliklarini ilan etmesine, Çekoslovakya’nin bölünmesine, Almanya’nin birlesmesine (1990’larda),
Ikiz Kuleler saldirisina, Irak ve Suriye savaslarina, Arap Baharina, vekalet savaslarina (2000’lerde)
ve daha nice olaylara taniklik etti. 

Ayni anda bir anne de olan Kraliçe, bir de gelin-kaynana vakasi yasadi…
Büyük oglan Prens Charles, 1981'de Diana ile "Yüz yilin dügünü" olarak adlandirilan bir törenle Londra'daki St. Paul Katedrali'nde evlendi. Tören televizyonlarda gösterildi ve tüm dünyadan milyonlarca kisi tarafindan izlendi.
Kraliçe 1982'de babaanne oldu; Prens William dünyaya geldi. 1984'te bir torun daha geldi; Prens Harry.
Sonra Prenses Diana ile Prens Charles arasinda geçimsizlik haberleri medyaya düsmeye basladi. Çift 1996’da resmen bosandi.
Fotografi en çok çekilen kadinlardan biri olan Prensesin hayati bundan böyle medyada daha çok yer almaya basladi. 1997'de Paris'te bir aksam yemeginin ardindan Dodi Al Fayed ile birlikte aracina binen Prenses, kendisini arkadasi ile görüntülemek isteyen gazetecilerin takibi altinda iken bir alt geçitte yasanan kaza sonucu hayatini kaybetti.
Eski kocasi Charles ve iki oglunun katildigi cenaze töreniyle defnedildi. “Halkin Prensesi” olarak anilan Diana’nin cenaze kortejine bir milyondan fazla kisi eslik etti. 

Kraliçe tahtinda otururken sinirlar degisti, ülkeler degisti, rejimler degisti, krallar, sultanlar, basbakanlar, devlet baskanlari degisti.

Ben her sey degisir, Kraliçe degismez saniyordum. Her seyin bi sonu vardir, Kraliçe’nin sonu yoktur zannediyordum. Herkes ölür Kraliçe ölmez diyordum.
Sonra bir gün Kraliçe’nin hastalik haberi düstü haberlere. Dünyanin gündemi Ingiltere oldu. Bizim yogun ve zorlu gündemimiz Ingiltere’ye döndü. Benim gündemim Kraliçe’ydi. 
8 Eylül 2022 tarihinde saraydan haber geldi: Kraliçe bu ögleden sonra Balmoral'da huzur içinde öldü…
Kraliçe de ölürmüs. Eh! Sultan Süleyman’a kalmayan dünyanin II. Elizabeth’e kalmasi düsünülemezdi. Ama ben düsünmüstüm, ne bileyim.
Yillardir “Tanri Kraliçeyi Korusun” diyen Ingilizler artik yeniden “Tanri Krali Korusun” diyecekler. Diyecekler de; demokrasinin besigi ve geleneklerine son derece bagli olan Ingiliz Imparatorlugunda hiçbir sey degismemis olabilir mi?
Örnegin Ingiliz Imparatorluguna bagli ülkeler ve Ingiliz Milletler Toplulugunun bazi ülkelerinde “Monarsi” tartismalari baslayabilir mi?
Bir daha böyle bir kraliçe gelmeyecegine göre neden olmasin…

Kaynaklar:
Vikipedi
Milliyet Gazetesi, Oguzcan Atis
dergipark.org.tr/Serif Demir
Milliyet Gazetesi
artsanculture.google.com


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —